Ana SayfaHaberlerGreta Thunberg, Madleen ile Gazze'ye yelken açacak. Teknenin adı Gazze’nin tek kadın...

Greta Thunberg, Madleen ile Gazze’ye yelken açacak. Teknenin adı Gazze’nin tek kadın balıkçısından geliyor

22 yaşındaki iklim savunucusu İsveçli aktivist Greta Thunberg’in aralarında olduğu aktivistler bugün Sicilya'nın Katanya kentinden “Madleen” gemisiyle yola çıkarak Gazze'deki Filistin halkına hayati önem taşıyan yardım malzemeleri ulaştırmaya çalışacak ve İsrail'in aylardır sürdürdüğü ablukayı protesto edecek. Teknenin adı Gazze’nin tek kadın balıkçısı Madleen Kolab’dan geliyor.

Greta Thunberg, Özgürlük Filosu Koalisyonu’nun yeni gemisi Madleen ile Gazze’ye doğru yola çıkmak için Sicilya’nın Katanya kentine geldi.

Geminin bugün  yola çıkması bekleniyor. Madleen gemisinde Thunberg dışında “Game of Thrones” oyuncusu Liam Cunningham, Avrupa Parlamentosu üyesi Rima Hassan da olacak.

Thunberg, Zeteo’ ya konuştu:

“Dünyanın çoğunda gördüğümüz sessizlik ve pasiflik ölümcül. 2 milyon insanın sistematik olarak açlığa maruz kaldığını görüyoruz. Her birimizin özgür bir Filistin için mücadele etmek için elimizden gelen her şeyi yapmak gibi ahlaki bir yükümlülüğü var.”

Bu, aktivistlerinin birkaç ay içinde ikinci denemesi olacak. Vicdan gemisi 2 Mayıs’ta Malta açıklarındaki uluslararası sularda İsrail’in insansız hava araçları tarafından saldırıya uğramıştı.

Geminin rotası online olarak izlenebilecek.

Yardım gemisine adını veren Madleen..

Yat, Gazze’nin tek kadın balıkçısından adını alıyor.

2014 yılında Charlie Andreasson, Gazze’ye gidip o sırada 19 yaşında olan Gazze’nin tek kadın balıkçısı Madleen Kolab ile röportaj yapmıştı.

“Onu birden fazla kez orada, limanın ucunda dururken gördüm; limandaki teknelere, sonra da ufka doğru bakarken. Ve bir anlığına, kendimi gördüm onda: Çocukken bisikletime atlayıp limana gittiğimde, iskelede durup uzun uzun, ufkun ötesine giden tekneleri izler, o çizginin ötesinde ne olduğunu merak ederdim. Kendi kendime, acaba o da aynısını mı yapıyor, diye sordum.

Ama o bir çocuk değil, genç bir yetişkin kadın. Güçlü bir kadın.

19 yaşındaki Gazze’nin tek kadın balıkçısı Madleen Kolab ile röportaj yapmak için iyi bir arkadaşımdan bir görüşme ayarlamasını istedim. Daha sonra, bana bu görüşmede aslında sadece yüz yüze “röportaj vermediğini” söylemek istediğini itiraf etti. Yaklaşık iki yıldır, gazetecilerin yalnızca kendi kariyerleri için yazdığını düşündüğü için tüm röportaj taleplerini geri çeviriyordu. Ama beni tanıyınca ve Gazze’nin Gemisi’ni (Gaza’s Ark) yeniden inşa etme çalışmalarında yer aldığımı fark edince, Filistin için çalıştığımı bildiği için bir istisna yapmaya karar verdi. Sert bakışları bu konuda ne kadar ciddi olduğunu gösteriyordu; kendimi onurlanmış ama bir o kadar da mahcup hissettim, gözlerimi not defterime indirdiğim için şükrettim.

