Ana SayfaHaberlerGündemDışişleri 'konsolos rahatsızlığını' ilgili ülkelere iletti

Dışişleri ‘konsolos rahatsızlığını’ ilgili ülkelere iletti

 

Bir Türk Dışişleri yetkilisi, bir gazetecinin sorusu üzerine, gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül'ün 25 Mart'ta görülen duruşmasına bazı diplomatik ve konsüler temsilcilik mensuplarının katıldığını hatırlattı. Yetkili, "Sürmekte olan bağımsız yargı sürecine müdahale anlamına gelebilecek ve tarafsızlık ilkesine uygun düşmeyecek şekilde sosyal medyada paylaşımlarda bulunulmasından duyulan rahatsızlık anılan ülke temsilciliklerine iletilmektedir" dedi.

25 Mart'taki davaya katılan diplomatik misyonlar şöyle: 

Almanya (Büyükelçi Martin Erdmann, Başkonsolos), Avrupa Birliği (AB)-Ankara delegasyonu

Başkonsoloslar: Avusturya, İtalya, İngiltere, Fransa, Kanada

Siyasi müsteşarlar: ABD, Finlandiya

Bozdağ'dan tepki

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da Twitter hesabından, Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ün, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı "MİT tırları davası"na ilişkin açıklama yaptı.

Anayasa'ya göre, hiçbir organ, makam, merci veya kişinin, mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremeyeceğini, tavsiye ve telkinde bulunamayacağını söyleyen Bozdağ, yine Anayasa'ya göre derdest dava hakkında TBMM'de yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamayacağını, görüşme yapılamayacağını, beyanda bulunulamayacağını ifade etti.

Sanığın lehine, aleyhine karar vermesi, işlem tesisi, beyanda bulunması için yargı görevi yapanı hukuka aykırı etkilemeye teşebbüsün suç olduğunu belirten Bozdağ, şunları söyledi:

"Görülen davada hukuka aykırı karar vermesi, işlem tesisi için yargı görevi yapanı, hukuka aykırı etkilemek için sözlü, yazılı beyan da suçtur. Yargı görevi yapanın görevini yapmasını engellemek amacıyla, cebir veya tehdit kullanmak da suçtur. CHP/HDP'li bazı vekillerin, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin görevine müdahalesi, yargılamayı/yargı görevi yapanı etkileme, yargı görevini engelleme suçudur. Anayasa ve kanunlara aykırı olarak mahkemeyi ve yargı görevi yapanları baskı altına almaya yönelik bu tutum, asla ve asla kabul edilmez.

Hâkimler, TBMM'nin faaliyetlerini engelleyemeyeceği gibi milletvekilleri de yargılamayı ve yargı görevini yapanların görevini engelleyemez. Yargı kararları, elbette eleştirilebilir ama mahkemelere ve yargı görevi yapanlara CHP'li/HDP'li vekiller dâhil kimse baskı yapamaz. Bazı ülkelerin konsoloslarının yetkilerini/hadlerini aşması ve birlikte hareketle Türk yargısını etkilemeye çalışmaları da kabul edilemez. Türkiye,bir müstemleke değildir; bağımsız,güçlü ve de kudretli bir devlettir.Türk yargısı da Türk hâkimleri de bağımsızdır. Türkiye'nin mahkemeleri de hâkimleri de bağımsızdır. Kararlarını, baskıya göre değil anayasa, kanun, hukuka bağlı vicdani kanaatleriyle verir. Mahkeme kararları, eleştirilebilir. Ama bu eleştiri, karar verildikten sonra yapılır. Karar sonrası eleştiri, haktır, yargıya baskı değildir."

"Başka yerde bir gün barındırmazlar"

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise İstanbul'da subaylara yaptığı konuşmada gazeteciler Gül ve Dündar'ın duruşmasına katılan konsoloslara tepkisini sertleştirmiş, "Bir ülkenin başkonsolosu kalkmış, casusluk suçundan yargılanan bir gazetecinin davasına destek olmaya gidiyor, kendisiyle yanak yanağa fotoğraf çektirip yayınlıyor. Başka yerde bu tür davranışlar sergileyen diplomatları bir gün bile barındırmazlar" demişti.

Kaynak: Al Jazeera

 

- Advertisment -