Ana SayfaHaberlerGalatasaray'ın UEFA Şampiyonluğu'nun 25. yılı: Başarı neden tekrarlanamadı?

Galatasaray’ın UEFA Şampiyonluğu’nun 25. yılı: Başarı neden tekrarlanamadı?

Bundan tam 25 sene önce, Galatasaray Türk futbol tarihinde bir ilke imza atarak UEFA Kupası'nı kaldırdı. Üzerinden geçen çeyrek asra rağmen Türk futbolu bir Avrupa kupası daha görmedi. Peki neden?

Tarih 17 Mayıs 2000.

Galatasaray Danimarka’nın başkenti Kopenhag’daki Parken Stadyumu’nda İngiliz takımı Arsenal’le karşı karşıya geldi.

A Takım Kaptanı, namı diğer “Büyük Kaptan” Bülent Korkmaz o günü BBC Türkçe’ye anlatırken “Muhteşem bir ortamdı” diyor.

“Arsenalli oyuncuların çok gergin olduğunu görebiliyordum, bizimkiler çok rahattı.”

O güne dair hafızalara kazınan pek çok detay var.

Gheorghe Hagi’nin kırmızı kart görmesi, Bülent Korkmaz’ın omzunun çıkması, tribünlerde Gençlik Marşı’nın çınlaması, Cláudio Taffarel’in Thierry Henry’nin golünü kurtarışı…

Ve sonra, maçın normal süresi ve uzatmalar golsüz tamamlanınca, Türkiye’nin asla unutmayacağı bir heyecanla penaltılar başladı.

Bülent Korkmaz, Taffarel için “dünyanın en iyi kalecisiydi” diyor.

Maç penaltılara kaldığında kendi kendine “Kupa bizim” dediğini hatırlıyor.

Teknik direktör Fatih Terim’in kupa sevinci. Terim maç öncesinde oyunculara “Şartlar ne olursa olsun, oyun disiplinini bozmak yok” demişti.

Korkmaz yazı tura atışını kazanmış ve penaltı atışları için Türk seyircinin önündeki kaleyi seçmişti.

O gün stadda olan spor yorumcusu Banu Yelkovan, BBC Türkçe’ye taraftarın “bir saniye bile durmadan” tezahürat yaptığını anlatıyor:

“Tarif edilemeyecek büyük bir heyecanın sonunda tarif edilemeyecek büyük bir mutluluktu, stadyumda çok büyük coşku vardı.”

O gün ilk penaltıyı Ergün Penbe kullandı ve golü buldu. Arsenal’li Davor Šuker’in penaltıyı kaçırmasıyla durum 1-0 oldu.

Ardından Hakan Şükür’ün ve Arsenal’li Ray Parlour’un penaltı golleri geldi.

Ümit Davala, Galatasaray’ın üçüncü golünü attıktan sonra Arsenal Patrick Vieira ile son kez şansını denedi ama golü bulamadı.

Sonunda Galatasaraylı Popescu 4-1’lik skora imza atan son penaltıyı kaleye gönderdiğinde bütün Türkiye ayağa kalktı.

Maç bittiği anda stadyumda Türkçe bir playlist çalmaya başladı.

Banu Yelkovan o anları “düğün gibi bir ortamdı” diye hatırlıyor.

Galatasaray kupayı nasıl aldı?

Yelkovan “Türk futbol tarihi için bu kupanın önemi büyük çünkü tek” diyor.

Aynı yıl Galatasaray’ın Real Madrid’i yenerek Süper Kupa’yı da aldığını hatırlatıyor:

“UEFA Kupası ve Süper Kupa’yı üzerinden çok zaman geçti diye önemsiz göstermeye çalışanları ben anlamıyorum. Bir daha o aşamalara hiç gelemediğimize göre bu kupalar önemini koruyor.”

Peki Galatasaray’ın kupayı kaldırması tesadüf müydü? Takımı bu başarıya götüren şartlar neydi?

BBC Türkçe’ye konuşan Bağış Erten, 17 Mayıs 2000’e giden süreçte Türkiye’nin uzun yıllardır bir futbol ülkesi olmaya çalıştığını, özellikle 12 Eylül 1980 darbesinin ardından sistemli olarak futbola yatırım yapıldığını vurguluyor.

Erten bu yatırım karşılığında milli takıma Sepp Piontek ve Galatasaray’a teknik direktör olarak Jupp Derwall gibi isimlerin geldiğini, bunun Türk futboluna büyük katkıları olduğunu söylüyor.

Erten bu ortamda milli takımın 1996’daki Avrupa Şampiyonası’na gidişinin önemine dikkat çekiyor.

Bu dönemde Türkiye’nin üç tane ilk yaşadığını hatırlatıyor: UEFA Kupası, Avrupa Şampiyonası’nda bir çeyrek final ve Dünya Kupası’nda üçüncülük.

