Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında, Genelkurmay Başkanlığı'ndaki eylemlerle ilgili, "Yurtta Sulh Konseyi" üyelerinin de aralarında bulunduğu 221 sanık hakkında açılan davanın görülmesine Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesinde başlandı.
Sincan Ceza ve İnfaz Kurumundan jandarma komandoları eşliğinde çıkarılan Akın Öztürk, Mehmet Partigöç, Mehmet Dişli, Gökhan Şahin Sönmezateş ve İlhan Talu'nun aralarında bulunduğu sanıklar, dava nedeniyle cezaevi önünde toplanan ve ellerinde Türk bayrakları bulunan çok sayıda vatandaş tarafından protesto edildi.
Vatandaşlar, sanıklara doğru "İdam isteriz", "Vatan hainleri", "FETÖ'nün uşakları" diye bağırdı. Protestocular, "Bu millet ihanet edeni unutmaz", "Vatan haini FETÖ", "Katil FETÖ", "Dursun bu hayasızca AKIN" yazılı dövizler taşıdı ve tekbir getirdi.
Bu sırada sanıkların üzerine urgan atıldı. İDAM İPLERİ ATILDI
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki duruşma salonuna hakim ve savcıların kullandığı protokol kapısından önce Akın Öztürk, Mehmet Partigöç ve Mehmet Dişli'nin de aralarında bulunduğu Yurtta Sulh Konseyi üyeleriyle birlikte 48 sanık, jandarma komandolarının oluşturduğu güvenlik koridorundan geçerek alındı.
Diğer sanıklar ise mahkeme salonunun arka tarafından duruşma salonuna getirildi.
ŞEHİT ANNESİ DURUŞMA SALONUNDA BAYILDI
Mahkemede hazır edilen tutuklu ve tutuksuz sanıkların kimlik tespiti yapıldı. Avukatlara tepki gösteren şehit Mucip Arıgan'ın annesi Saliha Arıgan, duruşma salonunda bayıldı. Duruşma nedeniyle hazır bekletilen sağlık ekiplerinin müdahale ettiği Arıgan, görevlilerce salondan çıkarıldı.
AKIN ÖZTÜRK: ADRESİ BİLMİYORUM, TUTUKLUYUM
Sanıklardan darbe girişiminin askeri kanadının bir numarası olduğu iddia edilen eski Yüksek Askeri Şura (YAŞ) üyesi Akın Öztürk, kimlik tespiti sırasında iki çocuğu olduğunu belirterek, "Adresi bilmiyorum, tutukluyum" dedi.
AKIN ÖZTÜRK: İLGİM, HİÇBİR KATKIM HATTA HABERİM YOKTUR
Duruşmada ilk ifadesi alınan eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk, "Bayrak, vatan ve ülkem için gerekirse canımı vereceğim yönünde ettiğim yemine halen ölsem dahi sadığım. Böyle bir hainlik suçlamasıyla yargılanmam bana verilebilecek en büyük cezadır. 46 yılını orduya vermiş bir insanım. Bu hain darbe girişimiyle ilgim, hiçbir katkım hatta haberim bile yoktur. Ben bu rütbe ve yaşa gelmiş bir insan olarak silah arkadaşlarıma silah doğrultacak bir insan değilim" diye konuştu.
Öztürk, Yurtta Sulh Konseyi üyesi olmadığını savundu. O gece Akıncı Üssü'ne, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal'ın talimatı üzerine gittiğini anlattı.
Üste, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın tutulduğu odaya girdiğini, Akar'ın talimatı ile darbecileri vazgeçirmek için çaba sarfettiğini söyledi.
Sivil kıyafetli olduğu için emir astsubayından üniformasını getirmesini istediğini; ancak yolların kapalı olması nedeniyle üste kendisi için üniforma ayarlandığını söyleyen Öztürk, "Üniforma kısaydı. Gülünç bir durumdaydım. Darbe girişiminin başında olsam bu duruma düşer miydim" dedi.
MAĞDUR VE MÜŞTEKİLER İLE SANIK YAKINLARI ARASINDA GERGİNLİK YAŞANDI
FETÖ'nün darbe girişimi sırasında, Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili, "Yurtta Sulh Konseyi" üyelerinin de aralarında bulunduğu 221 sanığın yargılandığı davaya, mağdur ve müştekiler ile sanık yakınları arasında gerginlik yaşandı.
Salon boşaltıldığı sırada mağdur ve müştekiler ile sanık yakınları arasında sözlü tartışma gerçekleşti. Taraflar, pet şişe fırlatarak bir birinin üzerine yürüdü. Güvenlik güçleri iki grubun arasına girerek olayın büyümesi önledi.
Gruplar arasındaki gerginlik, salon dışında da sürdü. Polis, sanık yakınları ile avukatları mahkeme binasında tuttu. Dışarıya çıkarılan müşteki ve mağdurlar ise bir süre mahkeme binasının önüne bekleyerek tepkilerini dile getirdi.
Sanık yakınları, binanın önüne getirilen bir otobüse alınıp, polis eşliğinde mahkeme binasından götürüldü. Müşteki ve mağdurlar da bir süre sonra bina önünden ayrıldı.
Mahkeme heyeti ifade işlemlerinin ardından salı günü devam etmek üzere duruşmayı tamamladı.