Ana SayfaHaberlerGündem'AB müzakereleri için referanduma gidebiliriz'

‘AB müzakereleri için referanduma gidebiliriz’

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi mezuniyet törenine katılarak konuşma yaptı. Avrupa Birliği’ni eleştiren Erdoğan, Türkiye’de AB ile müzakerelere devam edip etmemenin sorulacağı bir referandum yapılabileceğini söyledi:

 

Ey Başkan [Avrupa Birliği Komisyon Başkanı] sen Türk milletini tanımadın. Bu millet, oradan gelecek vizeymiş, geri kabulmüş, bunların peşinde değil. Siz, siz şu anda tam manasıyla Türkiye'nin peşindesiniz. Türkiye kapıyı açıp da mültecileri salarsa, halimiz ne olacak diye düşünüyorsunuz. Geri kabul, vesaire, sizin ne kadar sözünüzde durmaz olduğunuzu gösteriyor. Erdoğan sizin bu çirkin yüzünüzü ortaya koyduğu için çılgına dönüyorsunuz. Onun için de Erdoğan’dan nasıl kurtuluruz çalışmaları içerisindesiniz.

 

Cameron, ‘Türkiye 3 bin yılına kadar AB’ye giremez’ diyor. Sen bize yüz yüzeyken öyle demiyordun. Hep bize söylediği şuydu, 'Her zaman yanınızdayız, bir an önce Türkiye'nin Avrupa Birliğine girmesi için her türlü gayreti gösteriyoruz'. Ne oldu şimdi? 

 

Türkiye'ye resmen sene 1963 söz verdiniz, sene 2016, 53 yıl geçti hala oyalıyorsunuz. Niye oyalıyorsunuz? Ey Avrupa Birliği, siz bizi halkının büyük bir çoğunluğu Müslüman olduğu için kabul etmiyorsunuz. Evet… Bunun aksini ispat edemezsiniz ve bunu Fransa'nın eski dışişleri bakanlarından bir tanesi bana zaten açık açık söyledi. Sayın Davutoğlu da yanımda, üçlü olarak görüşüyoruz ve açık açık söyledi. 'Sizi almazlar dedi Avrupa Birliğine, boşuna uğraşıyorsunuz?'. 'Niye?' dedim, 'Müslümansınız' dedi. Biz de bunu biliyoruz aslında dedim ama biz yine de bakalım bir samimiyet testidir diye bu yola girdik ve işte 1963, şimdi 2016…

 

NATO’da bir yanlışlık yaptık ama buralara almazlar’ diyorlar. Biz de referanduma gideriz. ‘AB ile müzakerelere tamam mı, devam mı?’ diye sorarız. Milletim 'devam' derse biz de devam ederiz, çünkü ben kendilerine hep dedim, 'Ya bizi almayacaksanız söyleyin, alacaksanız da bu işi bitirin.' Ne 'evet' ne 'hayır' dediler bugüne kadar, hep bizi oyaladılar.

 

Asıl böyle bir durumda düzenli göç imkanından mahkum kaldıkları için yeniden harekete geçecek milyonlarca mülteci Avrupa kapılarına dayandığında Sayın Komisyon Başkanı bu durumu kime nasıl anlatacak onu düşünsün. Biz, vize serbestisi olmadan bugüne kadar olduğu gibi hayatımızı yine sürdürürüz ama Avrupa ülkeleri, geri kabul anlaşmasının getirdiği imkanlara umudunu bağlamış milyonlarca mültecinin yaşayacakları hayal kırıklığının ardından ortaya çıkacak tabloyu aynı rahatlık ve soğukkanlılıkla karşılayabilir mi onu bilmiyorum. Yaşayıp göreceğiz.

 

'Varsın olmaz olsun vize muafiyeti'

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ardından Başbakan Binali Yıldırım da Ankara’da iftar programında yaptığı konuşmada AB’yi eleştirdi:

 

“Avrupa Birliği şunu bilmelidir ki Türkiye'nin bağımsızlığından, toprak bütünlüğünden daha önemli hiçbir şey yoktur, Avrupa Birliği üyeliği de dahildir buna. Varsın olmaz olsun vize muafiyeti! Biz ne yapıyorsak kendi demokrasimizi geliştirmek, insanımızın hayat kalitesini artırmak için yaptık. Biz taahhütlerimizi getiriyoruz. Avrupa Birliği için şimdi dürüst davranma zamanı! Türkiye’yi iç siyasetlerine malzeme yapmasınlar. İngiltere, Almanya, Fransa’da seçim olacak, konu Türkiye.” 

 

‘Üniversitelerle yetinmeyip liseleri kaşıyorlar’

 

Erdoğan, bir grup aydın, sanatçı ve gazetecinin dün yayımladıkları “Yetti artık, Erdoğan rejimine ihtar” başlıklı bildiriyi de hedef aldı:

 

“Dün yine birileri güya bize ihtar vermek için bildiri yayınlamışlar. Bakıyorsunuz, kendi milletine söven sözde profesörü, terör örgütüne militanlık eden sözde akademisyenleri, gazetecileri savunuyorlar.

 

Paralel ihanet çetesinin pençesindeki üniversitelere kayyum atanmasına karşı çıkıyorlar, üniversitelerle yetinmeyip liseleri kaşıyorlar. Orayı halledemediler, şimdi liselere indiler. ‘Liselere kulak ver’ diyorlar, sen önce millete kulak ver. Milletin size de, yayımladığınız bildirilere de itibarı yoktur. Milletin değerleri ve temsilcileriyle kavga etmekten vazgeçmezseniz, kendi çirkinliğiniz içinde boğulup gideceksiniz.” 

 

Kaynak: Al Jazeera ve AA

- Advertisment -