Avrupa Parlamentosu’nun (AP) Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki katılım müzakerelerinin askıya alınması önerisinde bulunan kararı Strasbourg’daki genel kurul oturumuda oy çoğunluğuyla kabul edildi. Oylamaya katılan 622 parlamenterden 370’i karar lehinde, 109’u ise karar aleyhide oy kullandı. 143 parlamenter çekimser kaldı.
Nihai oylama öncesi Hristiyan Demokrat, aşırı sağcı ve AB karşıtı gruplar tarafından, müzakerelerin “askıya alınması” yerine “tamamen sonlandırılmasını” isteyen ve ayrı ayrı hazırlanan ve oylanan üç değişiklik önergesi ise oy çokluğuyla reddedildi.
AP Türkiye raportörü, Hollandalı sosyal demokrat parlamenter Kati Piri tarafından hazırlanan karara gerekçe olarak, Türkiye’de demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti alanlarındaki “gerileme” ve son anayasa değişikliğinin mevcut haliye yürürlüğe girmiş olması gösterildi. AP geçen yılki Türkiye kararında, son anayasa değişikliğinin mevcut haliyle yürürlüğe girmesi durumunda müzakerelerin resmen askıya alınması çağrısında bulunacağını belirtmişti.
Karardaki yeni unsurlar
Kararda, müzakere sürecinin askıya alınması tavsiyesine ek olarak, iki yeni unsura daha yer veriliyor. Türkiye-AB ilişkilerinin “etkin bir ortaklık temelinde yeniden tanımlanması” isteniyor. AP, katılım müzakerelerinin başladığı 2005 yılından bu yana ilk defa bu düşünceyi bir kararına yansıtıyor. Türkiye ile AB arasındaki her türlü yeni siyasi yükümlülüğün demokrasi, hukukun üstünlüğü ve temel haklara saygı koşuluna bağlanmasını savunuyor.
Gümrük Birliği’ne demokrasi koşulu
AP, Türkiye ile Gümrük Birliği’nin güncellenmesi de savunmakta. Ancak bu güncellemeyi reform sürecine ve insan hakları ve temel özgürlüklere saygı koşuluna bağlıyor. Bu koşul da ilk defa ve bu denli somut biçimde dile getiriliyor. Bu koşulun güncellenmiş gümrük birliğinin parçası olması için Avrupa Komisyonu’ndan çalışma başlatması isteniyor.
Kararda, AB ülkelerine Kıbrıs sorununun çözümünde “daha aktif rol oynamaları” çağrısında bulunuluyor. Ankara'dan ise Kıbrıs Cumhuriyeti’ni (Rum Kesimi) resmen tanıması ve “doğal kaynak arama ve işletme de dahil olmak üzere egemenlik haklarına saygı duyması” isteniyor.
AP, parlamenterlik görevleri sırasında yaptıkları konuşmalar nedeniyle tutuklanan milletvekillerinin serbest bırakılmasını da istiyor. HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkındaki AİHM kararına karşı Ankara’dan gelen mesajları “kınayan” AP, AB ülkelerinin bu kararın uygulanışını mercek altına almalarını istiyor. Bu arada oylama sırasında Birleşik Sol (komünist) Grup tarafından sunulan, “PKK’nın AB terör örgütleri listesinde yer alması barış süreci önünde engel” mesajı içeren önerge oy çokluğuyla reddedildi.
Kararda Türk güvenlik birimlerinin Türkiye sınırları dışında düzenlenen operasyonlarla “yasadışı” yollardan çok sayıda kişiyi yakalayıp Türkiye’ye getirmesi de eleştiriliyor. Interpol’ün kırmızı bütenlerinin “keyfi biçimde muhaliflere, insan hakları savunucularına ve gazetecilere karşı kullanılamayacağı” not ediliyor. AB ülkelerinden Türkiye’nin iade taleplerini “saydamlık ve uluslararası hukuk normları çerçevesinde incelemeleri” isteniyor.
Kararın birçok paragrafında Türkiye’ye Avrupa Konseyi, AİHM ve Venedik Komisyonu üyeleiklerinden kaynaklanan yükümlülükleri de hatırlatılmakta.
Oylama sırasında Birleşik Sol Grup tarafından verilen bir değişiklik önergesiyle, AP’nin, “tarihi ve dini yapıt” şeklinde tanımlanan Ayasofya’nın “görüntüsünün değiştirilip camiye dönüştürülmesine karşı” olduğuna dair bir cümle de eklendi.
Raportör Piri'den ilk tepki
Kararı yorumalayan raportör Kati Piri, Türkiye’yle katılım müzakerelerinin askıya alınmasını istediklerini belirterek, “Başkan Erdoğan’la bu üyelik müzakerelerini yürütmek bir saçmalık. Türkiye’de bariz insan hakkı ihlalleri gerçekleşiyor. Fakat buna rağmen Türkiye’nin demokratlarının yanında durmalıyız. Gelecekte yeniden demokratik bir Türkiye göreceğimizi ümit ediyorum” ifadelerini kullandı.
AP Hristiyan Demokrat Grup Türkiye gölge raportörü, Alman parlamenter Renate Sommer ise Türkiye’yle müzakereleri askıya alma kararının yeterli olmadığını savundu. Grup olarak “Türkiye-AB ilişkilerinin etkin bir ortaklık temelinde yeniden tanımlanmasını istediklerini” bildirdi. Gümrük Birliği’nin Türkiye için “çok önemli” olduğuna vurgu yapan Sommer, “Gümrük Birliği gelecekteki ilişkimizin temeli olabilir ve olacak, ancak bunun için de Türkiye’nin insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğüne saygı duyması lazım” ifadelerini kullandı.
Karar AP’nin 2014-2019 yasama döneminin son Türkiye kararı olma özelliğine sahip. 26 Mayıs’ta yapılacak AP seçimleri sonrası oluşacak yeni AP’nin Türkiye’yle ilişkilerine zemin oluşturacak. Seçimlerde, anketlerin öngördüğü gibi aşırı sağcı, popülist ve AB karşıtı partilerin zemin kazanması halinde, bugün kabul edilen kararın siyasi ağırlığının öngörülenden daha fazla olacağı yorumları yapılıyor.