10Haber’den Masum Gök’ün haberinden aktarıyoruz.
Kağıt hurdacısından çıkan MGK raporunda jandarmanın sorumlulukları arasında “Örgüte destek sağladığı bilinen işadamlarına karşı özel tedbirler uygulamak” maddesi bulunuyor.
Başbakan Tansu Çiller 4 Kasım 1993’te İstanbul’da gazetecilere çok ilginç bir açıklama yaptı. Çiller şöyle diyordu:
“Elimizde PKK’ya yardım eden Kürt işadamlarının listesi var. Listede 60 kadar isim bulunuyor. Devlet PKK’yla olduğu gibi PKK’ya mali destek sağlayanlarla da her biçimde mücadele edecektir.”
Çiller’in bu açıklamasından 11 ay önce MGK Genel Sekreterliği’nin yazdığı ve 10Haber’in yayınladığı gizli damgalı raporda jandarmaya verilen görevlerden biri de buydu; ‘Örgüte destek sağladığı bilinen işadamlarına karşı özel tedbirler uygulamak‘.
Kurduğu bu cümle ve bunun kaynağı 19 yıl sonra Meclis’in oluşturduğu Darbeleri Araştırma Komisyonu tarafından da soruldu Tansu Çiller’e ve bu kez şöyle dedi:
“Evet, böyle bir liste geldi önüme. Tahmin ediyorum ki İçişleri Bakanlığı’ndan geldi. MGK’da da bu tarz birtakım işadamlarının finansman için tehdit edildiği ve zorla para toplandığı ifade edildi. Bu çerçevede o gün, hatta o an önüme gelen bir listeydi. ‘Kimse buna boyun eğmesin, biz bunları koruruz. Kim bunu yapıyorsa bunları da önleriz… Bu işadamları tehdit ediliyorsa korkmasınlar…’ Verdiğim mesaj buydu.”
Kürt işadamları öldürülmeye başlıyor
Fakat konu Tansu Çiller’in 19 yıl sonra tevil etmeye çalıştığı gibi masum ve o iş insanlarını koruma amaçlı değildi. Tam tersine, PKK’ya yardım ettiği söylenen işadamlarının neredeyse tamamı hukuken hâlâ ‘faili meçhul’ sayılan cinayetlere kurban gitmeye başladı.
İlk öldürülen eroin kaçakçısı olarak bilinen Behçet Cantürk’tü. Cantürk’ün PKK’ya yakın yayın yapmak için 1992 Mayıs ayında kurulan Özgür Gündem gazetesinin finansörlerinden olduğu öne sürülüyordu. Cantürk, Çiller’in ‘elimizde PKK’ya yardım eden işadamlarının listesi var’ dedikten 70 gün sonra, 14 Ocak 1994’te öldürüldü. 25 Şubat’ta avukat Yusuf Ziya Ekinci ile devam eden cinayet dizisinde Savaş Buldan, Hacı Karay, Adnan Yıldırım, Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı Namık Erdoğan, avukat Medet Serhat, DEP’li avukat Faik Candan, Fevzi Arslan, Şahin Arslan ve Ankara’nın Altındağ ilçesinin Yüksekovalı Nüfus Müdürü Mecit Baskın katledildiler.
Tansu Çiller’in sözünü ettiği ‘PKK’ya yardım eden işadamları listesi’ yıllar sonra Jandarma Genel Komutanlığı’nın arşivinden de çıktı. Listeyi içeren belge jandarma istihbaratın arşivine ‘müteahhit çizelgesi’ adıyla kaydedilmişti.
Tansu Çiller’in ‘Elimizde PKK’ya yardım eden işadamlarının listesi var’ dediği liste yıllar sonra jandarma istihbaratın arşivinden çıktı.
Susurluk devlet çetesi-Çiller özel örgütü
Bütün bu cinayetlerin sadece PKK’ya desteği kesmek, PKK’ya destek verilmesini caydırmak amacıyla değil, bazı kişilerin bu işten kişisel maddi çıkar da elde etmesi için, hatta ‘ölüm listeleri’nin bu kişilerden haraç almak için de kullanıldığı yıllar sonra, 3 Kasım 1996’da Balıkesir’in Susurluk ilçesinde meydana gelen bir trafik kazasından sonra yaşanan skandalla ortaya çıktı.
Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde aralarında polis memurlarının yanı sıra Abdullah Çatlı ve Haluk Kırcı dahil bazı eski ülkücülerin de yer aldığı silahlı bir özel grup oluşturulduğu, bu grubun listede adı geçen Kürt işadamlarını ve başkalarını haraca bağladığı iddialarını Türkiye yıllarca konuştu, çok sayıda yargılama yapıldı, mahkumiyet kararları verildi, bazı isimler hapis de yattı.
