Gezi Parkı davasında iş insanı Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet hapis, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Ali Ekmekçi’ye 18’er yıl hapis cezası ve tutuklama kararı verilmesine yurtiçinden olduğu gibi yurtdışından da çok sayıda tepki gelmeye devam ediyor.
O tepkilerden bazıları şu şekilde:
Avrupa Parlamentosu: Avrupa Konseyi’nde devam eden ihlal davalarında mutlaka sonuçlar doğuracaktır
Parlamento’nun Türkiye Daimi Raportörü Nacho Sánchez Amor ve AB-Türkiye Parlamento Delegasyon Başkanı Sergey Lagodinsky yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Türk yargısı, bugün Osman Kavala’yı ‘hükümeti devirmeye teşebbüs’ ettiği iddiasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm ederken en kötü tahminleri doğruladı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin bu üzücü kararı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına açıkça aykırıdır ve Avrupa Konseyi’nde devam eden ihlal davalarında mutlaka sonuçlar doğuracaktır.”
“Ağır hapis cezaları da alan bu ‘Gezi’ davasında Osman Kavala ve diğer sanıklar ve aileleriyle tam dayanışmamızı ifade ediyoruz. Bugün sadece onlar için değil, Türkiye’de temel hakları ve hukukun üstünlüğünü her gün savunanlar ve ülkenin AB’ye daha da yaklaştığını görmek isteyenler için çok üzücü bir gün. Açıkçası bunu yapmanın yolu bu değil.”
“Karar mevcut sistemin otoriter karakterini bir kez daha teyit etmekte ve temel haklar ve hukukun üstünlüğü alanında herhangi bir gerçek reform yapma konusundaki isteksizliği açıkça göstermektedir.”
“Kendi uluslararası taahhütlerine saygısızlık ederken, kurallara dayalı düzen konusunda uluslararası mutabakattan uzaklaşan bugünkü mevcut Türkiye için AB perspektifi yok denecek kadar azdır.’’
‘’Mahkemenin yargıç üyelerinden birinin iktidar partisi adayı olması, bu davanın siyasi müdahaleyle nasıl gölgelendiğinin bir başka şok edici örneğidir. Son 4,5 yıllık süreç, adil yargılama standartlarını tamamen hiçe sayarak birbirini takip eden adli manevralardan ibarettir.”
Uluslararası Af Örgütü: Bu siyasi güdümlü maskaralık insan haklarına yıkıcı bir darbedir
Uluslararası Af Örgütü Avrupa Bölgesel Ofisi Direktörü Nils Muižnieks’in karara ilişkin yayınladığı açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Bugün, olağanüstü boyutlarda bir adaletsizliğe tanık olduk. Bu karar yalnızca Osman Kavala’ya, aynı davada yargılanan diğer kişilere ve ailelerine değil, Türkiye’de ve tüm dünyada adalete ve insan hakları aktivizmine inanan herkese yönelik yıkıcı bir darbedir.”
“Mahkemenin kararı akla mantığa sığmıyor. Yargı yetkilileri, hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs gibi temelsiz suçlamaları destekleyecek herhangi bir kanıt sunmakta defalarca başarısız oldu. Bu haksız karar, Gezi Davası’nın yalnızca bağımsız sesleri susturma amacı taşıyan bir girişim olduğunu gösterdi.”
“Bu siyasi güdümlü maskaralık halihazırda Osman Kavala’nın sivil toplum aktivizmi nedeniyle dört buçuk yıldan uzun süredir devam eden keyfi tutukluluğuna sebep oldu. Bugün verilen aşırı sert mahkûmiyet kararlarının temyiz sürecinde, Osman Kavala ve diğer kişilerin derhal serbest bırakılması için çağrı yapmaya devam ediyoruz.”
Almanya Dışişleri Bakanı Außenministerin Annalena Baerbock: Kavala’nın derhal serbest bırakılmasını bekliyoruz
“Bu karar, Türkiye’nin Avrupa Konseyi üyesi ve AB adayı olarak taahhüt ettiği hukuk devleti standartlarına ve uluslararası yükümlülüklere açıkça aykırıdır. Osman Kavala’nın derhal serbest bırakılmasını bekliyoruz. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Türkiye’ye bunun için bağlayıcı bir taahhütte bulundu.”