Bodrum’daki deniz seviyesi istasyonunda 10 cm ölçülen tsunami dalgasının ise kıyılara yakın bölgelerde 10-100 metre su baskını yarattığı belirtildi.
Basın toplantısında, 21 Temmuz Cuma günü öğle saatlerine kadar, yaklaşık 160 kadar artçı sarsıntı yaşandığı ve bu sarsıntıların en büyüğünün 4.8 olarak ölçüldüğü kaydedildi. Söz konusu depremin Gökova Körfezinden geçen Doğu-Batı uzantılı bir fay hattı olduğu ve Güneydoğu Anadolu fay hattından bağımsız bir fay hattı olduğu ifade edildi.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, toplantıda bölgede artçıları devam edebileceğine dikkat çekerek 5.5 büyüklüğünde sarsıntıların beklenebileceğini söyledi. Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğinin altını çizerek bu konuda bilinçli olmanın ve hazırlıklı olmanın önemine işaret eden Özener, ‘’Kandilli Rasathanesi’nde bilimsel veri olarak yer kabuğunun hangi hızla hareket ettiğini fayların ne büyüklükte deprem üretebileceğini biliyoruz ancak tek bilemediğimiz şey depremin ne zaman olacağı. Bu açıdan her zaman hazırlıklı olunması gerekiyor’’ dedi.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Bölgesel Deprem ve Tsunami İzleme – Değerlendirme Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ali Pınar ve Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Jeofizik Ana Bilim Dalı Öğretim Görevlisi Dr. Ceren Özer Sözdinler’in de katıldıkları toplantıda şu bilgiler paylaşıldı:
21 Temmuz 2017, Cuma günü Gökova Körfezi – Akdeniz’de yerel saat ile 01:31’de büyüklüğü 6.6 olan şiddetli bir deprem meydana gelmiştir. Depremin odak derinliği yaklaşık 5 km civarında olup sığ odaklı bir depremdir. Deprem Muğla ili ve ilçeleri başta olmak üzere tüm Güney Batı’da hissedilmiştir.
Güney Ege özellikle Girit Yayı – On iki Adalar civarı deprem etkinliğinin en yoğun görüldüğü bir bölgedir. Girit Yayı-Kıbrıs Yayı bölgesinde hâkim olan Afrika plakasının kuzeye doğru hareketi bölgede sık aralıklarla orta şiddette ve şiddetli şiddette depremler üretmektedir. Özellikle Milas-Bodrum-Gökova Körfezi–Datça civarları ülkemizde deprem dizilerinin yoğun gözlendiği bölgeler arasında yer alır. Depremin kaynağının bulunduğu bölge, Gökova Körfezi’ni oluşturan ve genel uzanımı körfeze paralel olan normal faylar tarafından denetlenmektedir. Körfezin kuzey kolunu oluşturan doğu-batı gidişli normal faylar ile ilişkide bulunan ve kara içine doğru genel olarak KD-GB ve KB-GD gidişli normal, doğrultu atım bileşeni olan faylar mevcuttur.
TSUNAMI BILGISI
Bodrum deniz seviyesi istasyonunda 10 cm tsunami dalgası ölçülmüştür. Bodrum ve civarı kıyı bölgelerimizde tsunami gözlenmiştir. UNESCO/Hükümetler arası Oşinografi Komisyonu çatısı altında bölgesel Tsunami Hizmet Sağlayıcı olarak görev yapan merkezimiz deprem sonrasında AFAD’a ve ilgili uluslararası kurum ve kuruluşlara bölgede tsunami olabileceğine dair tehlike mesajını iletmiş olup gözlem ve değerlendirmelerine devam etmektedir. Bu depremin bu andan sonra mevcut gözlenen ve ölçümlenen değerlerden daha yüksek bir dalgaya neden olması beklenmemektedir. Tarihsel kayıtlara göre MS 554 ya da MS 556 yılında Bodrum-Kos arasında meydana gelen 7 büyüklüğündeki bir deprem İstanbul ve İskenderiye’de de hissedilmiş olup Kos adasında kıyı bölgelerinde su baskınlarına neden olmuştur. Ege denizinin depremsellik bakımından en aktif kısmı İzmir Körfezi, Karaburun yarımadası ve Sakız adasıdır. MÖ 496 ve MS 1949 yılları arasında 20 adet orta ölçekte deprem meydana gelmiş, bunlardan 1389, 1856, 1866, 1881 ve 1949 tarihli olanlar tsunami oluşturmuşlardır. 1956 yılında Güney Ege’de meydana gelen Amorgos depreminde Kilimli (Kalimnos) adasında 2.5m yüksekliğinde dalga ve 1.5 km derinliğinde su baskın alanı ve Ünye (Ios), İncirli (Nisyros), Batnaz (Patnos), Papazlık (Tilos) ve Lipsi (Lipsos) adalarında ciddi maddi hasar gözlemlenmiştir. Tsunami dalgası Fethiye’de 1m’ye ulaşmış, su baskın derinliği 250m olarak gözlemlenmiştir. 12 Haziran 2017’de Karaburun açıklarında meydana gelen 6.3 büyüklüğünde depremde de yaklaşık 15 cm’lik tsunami dalgası gözlenmiştir.
21 Temmuz 365 tarihinde batı Girit’te meydana gelen deprem ve tsunami Akdeniz’i önemli ölçüde etkilemiştir. Bu depremin Akdeniz’de meydana gelen en büyük deprem olduğu düşünülmektedir. Iskenderiye’de tsunami dalgasının kıyıdan oldukça içerilere ulaşmış olduğu, hatta bazı teknelerin evlerin çatılarına yerleşmiş olduğu ve yaklaşık 5000 kişinin boğulmuş olduğu tarihsel çalışmalarla ortaya koyulmaktadır. Girit’te yapılan çalışmalar tsunami yüksekliğinin 6m olduğunu ortaya koymaktadır. 1303 yılında Batı Helen Yayı’nda (Girit’in güney doğusu) meydana gelen büyük deprem ve oluşturduğu tsunami etkisini Doğu Akdeniz’de hissettirmiş, yine İskenderiye’de binlerce kişi tsunami nedeniyle yaşamını kaybetmiştir. Bölgede Aletsel dönemde meydana gelmiş en etkili deprem (1900 yılı sonrası) 1926 yılı Oniki Adalar- Akdeniz M=7.7 depremidir. Deprem bölgesi Muğla’da 1941 yılında M=6.5 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir.
Depremin merkez üstü I. Derece Deprem Bölgesi içerisinde yer almaktadır. Dolayısı ile bölgede yaşayan vatandaşlarımızın her zaman depreme karşı hazırlıklı ve bilinçli olmaları gerekmektedir. Ayrıca bölgenin çok aktif olmasından dolayı bölgede yaşayan vatandaşlarımızın depreme dayanıklı binalarda oturmaları afete karşı alınacak en güvenli tedbir olacaktır.