Buldan’ın konuşmasından öne çıkan kısımlar şöyle:
Furkan Vakfı’nın Adana’da yapmak istediği basın açıklamasına, demokratik bir hakkın kullanımına kolluk güçlerinin yapmış olduğu insanlık dışı, hukuk dışı saldırı, AKP- MHP iktidarının sokaktaki, siyasetteki gerçek yüzünü bir kez daha göstermiştir.
Adana’daki tablo uzun bir süredir karakollarda, cezaevlerinde görünmez kapılar ardında rutin hale getirilen işkencenin sokaklara taşmış halidir.
16 yaşındaki Muharrem Aksem’in güvenlik güçlerinin atış yaptığı alana 400 metre mesafedeki alanda sağ eli kopmuş halde cansız bedeni bulundu. Bölge illerindeki atış alanları ve sahipsiz mühimmatlar nedeniyle bugüne değin yüzlerce insan hayatını kaybetti.
AKP-MHP iktidarı ölümün, işkencenin, cezasızlığın kol gezdiği bir ülkenin ortamını ne yazık ki yaratmış durumda. İşkenceye sıfır tolerans dediler, işkenceciye tolerans iktidarı oldular. 28 Şubat’ın mağduruyuz dediler, zulüm yarışında 28 Şubatçıların önüne geçmeyi başardılar.
Ölüm siyaseti, hasta tutuklulara yönelik düşmanlık hukuku AKP- MHP’nin iktidar siyaseti olarak karşımıza çıkmaktadır. Cezaevlerinin zulüm ve ölüm evlerine döndüğünü anlamak için sadece son 15 güne bakmak yeterlidir.
Iğdır S Tipi Kapalı Cezaevi’nde tek başına hücrede tutulan 28 yaşındaki Sinan Kaya şüpheli şekilde hayatını kaybetti.
Şervancan Güder, henüz 20 yaşındaydı. Van F tipi cezaevinden kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdi.
Diyarbakır D tipi cezaevinde tutulan ve yaşamını yitirmek üzereyken tahliye edilen hasta tutsak Hayri Karaş, tahliyesinden 10 gün sonra tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi.
Aysel Tuğluk da ağır hasta tutuklu olan bir arkadaşımız. Kendisine demans tanısı konulmasına, cezaevinde tek başına yaşamını idame ettiremeyecek olmasına rağmen tahliyesi engellenmektedir.
Buradan Adalet Bakanı’na bir kez daha seslenmek istiyorum: Cezaevlerini toplama kampına dönüştüren bu işkence uygulamasına bir an önce son verin.