Madleen, altı yaşındayken babasına balığa giderken eşlik etmeye başlamış ve mesleğinin ne olacağını çok erken yaşta anlamış. İşini seviyor. Denizde olmanın ona bir özgürlük duygusu verdiğini söylüyor ve özellikle kimsenin onu bu işi yapmaya zorlamadığını vurguluyor. Sorularıma kararlı cevapları, kendine güvenen bakışları ve en küçük bir tereddüt göstermemesi, söylediklerinde samimi olduğunu anlamamı sağladı. Diğer balıkçılar tarafından eşit bir meslektaş olarak saygı gördüğünü söylediğinde ona inanmamak mümkün değildi. Ancak, balıkçılık gibi aşırı erkek egemen bir sektöre kadınların girmesinin dünya genelinde zor olduğunu vurguladığımda, o da kendi hakları için mücadele ettiğini ve ayrımcılıkla karşılaştığını kabul etti. Ama artık bunun değiştiğini söylüyor.

Madleen, dört kardeşin en büyüğü. İki erkek kardeşinden küçüğüyle birlikte “hasaka” denilen, küçük motorlu bir teknede balığa çıkıyor. Daha önce kürekle hareket ettirdiği bir teknesi vardı. Şimdi ise daha derin sulara açılabiliyor ve bu da daha iyi bir av yapmasına olanak tanıyor. Ayrıca daha güvenli.

Ama İsrail devriye botları tarafından saldırıya uğramış. Kurşunların teknesinin etrafında vızıldaması onun için alışıldık hale gelmiş. Bir keresinde tutuklanmaktan korkmuş ama teknede bir kadın olduğunu gören İsrail askerleri, nasıl davranacaklarını bilemediklerinden onu limana dönmeye zorlamışlar. Madleen bunun onu sonsuza dek korumayacağını biliyor, bu yüzden daha açık sulara gidip daha çok balık yakalamak yerine, diğer balıkçılarla av için yarışmayı tercih ediyor. Çünkü biliyor ki, İsrail ordusu bir tekneyi hedef almayı kafasına koyduğunda, o tekneyi diğerlerinden ayırmakta tereddüt etmiyor.

Ocak ayında, balıkçılara yönelik on üç saldırı düzenlendiğini belirterek, şiddetin tırmanmasını sordum. Saldırıların biri altı deniz mili sınırında, diğerleri ise üç mil ya da daha yakın mesafelerde gerçekleşmiş. Madleen, eğer altı mil açılmalarına izin verilirse İsrail deniz kuvvetlerinin onları beş mil içinde tuttuğunu, izin üç mil olunca da bu mesafenin gerçekte iki mil bile olmadığını söylüyor. Ama şimdi saldırıların bu kadar kıyıya yakın yapılmasının sebebinin av mevsimi olduğunu ve İsrail’in Filistinli balıkçıların geçimini zorlaştırmak istediğini düşünüyor. Bu görüşü, geçici olarak tutuklanan ve ekipmanlarına el konulan diğer balıkçılarla yaptığım konuşmalarla da örtüşüyor. Ve İsrail ordusunun, dünya sesini çıkarmadığı sürece bu insanlık dışı uygulamaları sürdürmeye devam edeceğini biliyor.

Peki, abluka olmasaydı ne yapardı? Gazze’yi terk eder miydi? Madleen hiç tereddüt etmeden yanıtladı. Hayır, kalırdı. Filistin onun evi. Ama daha açık sulara gider, aşırı avlanmış ve sığ sulardan uzak dururdu. Küresel toplumun İsrail’i bu yasa dışı ve insanlık dışı ablukanın son bulması için zorlamasını istiyor. Çünkü balıkçılar bunu kendi başlarına yapamaz. Ve Madleen’in haklı olarak belirttiği gibi, kendi sularında balık tutma hakları var.

Şu anda her şey bir kâbus gibi, diyor; gelecek karanlık görünüyor. Yine de bir gün bu ablukadan kurtulacaklarına dair umudu var. Ve umut etmek, şu anda yapabilecekleri tek şey.

Telefonu çaldı. Biri nerede olduğunu soruyordu. Madleen aslında uzun süre kalmayı hiç düşünmemişti, bana başka sorum olup olmadığını sordu. Birkaç fotoğrafını çektim ve zaman ayırdığı için teşekkür ettim. Gitmeden önce, Gazze’nin Gemisi’nin tekrar suya indirilmesine yardım etmeyi teklif etti. Ama onu yeniden göreceğimi düşünüyorum, limanın ucunda yine öylece dururken. Ve aklıma geliyor: Ona asıl o soruyu hiç sormamışım — ufka bakarken ne düşündüğünü.”

- Advertisment -