Diyarbakır’ın Yenişehir ilçesindeki Sanat Sokağı’nda bir süre önce açılan Pîne isimli kafenin sahibi Ramazan Şimşek, kafede müşterilere Kürtçe hizmet vereceğini açıklaması üzerine sosyal medyada “Kafede, Türkçe konuşmak yasak” diye kampanya başlatıldı. Şimşek, önceki gün (29 Mayıs) sabah saatlerinde kafeye yapılan baskınla gözaltına alınmıştı.
Şimşek’ gözaltında, kafede çalınan ve kafenin sosyal medya hesaplarından paylaşılan Kürtçe şarkılar ile kafede bulunan kitap ve dergiler soruldu.
Amidahaber’den İlyas Akengin’in haberine göre suçlamaları reddeden Şimşek, ifadesinde şunları söyledi:
“Benim iş yerimde PKK/KCK mensuplarının benimsenmesiyle ilgili bir durum yoktur. Kafenin sosyal medya hesabından yapılan bu paylaşımlar iş yerimizde bu tarz etkinliklerin yapıldığı, birçok müzik türlerinin sergilendiği yönünde müşterilere reklam amacı ile yapılmıştır. Bu şarkılar anonim şarkılar olup, herhangi bir propaganda amacı taşımamaktadır. Ayrıca bu şarkıların yasaklı olduğuna dair herhangi bir bilgim yoktur.”
Kafede bulunan ve haklarında toplatma kararı olduğu iddia edilen kitap ve dergiler de sorulan Şimşek şunları söyledi:
“Benim iş yerinde çok sayıda dergi ve kitap bulunmaktadır. İş yerindeki kitapları kitapçıdan temin ediyorum. Hatta iş yerinde bine yakın kitap bulunmaktadır. Dergiler ise kimliğini bilmediğim kişiler tarafından getirilmiştir. Bu kitap ve dergilerin yasaklı olduğunu bilmiyordum. Bunlar kafede dekor amaçlı bulunan yayınlardır. Asla bu kitapların kafede satışı söz konusu değildir. Her bir kitaptan bir yada iki tane bulunur.”
“Kürtçe bilmeyen müşteriler de geliyor”
Şimşek’e kafede bulunan, üzerinde Kürtçe olarak “15 Mayıs Kürt Dil Bayramı’ndan sonra bu iş yerinde artık Kürtçe konuşulacak. Lütfen Kürtçe konuşun” yazan kartonlar soruldu. Şimşek şöyle yanıtladı:
“Görselde Kürtçe’nin yasaklanması söylenmemiştir. 15 Mayıs Kürt Dil Bayramı’ndan sonra bu iş yerinde artık Kürtçe konuşulacak. ‘Lütfen Kürtçe konuşun’ şeklindeki evrakı basın mensupları geldiği ve röportaj verdiğim esnada işlettiğim kafeye ben astım. Bu kağıtta Kürtçe’ye pozitif ayrımcılık yapma amacı güttüm. Zaten kafeye Kürtçe bilmeyen müşteriler de gelmektedir. Bu müşterilerimize bu dili bilmemeleri nedeniyle hizmet vermemem ticarete aykırı bir durumdur, bana da Türkçe konuştuğum için hizmet alamadığına dair herhangi bir şikayette bulunan olmamıştır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti Anayasasının 3. Maddesini ihlal etmediğimi düşünüyorum.”