Ana SayfaHaberlerGündemDink cinayeti Jandarmada tıkandı

Dink cinayeti Jandarmada tıkandı

 

Cinayetin kilidini çözecek bazı somut bilgiler cinayetin hemen ardından ortaya çıkmıştı. 'Hrant Dink öldürülecek' istihbaratının Trabzon polisinde olduğu gibi Trabzon Jandarmasında da bulunduğu bu somut bilgilerin en önemlisiydi.

Davanın sanıklarından Çoşkun İğci cinayetin azmettirici Yasin Hayal’in akrabası. İğci 31 Ocak 2007 yılında İstanbul Emniyeti'ne verdiği ifadede “2006 yılının muhtemelen Temmuz ayında Trabzon’da jandarmaya Yasin Hayal’in ‘Hrant Dink’i vuracağım’ yönündeki sözlerini ilettim” demişti. 

Jandarma iddiaları önce reddedip sonra itiraf ediyor

Aşağıda ayrıntılarını belirteceğimiz şekilde Trabzon Jandarmadaki istihbarat görevlileri önce  İğci’nin bu ifadesinin doğru olmadığını iddia ettiler, ancak sonra haklarında dava açılınca doğru olduğunu itiraf ettiler.

İğci, bu ifadenin aynısını cinayetin jandarma ayağını soruşturan müfettişlere de verdi.  

Müfettişlerin incelemesi Trabzon İl Jandarma komutanı Ali Öz ve Jandarma İstihbarat Şube Müdürü Metin Yıldız’ın da aralarında bulunduğu sekiz ismi kapsıyordu. İnceleme sonucunda sadece bir astsubay ve bir uzman çavuş hakkında soruşturma izni verildi. Trabzon savcılığı Uzman Çavuş Veysel Şahin ile Astsubay Okan Şimşek hakkında ‘görevi ihmal’ suçlamasıyla dava açtı.

Dava açılınca iki asker gerçeği itiraf etti

Bu dava ile birlikte Dink cinayetinde jandarmanın rolü daha da önemli bilgilerle ortaya çıktı. Çünkü iki asker de müfettişlere ve savcılığa daha önce verdikleri ifadenin doğru olmadığını belirterek gerçekleri anlatmayı başladılar.

'Öldürüleceği bilgisini almıştık'

İki asker de, Çoşkun İğci’nin Yasin Hayal’i öldüreceği yönündeki bilgiyi kendilerine verdiğini, kendilerinin bu  bilgiyi o sırada Jandarma İstihbarat Şube Müdürü olan Metin Yıldız’a aktardıklarını, Yıldız’ın da bir toplantı da konuyu Alay Komutanı Albay Ali Öz’e bildirdiğini anlattılar.  Ancak Albay Ali Öz’ün ‘bu konuyu aramızda özel olarak konuşuruz’ diyerek kapattığını söylediler.

Ali Öz ile Metin Yıldız’ın gerekeni yapmadığını belirten iki asker, cinayetin ardından İstihbarat Müdürü Yıldız’ın  ‘Çoşkun’u bulun ve size anlattığı bilgileri kimseye anlatmasın’ diye talimatta verdiğini anlattılar.

Yüzbaşı Polat: Dink bilgisi toplantıda konuşuldu

Üstlerinin baskısı ile daha önce yalan ifade verdiğini belirten iki askeri,  Trabzon Jandarma Organize Suçlarla Şube Müdürü olan Hüsamettin Polat da doğruladı. Tanık olarak dinlenen Yüzbaşı Polat, ‘bir toplantılarında Metin Yıldız’ın Dink’in öldürüleceği yönündeki bilgiyi paylaştığı ancak Ali Öz’ün konuyu kapattırdığını anlattı.

Bu ifadeler üzerine Ali Öz ve Metin Yıldız için de yeniden yargı süreci başladı.  İki ismin de aralarında bulunduğu 5 askere daha 'görevi ihmal’den dava açıldı.

Bu ifadeler Dink cinayetinin devam eden ana davasının soruşturma dosyasında mevcut. Dink cinayetin işlenmesinin ardından Jandarma’daki panik ifadenin diğer kısımlarında yer aldı.

