Kral Selman bin Abdülaziz’in davetiyle gittiği Suudi Arabistan gezisinden dönüşte, uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, HDP’liler hakkında soruşturma başlatılmasıyla ilgili “HDP Eş Başkanlarının anayasal suç niteliğinde açıklamaları var. Dokunulmazlıklarının kaldırılması terörle mücadele açısından havayı olumlu yönde etkileyecektir” dedi.
HDP'liler hakkında başlatılan soruşturmalar, Diyarbakır'da düzenlenen DTK toplantılarında özerklik konusunda yapılan açıklamalar ve Kobani eylemleri öncesinde halkı kin ve nefrete sevk etmek, suçu ve suçluyu övmek suçlamaları ile açıldı.
"Bedelini ödemek durumundalar"
Cumhurbaşkanı, HDP Eş Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ hakkında Diyarbakır ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılıklarında açılan soruşturmalar hakkında şunları söyledi:
“İki eşbaşkanın yaptığı açıklamalar kesinlikle anayasa suçu. Haklarında Cumhuriyet başsavcılıklarının başlattıkları süreçler var. Bu konular takip edilmeli. Parti kapatma olayı gündeme dahi gelmemeli. Ama suçu irtikap eden milletvekili, belediye başkanı veya başkaları olabilir. Bunlar bunun bedelini ödemek durumundadır. Diyarbakır ve Ankara başsavcılıklarının başlattığı soruşturmaları da bu çerçevede değerlendirmek lazım. Dokunulmazlıklarının kaldırılması suretiyle başlayacak süreç, inanıyorum ki terörle mücadele açısından ülkemizdeki havayı da olumlu yönde etkileyecektir. Ülkeyi parçalayıp bölmeye yönelik mesajları kabul etmemiz mümkün değil. Devlet içinde devleti kabul etmemiz asla mümkün değil. Bunlara karşı gerekli cevabın verilmesi, müeyyide uygulanması, yargı mekanizmasının devreye girmesi suretiyle atılması gereken adımlar var. Meclis’te 160’ı aşkın dosyaları var. Bunlar gözden geçirildiği zaman neyi kapsıyor, masaya yatırılacak ve ona göre adım atılacaktır.”
"Fırat’ın batısına geçerlerse gereği yapılır"
Erdoğan, PKK’nın Suriye kolu YPG’nin Fırat’ın batısına geçtiği yönündeki iddialarla ilgili olarak ise şunları söyledi:
“İlgili arkadaşlarımdan, YPG’nin öyle Fırat’ın batısına geçme durumu olduğu bilgisi almış değilim. ‘Böyle bir şey varsa gereği yapılır’ diye de bunu aramızda konuştuk. Bizim ilk etapta, orada Cerablus hedefimiz vardı. Neydi o? DAEŞ’ten orayı temizlemekti. Azez olayı bizim için risktir. Oraya YPG’nin gelmesini izlemek, kabul edilir değildir. O zaman tamamiyle bizim güneyimizde, Suriye’nin kuzeyinde bir Kürt bantı oluşur ki, buna ‘Evet’ demek mümkün değildir. Bir de orada Teşrin Barajı var. Barajla alakalı olarak, ABD de orayı özellikle DAEŞ’ten korumak için bir adım attığını söyledi. Yani, YPG’yi orada kara gücü olarak kullandığını mı anlatmak istiyor, onu bilemiyorum. Ama biz kendilerine şunu söyledik. Yani, orayla aynen diğer yerlerde yaptığımız, Mare, Harcele hattındaki işbirliğimiz neyse, oralarda da aynı işbirliği rahatlıkla yapılabilir”
"Siz Kandil’i temizlediniz mi?"
Erdoğan, Rusya ve Irak’ın Türkiye ile ilgili BM Güvenlik Konseyi’ne yaptığı başvuruların reddedildiğini anımsattı ve şunları söyledi:
“İbadi’nin açıklamaları var. Davutoğlu’yla görüşmede, ‘Buradan askerinizi çekin’ demiş. Ahmet Bey gerekeni söylemiş. Irak Dışişleri Bakanı’nın açıklamalarına cevaben ‘Siz önce oradan DAEŞ’i temizleyin’ demiş. Daha da ötesine geçmek lazım. Siz Kandil’i terörden temizlediniz mi? Kandil’de PKK duruyor. Maliki v.s. yaptığım görüşmelerde ‘Ne zaman burayı temizleyeceksiniz’ diye sormuşumdur. ‘Bizim gücümüz yetmiyor’ demiştir. Şimdi vereceği cevap yine aynıdır.”
“İsrail ve Türkiye’nin birbirine ihtiyacı var”
Cumhurbaşkanı İsrail ile gerçekleşen görüşme ve anlaşma taslağı ile ilgili olarak ise şunları söyledi:
“Şartlarımız belli; özür, tazminat ve ambargonun kaldırılması. Ambargo noktasında ‘Türkiye üzerinden mallar, inşaat malzemeleri girebilir’ dediler. Yazılı metni göreceğiz ki iş sağa sola sapmasın. Önem verdiğimiz başka husus Mescid-i Aksa’ya yönelik ihlallerin son bulması. İsrail, bölgede Türkiye gibi bir ülkeye muhtaçtır. Bizim de İsrail’e ihtiyacımızın olduğunu kabul etmemiz lazım. Bu, bölgenin bir gerçeği. Karşılıklı samimiyet çerçevesinde bu adımları atmayı başarabilirsek, normalleşme beraberinde gelir. Filistin’deki kardeşlerimizi gözetmek durumundayız.”