11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yeni çözüm sürecini Karar’dan Sema Kızılarslan’a değerlendirdi:
“2009 yılında Kürt meselesinin demokrasi ve insan hakları temelinde çözülmesi gerektiğini söylediğini hatırlatan Gül “Türkiye’de kimilerinin ‘Kürt meselesi’, kimilerinin ‘terör meselesi’ olarak adlandırdığı bu konu, ülkenin en önemli sorunlarından biridir. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana varlığını sürdüren ve son 30-40 yılın en belirleyici meselesi haline gelen bu sorun hem siyaseti hem de toplumu derinden etkilemiştir. Ben de Cumhurbaşkanlığı dönemimde ve daha önceki pozisyonlarımda bu konuyu Türkiye’nin en büyük sorunu olarak gördüm. O dönemde, bu meseleyi çözmek adına çok çaba sarf ettim ve meselenin mutlaka Türkiye’nin kendi inisiyatifiyle gündemden düşmesi gerektiğini savundum. Bu bakış açısına sahip biri olarak, Sayın Devlet Bahçeli’nin açıklamalarını ‘olağanüstü bir adım’ olarak değerlendiriyorum”
“Çünkü bu tür sorunlarda, en zıt görüşlere sahip kesimlerin diyalog ve anlayış geliştirmesi, çözüm için bir gerekliliktir. Aksi halde, kutuplaşma devam eder ve her taraf, kendi bakış açısına göre meseleyi konsolide etmeye çalışır. Bu bağlamda, Milliyetçi Hareket Partisi’nin geçmişte bu konuda en keskin duruşa sahip taraf olduğunu göz önünde bulundurursak, Sayın Bahçeli’nin bu adımı son derece önemli bir gelişmedir. Bu girişimi, yeni bir sayfanın açılması olarak görüyorum ve bu sürecin düzgün bir şekilde ilerleyerek neticeye ulaşmasını umut ediyorum.”
“Ayrıca bu adımı, Türk milliyetçiliğine yapılmış en büyük hizmet olarak değerlendiriyorum. Türk milliyetçiliğini geniş bir perspektiften ele aldığınızda, Türkiye’nin güçlü bir ülke haline gelmesi, sorunlarından arınarak tüm enerjisini halkının mutluluğu ve refahına odaklaması, uluslararası arenada seçkin ve çevresine ilham veren bir toplum olarak yer alması anlamını taşır. Türkiye’nin artık tüm enerjisini halkının mutluluğuna vermesi gerektiğine inanıyorum.”
“Ancak, geçmişteki tutumların artık geride bırakılması gerekiyor. Bu süreçte, hükümetin ve Sayın Cumhurbaşkanı’nın desteğini samimi bir şekilde gördüğümü ifade etmek istiyorum. Bazı kesimler, Cumhurbaşkanı’nı daha aktif bir rol üstlenirken görmek isteyebilir. Ancak, Cumhurbaşkanı’nın konumu gereği daha temkinli hareket etmesinin doğru bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum.”