'Bu konudan kimseye bahsetme'

Cinayetin ardından üç gün sonra 22 Ocak’ta Jandarma görevlileri Çoşkun İğci’nin çalıştığı yere gelerek ‘uyarıda’ bulundu. İğci, "Yanıma gelen görevliler ‘Bu konudan kimseye bahsetme. Polis seni alırsa konuşma. Bu olaylar kendi aramızda kalacak. Bunu herhangi birine anlattığın zaman bu senin için de iyi olmaz. Bu olayları anlatmaman senin can güvenliğin içinde iyi olur" şeklindeki ‘uyarıları’ ifadesinde anlattı.

Bilgiler Nedim Şener’in kitabında kapsamlı şekilde yer aldı

Bu bilgiler soruşturma dosyasına girdi ancak derinlemesine bir incelemeye tâbi tutulup devamı getirilmedi. Dosyadaki bu bilgiler gazeteci Nedim Şener’in de ‘Kırmızı Cuma’ isimli kitabı üzerinden kamuoyuna da yansıdı.

Bu  bilgilerden de anlaşılacağı üzere emniyet gibi jandarma da Dink’in öldürüleceğini önceden biliyordu. Soruşturmayı yürüten savcılar Selim Berna Altay, Fikret Seçen ve Muammer Akkaş Jandarma bağlantısını derinlemesine araştırmadı.

Yeniden ele alınan cinayette, olay yerindeki jandarmalar tespit edildi

Geçtiğimiz yıl soruşturmaya atanan savcılardan Gökalp Kökçü o zamana kadarki en derinlikli soruşturmayı yürüttü. Savcı Kökçü, bu amaçla İstihbarat Daire Başkanlığı’nı Şubat 2015’te 'resmi soruşturmacı' olarak atayıp yeni veriler toplanmasını istedi. Çalışmanın sonuçları savcıya iletildiğinde ‘Jandarma bağlantısı’nın o güne kadar bilinenden çok daha ileri boyutlarda olduğu görüldü.

Telefon kayıtlarından elde edilen verilere göre cinayet bölgesinde o gün beş jandarma görevlisi vardı. Olay yerindeki bu jandarma istihbaratçıları ile cinayet öncesinde olağanüstü biçimde yoğunlaşan bir telefon trafiği tespit edilen bir kişi daha belirlendi. Bu kişi de İstanbul Jandarma da görevli Yüzbaşı M.D idi. Hrant Dink’in Bakırköy’deki evine giden Trabzon jandarma istihbaratına bağlı personeli İstanbul’da karşılayan kişinin de Jandarma Yüzbaşı  M.D. olduğu tespit edildi.

Yapılan tespitler arasında Trabzon’dan İstanbul’a gelip Hrant Dink’in evine gelen iki jandarma görevlisi ile olay yerindeki beş kişiden birinin ismi de ‘yüzde yüz’  belirlendi.

Jandarma bölümü iddianamede yer almadı

Tablo böyleyken Jandarmayla ilgili bilgi ve belgeler savcı Kökçü'nün iddianamesinde yer almadı,  Faruk Sarı, Ahmet İlhan Güler, Engin Dinç, Ali Fuat Yılmazer, Sabri Uzun, Ramazan Akyürek gibi polis müdürleri hakkında açılan davada jandarmaya yer verilmedi. ‘Jandarma bağlantısı' ile ilgili bölümler, polis müdürlerinin yargılandığı bu dosyadan 15 Ekim 2015 tarihinde ayrıldı.
 

Dosyanın ayrılması soruşturma dışı tutulduğu anlamına gelmiyor, ancak şüpheli jandarma subayları ve öteki personelle ilgili veriler iddianameye de girmedi.

Soruşturma bir aydır savcısız

Soruşturmayı son sekiz yılda en ileri aşamaya taşıyan Cumhuriyet savcısı Gökalp Kökçü Ocak ayı başında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının kararı ile bu dosyadan alındı.  Bu durum, adliyedeki ‘görev değişikliği’ kapsamında gerçekleşmişti.   Ocak 2016'dan beri de  Hrant Dink dosyası  terör bürodan sorumlu başsavcı vekilliğinde bekliyor. Dosyaya yeni bir savcı ataması yapılmadığı için 'Jandarma bağlantısı'nın derinliğine soruşturulmasına geçilebilmiş değil.

Kaynak: Al Jazeera

Muhabir: Selahattin Günday

- Advertisment -