Banu Yelkovan’a göre de 17 Mayıs 2000’de kupa birçok etkinin bir araya gelmesiyle alındı.

Takımda genç yeteneklerin, tecrübeli büyük isimlerin ve bir arada oynamaya alışmış bir kadronun olduğunu hatırlatıyor.

Yelkovan, “Bir takımın omurgasını oluşturan unsurların hepsi yerli yerindeydi, kenarda da Fatih Terim gibi bu kadroyu iyi yöneten bir teknik adam vardı” diyor.

Ayrıca Galatasaray’ın o dönemde üst üste dört kez şampiyon olduğunu hatırlatıyor:

“Öncesindeki şampiyonlukların hepsinin bu kupada etkisi vardı.”

Erten de bu başarıda aynı anda hem Fatih Terim’in hem o oyuncu grubunun hem de Türkiye’nin rol oynadığını ifade ediyor:

“Bu başarının Terim imgesinden, futbolcu karakteri olarak Hagi imgesinden bağımsız olduğunu söylemek çok zor.”

‘Mucizeler kolay tekrarlanmaz’

Aradan geçen 25 yılda Fenerbahçe UEFA Avrupa Ligi’nde yarı final, Beşiktaş da çeyrek final oynadı.

Ancak hiçbir Türk takımı Galatasaray’ın o günkü başarısını yakalayamadı.

Peki neden?

Spor yorumcusu Bağış Erten, “Türkiye topraklarının futbol sistematiği, bir Avrupa şampiyonu çıkartmaya müsait değil” diyor ve ekliyor:

“O yüzden Galatasaray’ın yaptığı şeyin mucizevi olduğunu düşünüyorum. Mucizeler kolay tekrarlanmaz, miras bırakmaz.”

Erten Türkiye’nin bu başarıyı bir daha hiç yaşayamayacağının “belki o gün bile farkında” olduğunu söylüyor.

Erten’e göre bu başarıların tekrarlanamamasının sebebi kişilere bağlı bu kazanımların sistematik bir algı ve yapıya dayanmamasıydı.

Öte yandan, Türkiye’de devamlılık ve irade sorununa değinen Erten, “Bu seneki Galatasaray takımı dahil olmak üzere üç dört sene birarada oynayan ekip hiç olmadı” diyor.

Tarihte böylesine başarılar yakalayan takımlarda oyuncu kadrosunun büyük ölçüde korunduğunu belirten Erten, “Galatasaray’ın UEFA kupasını dördüncü senesinde kazanması bir rastlantı sonucu değil” sözlerini ekliyor.

Bülent Korkmaz da aslında maddi anlamda, tesis ve oyuncu olarak her şey iyiye giderken neyin eksik kaldığını futbol federasyonu ve kulüplerin düşünmesi gerektiğini söylüyor.

Banu Yelkovan ise Türk takımlarının imkanları iyileşirken son 25 yılda futbol endüstrisine giren büyük bütçelerin önemli kısmının, büyük liglerin büyük takımlarına gittiğini hatırlatıyor:

“Para parayı çekti, başarı başarıyı getirdi. Grup aşamalarında farklı ülkelerden takımlar görsek de şubat ve mart ayı geldiğinde geriye hep aynı takımlar kaldı.”

Kupa tekrar gelir mi?

Erten, bir Avrupa başarısına gitmenin çok uzun bir süre aynı performansı gösterebilmek anlamına geldiğini vurguluyor:

“Futbol yıldızlarla kupa getiren bir spor değildir, takımla getirir.”

Ancak, Okan Buruk’un oynattığı oyundaki “istikrar ve personel kullanma becerisinin” onu böyle bir başarıda en büyük aday yaptığını ifade ediyor:

“Bunun yine de imkansızı başarmak gibi bir şey olduğunu düşünüyorum”.

Banu Yelkovan “Ben iyimser bir insanım, %1 ihtimal bile olsa, ihtimal varsa neden olmasın” diyor.

Galatasaray’ın bu sene UEFA Avrupa Ligi’nde final oynayacak Tottenham ve Manchester United’ı yenmiş bir takım olduğunu hatırlatıyor.

Bülent Korkmaz ise Galatasaray’dan umutlu

Türkiye’nin en iyi oyuncularının Galatasaray’da oynadığını düşünen Korkmaz, Okan Buruk’u çok başarılı bulduğunu vurguluyor:

“Ben Galatasaray’dan bu sene bir kupa bekliyorum.”

“Şampiyonlar Ligi’nde Dortmund finali oynuyorsa bizim de oynamamız gerekir, orada olmazsa UEFA, orada olmazsa Konfederasyon. Gelecek sene üç kupadan birisi gelsin istiyorum.”

Günce Akpamuk /BBC Türkçe

- Advertisment -