Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, hükümetin ölümcül koronavirüs salgınına karşı aldığı önlemlerle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının koordinasyonun önemine dikkat çeken Babacan, birçok sektörde üretime ve hizmete ara verilmesi neticesinde işsizlik tehlikesine önlem olarak işsizlik fonunun kullanılması çağrısında bulundu.
DEVA Partisi lideri Ali Babacan'ın yazılı açıklaması şu şekilde:
KORONAVİRÜS SALGINI VE ALINMASI GEREKEN İLAVE ÖNLEMLER
Hızla yayılan koronavirüs öncelikle insan hayatını, günlük yaşamı ve ekonomileri ciddi biçimde tehdit eder hale gelmiştir.
İlgili kurumlarımıza küresel nitelikli bu tehdide karşı yürüttüğü çalışmalarda kolaylık ve başarılar diliyorum. Virüsten etkilenen vatandaşlarımıza acil şifalar temenni ediyorum.
Açıklanan tedbirlerin tavizsiz bir şekilde uygulanması konusunda vatandaşlarımızın sağduyusuna güvenimiz tamdır. Bu mücadele ancak güçlü bir toplumsal dayanışma ile başarıya ulaşacaktır.
Koronavirüs salgınına karşı alınması gereken önlemlerin yurt içinde ve uluslararası düzeyde konunun tüm tarafları ile istişare halinde ve ortak akıl esas alınarak belirlenmesi büyük önem taşımaktadır.
Kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının bir bütünlük ve koordinasyon içinde çalışmaları bu mücadelenin başarısında belirleyici rol oynayacaktır.
Alınan tedbirlerin etkili bir iletişimle vatandaşlarımıza duyurulması, konu ile ilgili gelişmelerin doğru, zamanlı ve şeffaf bir biçimde halkımızla paylaşılması önemlidir.
Bu salgın hastalığın ekonomimiz üzerindeki olumsuz etkilerini sınırlamak amacıyla gerekli önlemler katılımcı ve bütüncül bir yaklaşımla acilen belirlenmeli ve uygulanmalıdır.
Bu çerçevede;
* Krizden yoğun olarak etkilenecek firmalarda çalışanların işlerini kaybetmelerinin önüne geçilmelidir. Kısa çalışma ödeneği devreye sokulmalıdır. İstihdamla ilgili vergi ve primlerde muafiyet, indirim veya erteleme uygulamasına gidilmelidir.
* Her türlü istihdam teşviki acilen devreye sokulmalıdır. İşsizlik fonu bugünler içindir.
* Uzaktan çalışmaya imkan sağlayacak iletişim altyapısı güçlendirilmeli ve ucuzlatılmalıdır.
* Uzaktan çalışanlar için sosyal güvenlik uygulamaları geliştirilmelidir.
* Krizin etkileri azalıncaya kadar vergi ve diğer kamusal mali yüklerde muafiyet, indirim ve erteleme gibi yöntemler uygulanmalıdır.
* Elektrik, su ve doğalgaz ödemeleri belirli sürelerle ertelenmelidir. Bu sebeple finansman ihtiyacı doğan dağıtım şirketlerine gereken destek verilmelidir.
* Kredi kartı kullanımında ve tüketici kredilerinde kolaylaştırıcı önlemler alınmalıdır.
* Bankaların, geçici ödeme sıkıntısı yaşayan firma kredilerini geri çağırmaları önlenmelidir.
* Krizden yoğun olarak etkilenen sektör ve firmalara yönelik özel kredi destek programları acilen geliştirilmeli, Bankalar Birliği bu programların geliştirilmesinde öncü rol oynamalıdır. Bu amaçla, KGF ve diğer enstrümanlar adil ve şeffaf bir biçimde kullanılmalıdır.
* Ödeme sisteminde ve likiditeye erişimde herhangi bir tıkanma oluşmaması için Merkez Bankası ile bankalar arasında ve bankaların kendi aralarında likiditeye erişim kanalları sürekli açık tutulmalıdır.
* Merkez Bankası, döviz likidite yönetimini etkin bir şekilde yapmalıdır.
* Korona salgını küresel bir risktir. 2008 krizinden sonra olduğu gibi, uluslararası kuruluşlar ve merkez bankaları başta olmak üzere, swap pencereleri gibi döviz likiditesine erişim imkanlarındaki gelişmeler yakından takip edilmeli, bu yöndeki çalışmaların içinde aktif biçimde yer alınmalı ve oluşturulacak imkanlardan azami ölçüde yararlanılmalıdır.
* Kamu harcamalarının kompozisyonu, halkımızın sağlığına öncelik veren ve krizden etkilenen sektörlerde iş ve istihdam kaybını önleyecek bir anlayışla gözden geçirilmeli ve bu tür harcamalara öncelik verilmelidir.
* Temel gıda ve tarım ürünlerindeki tedarik zincirini zayıflatacak kısıtlayıcı uygulamalardan kaçınılmalıdır.