Ankara-Washington hattında Gülen’in iadesine ilişkin yeni bir mesai daha başladı. Gülen’in iadesi ve Gülen yapılanmasına bağlı okul, yardım vakfı gibi kuruluşlara yönelik yürütülen soruşturmalar kapsamında Ankara’dan adli yardım isteyen ABD, özel bir heyetle Ankara'da temaslarda bulunuyor.
ABD İstihbarat Teşkilatı FBI’dan isimlerin de aralarında olduğu 5 kişilik ABD heyeti, 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin en kritik isimleri olarak bilinen tutuklular ile gizli tanıkların sorgularına da katıldı.
Ankara, ABD heyetinin bu ziyaretini Washington yönetiminin Türkiye’nin Gülen yapılanmasıyla mücadelesine verdiği ‘en somut adım’ olarak nitelendiriyor. Ankara’dan Washington’a Gülen’in iadesi konusunda bugüne kadar gönderilen belgelere ‘şüphe’yle yaklaşan ABD’nin, bu ziyarette bu şüphelerini gidermesi temel beklenti.
Ankara; 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin arkasında Fethullah Gülen’in olduğu yönündeki düşüncesini ABD ile paylaştıktan sonra Gülen yapılanmasına bağlı okullar başta olmak üzere bu yapılanmayla ilgili her kuruluşa yönelik ABD’de vergi kaçakçılığı, evrakta sahtecilik, kara para aklama gibi suçlardan soruşturma yürütülmeye başlanmıştı.
Bu soruşturmaları tamamlamak isteyen Washington yönetiminin, ABD heyetinin ziyaretinin hemen ardından Ankara’yla ‘daha somut’ gelişmeler paylaşması da beklentiler arasında. Öyle ki ABD heyeti Ankara’daki temasları kapsamında hem bu soruşturmaları hem de Gülen’in iade dosyasını ilerletmek için ilk olarak Ankara Adliyesi’ni ziyaret etti.
Yeni deliller toplanıyor
Ankara Adliyesi’nde 15 Temmuz gecesi yaşananlara ilişkin özel bir brifing alan ABD heyeti, Türkiye’nin 15 Temmuz darbe soruşturmalarında geldiği aşamayı da öğrenmiş oldu. ABD heyeti Türk savcıların 15 Temmuz tutukluları ile gizli tanıklara dönük sorgulamalarına da katıldı.
ABD heyetinin, sorgulamalarına katıldığı isimler arasında darbe girişimini yöneten 5 sivil imamdan biri olarak kamuoyuna anlatılan Kemal Batmaz’ın ismi öne çıkıyor. 15 Temmuz’da yakalanan Batmaz, Ankara 17.Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen "Genelkurmay çatı davası"nda yargılanıyor. ABD heyetinin dinlediği isimler arasında 'Kuzgun' ve 'Şapka' olarak bilinen gizli tanıklar da yer aldı. ABD’li heyete darbe girişiminde rol alan sivil imamlar Kemal Batmaz ve Hakan Çiçek’in telefon imajları da verildi.
Adalet Bakanlığı, 19 Temmuz 2016’da Gülen hakkında ABD'ye dört ayrı iade dosyası göndererek Gülen’in acilen iadesinin resmen istendiği süreci başlatmıştı.
ABD 'hukukun gereği'ne ilişkin prosedürü tamamlamak istiyor
Bu süreçte iki yılın geride kaldığını, ABD’yle her türlü bilgi ve belge paylaşımının gerçekleştirildiğini belirten Türk yetkililer, hukuken ‘ağır ama sonuç alıcı’ bir sürece girildiğini söylüyor. ABD’li yetkililer ise sürecin başından beri söyledikleri 'hukukun gereği'ne ilişkin tüm prosedürü tamamlamaya kararlı olduklarında ısrar ediyor.
Peki, ABD heyetinin Ankara Adliyesi’nde yürüttüğü temaslar, 15 Temmuz tanıklarının dinlenmesi hukuken ne anlama geliyor? Gülen’in iadesini, ABD’de Gülen’e bağlı kuruluşlara dönük soruşturmaların tamamlanmasını 'hukuk' mu, 'siyaset' mi belirleyecek?
"Hukuktan çok siyasi"
TOBB Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden ceza hukukçusu Doç. Olgun Değirmenci DW Türkçe'ye yaptığı açıklamada, ABD heyetinin Ankara temaslarının bir çeşit 'delillendirme yöntemi'yle soruşturmaya dönük iddianamenin hazırlanabilmesi için hazırlık süreci olduğunu öngörüyor.
Değirmenci, "İfadeler dinleniyor. Tanıklardan belli soruların yanıtlanması isteniyor. Kafalardaki, belgelerdeki şüphelere ilişkin değerlendirmeler yapılıyor. Deliller güçlendirilmeye çalışılıyor" diye konuştu.
Heyetin temaslarıyla birlikte Türkiye ile ABD arasında Gülen yapılanmasına karşı bir işbirliğinin de somutça ortaya konduğunu, bu konuda her iki tarafın da ortak bir arayışta birleştiğinin görüldüğünü anlatan Değirmenci, "Ancak bu arayışı sonuçlandıracak olan hukuktan çok siyaset olacak görünüyor. Eğer siyasi karar alınmazsa hukuki sürecin uzaması kaçınılmaz" dedi.
"Terör suçuna odaklanılması gerekiyor"
DW Türkçe'ye konuşan uluslararası ceza hukukçusu Prof. Durmuş Tezcan da, Gülen’in 'terör suçlusu' olduğuna ve bu suçun da tüm uluslararası sözleşmelerdeki iade yasağını ortadan kaldırdığına dikkat çekti.
Yani, ABD'nin Gülen’i iade etmek ve dosyalarını sonuçlandırmak için siyasi suçtan çok terör suçuna odaklanması gerekiyor. Tezcan, "ABD, Gülen örgütünü terör örgütü olarak görüp görmediğini, bu örgütle bağlantılı olduğu için tutuklu isimleri dinleyerek belki de daha da netleştirecek. ABD heyetinin ziyareti buna yarayabilir" diye konuştu. Tezcan’a göre de, Gülen’in iadesinde siyasi kararlar hukuki süreci hızlandıracak ya da yavaşlatacak.
"ABD'nin kötü muamele çekincesi"
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. Adem Sözüer, Gülen’in iadesi konusunda ABD'nin kimi çekinceleri olabileceği ihtimaline dikkat çekti.
Sözüer bunları; adil yargılamanın ya da kötü muamelenin olup olmayacağı olarak sıralıyor.
Ancak Sözüer, tüm uluslararası sözleşmelerin, uluslararası hukukun darbe girişimleri, sivillerin öldürülmesi noktasında ortak bir hükmünün olduğuna dikkat çekti ve bu hükmü de "Suçlular ya iade edilir, edilemiyorsa da bulunduğu ülkede yargılanır" diye özetledi.
Ancak ABD’nin bu kuralı ihlal ettiğini öne süren Sözüer, Ankara-Washington hattındaki yeni süreçte ABD’nin bu kurala ne kadar uyacağının bir kez daha test edileceği mesajını verdi.