Uzun yıllar boyunca yargılanan isimlerden biri de Mehmet Ağar’dı. Ağar yapılanları şahsi inisiyatifiyle değil devleti talimat verdiği için yaptığını, gerekirse bunların belgelerini de sunacağını mahkemelerde birkaç kez söyledi. Ağar elinde olduğunu söylediği belgeleri hiçbir zaman açıklamadı, çünkü mahkum olmadı.
Tansu Çiller ve Mehmet Ağar.
Susurluk MGK onaylı mıydı?
Susurluk skandalından sonra bu trafik kazasıyla ortaya çıkan ‘devlet çetesi’nin Milli Güvenlik Kurulu’ndan onay alan bir örgütlenme olduğunu ilk öne süren, o sırada Radikal gazetesinin Ankara Temsilcisi olan gazeteci İsmet Berkan oldu. Berkan, 6 Aralık 1996’da köşesinde yayınlanan yazısında ‘Bu satırların yazarının gördüğü bir MGK dokümanında kurulacak organizasyonun şeması ve bu organizasyonda görev alacak kişilerin isimleri de yer alıyordu.
İsimler arasında Abdullah Çatlı da vardı. Örgütte özel timden polisler, bazı askerler ve Çatlı’nın bazı arkadaşları da yer alacaktı’ diye yazıyor ve ekliyordu: “Bu satırların tamamı kopyasını almama ya da okurken not tutmama izin verilmeyen, sadece hızlı bir şekilde okuyabildiğim bir dokümana dayanarak yazıldı. Doğruluğunu pek çok başka şeye bakarak tartabildiğim bu haberin aslında yalan olmasını diliyorum. Tabii bugün hemen yalanlanacağından hiç şüphem yok. Ama temennim yalanlayanların doğruyu söylemesi.” MGK bu yetkiyi 1993’ün sonbahar aylarında vermişti Berkan’a göre.
O yazının çıktığı gün Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Berkan’ı telefonla arayarak kendisinin katıldığı bütün MGK’ların kararlarını tarattığını ve bu yazıda sözü edilen kararı bulamadığını söyledi.
Dava 2013 yılında açıldı
Süreç böyle devam ederken işlenen faili meçhul cinayetlerle ilgili 2013 yılında dava açıldı. Mehmet Ağar, İbrahim Şahin, Korkut Eken ve itiraflarıyla davanın yeniden açılmasını sağlayan Ayhan Çarkın’la birlikte 14 kişi daha davada sanık olarak yer aldı. Faili meçhul cinayetlerde öldürülenlerin yakınları ise davanın mağduruydu. Dava uzun yıllar devam etti ve sanıkların hepsi beraat etti.
2021 yılında istinaf mahkemesi yerel mahkemenin verdiği beraat kararını bozdu; bozma kararında yerel mahkemeyi de “Bu davanın yeniden açılmasına yol açan eski özel harekât polisi Ayhan Çarkın’ın bu konuda söylediklerini iyi dinlememişsiniz” diye uyardı. Yargılama tekrar başladı. Yerel mahkeme yine beraat kararı verdi. 4 Mart 2024’te ise önceki kararları bozan istinaf bu kez yerel mahkemenin kararını onayarak aralarında Mehmet Ağar, Korkut Eken gibi isimlerin de olduğu 18 sanık hakkında beraat kararı verdi.
Ancak istinaf mahkemesinin gerekçeli kararına Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi üyesi Ayhan Altun 160 sayfalık muhalefet şerhi yazdı. Ayhan Altun muhalefet şerhinde “Milli Güvenlik Kurulu’nca yasa dışı bölücü terör örgütüne rızaen veya değil, mali destek veren kişilere ilişkin bir listenin oluşturulduğu, bunların kamu ihalelerine girmekten yasaklandıkları, buna karşın zamanın Başbakanı Tansu Çiller’in 04.11.1993 tarihinde Holiday Inn otelindeki konuşması sırasında bildirdiği yukarıdaki açıklaması ve bilahare söz konusu listede adları yazılı olduğu iddia edilen bir kısım kişilerin öldürülmesi nedeniyle kamuoyunda listenin öldürülecekler listesi olarak anılmaya başlandığı anlaşılmaktadır” dedi. Dava şu an Yargıtay’da. Beraat kararını Yargıtay’ın da onaması durumunda faili meçhul cinayetler dosyası kapanacak.