Ana SayfaHaberlerGündemErdoğan: Ciddi bir değişmeyi hayata geçirmekte kararlıyız

Erdoğan: Ciddi bir değişmeyi hayata geçirmekte kararlıyız

 

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "16 yıllık parti, 15 yıllık iktidar dönemimizde durmaksızın, dinlenmeksizin, kesintisiz bir mücadele içinde olduk. Bu süreçte elbette yorulan, yolda kalan, maalesef yolunu şaşıran arkadaşlarımız da oldu. AK Parti'nin en önemli özelliği, sürekli kendini yenileyebilme, kendini tazeleyebilme kabiliyetine sahip olmasıdır. Şimdi önümüzde zorlu bir mücadele dönemi başlıyor. 2019 seçimleri, Türkiye ve dolayısıyla bizim için çok önemli." dedi.

 

Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısındaki konuşmasına, Giresun'da kuruluşundan bugüne kadar parti teşkilatında görev yapmış herkese teşekkürlerini ileterek başladı.

 

Partinin 16'ncı yılını geride bıraktıklarını belirten Erdoğan, Türkiye'de pek az siyasi partiye ve kadroya nasip olacak bu uzun hizmet dönemi boyunca her alanda çok önemli hizmetler verdiklerini, ülkeye eserler kazandırıldığını söyledi.

 

Erdoğan, Türkiye'ye çağ atlattıklarını vurgulayarak, "Bundan 10, 20 yıl önce birisi size gelip, 'denizin üzerine böyle bir havalimanı yapılacak' dese inanır mıydınız? İşte biz yaptık ve sizlerin de hizmetine sunduk. Biz, bu CHP zihniyeti gibilerin akıllarının alamayacağı işleri ülkemizde gerçekleştirdik, onların hayallerinin bile ulaşamayacağı yere bizim fiillerimiz ulaştı, farkımız bu. Şimdi de benzeri bir havalimanını Rize-Artvin arasında inşa ediyoruz. Pazartesi günü gittim ve bizzat yerinde inceledim. Orada da çalışmalar süratle devam ediyor." dedi.

 

Asıl bundan sonra yapılacaklar üzerinde kafa yorulması gerektiğine işaret eden Erdoğan, Giresun'un 2023 Türkiyesi'nde, kendi bölgesinin lokomotif şehirlerden birisi olması gerektiğini, başka türlüsünün Giresun'a yakışmayacağını dile getirdi.

 

Erdoğan, bu atılımın öncüsünün yine AK Parti ve teşkilatları olduğunu belirterek, "16 yıllık parti, 15 yıllık iktidar dönemimizde durmaksızın, dinlenmeksizin, kesintisiz bir mücadele içinde olduk. Bu süreçte elbette yorulan, yolda kalan, maalesef yolunu şaşıran arkadaşlarımız da oldu. AK Parti'nin en önemli özelliği, sürekli kendini yenileyebilme, kendini tazeleyebilme kabiliyetine sahip olmasıdır. Şimdi önümüzde zorlu bir mücadele dönemi başlıyor. 2019 seçimleri, Türkiye ve dolayısıyla bizim için çok önemli." diye konuştu.

 

16 Nisan halk oylamasıyla önemli bir başarının yakalandığına dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti:

 

"Artık yüzde 49,9 oy bile alsanız başarılı olamıyorsunuz. Netice ve zafer için mutlaka yüzde 50 artı 1 oy almamız gerekiyor. Buna hazır mıyız? Cumhurbaşkanlığında rahat icraat yapabilmek için Meclis'te de güçlü bir çoğunluğa sahip olmak büyük önem arz ediyor. Bu bakımdan 2019 seçimleri, bizim için kritik bir öneme sahip. 

 

30 Mart 2014, 10 Ağustos 2014, 7 Haziran 2015, 1 Kasım 2015 seçimleri, 15 Temmuz darbesi sonrasındaki gelişmeler ve 16 Nisan 2017 halk oylaması bize çok net mesajlar vermiştir. Şayet birlikte yaşadığımız bu seçimlerden gereken dersleri çıkarmazsak, 2019'da işimiz gerçekten çok zor demektir. Şunu unutmayın, 'AK Parti' demek 'Türkiye' demektir, AK Parti zaafa uğrarsa, Türkiye zaafa uğrar."

 

"CİDDİ BİR DEĞİŞMEYİ HAYATA GEÇİRMEKTE KARARLIYIZ"

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti'nin diğer partilerden farklı olarak kendisini sürekli geliştirmeyi, değiştirmeyi, dönüştürmeyi ve ileriye taşımayı başarabilen tek parti olduğunu belirtti.

 

Bu sayede 15 yıldır her girdikleri seçimi kazandıklarını ve kesintisiz bir şekilde iktidarda kaldıklarını vurgulayan Erdoğan, "Özellikle son 3, 4 yıldır yaşadığımız yoğun mücadele döneminin, teşkilatlarımız bünyesinde ciddi bir metal yorgunluğuna maalesef ben de şahit oluyorum. Bu sadece şahsımın değil, aynı zamanda milletimizin de tespitidir. Biz bugüne kadar her işimizi milletimizle birlikte ve milletimiz için yaptık." diye konuştu.

 

Erdoğan, "16 Nisan'da alınan yüzde 51,4 oy, AK Parti oyu değildir, bunu bir defa böyle bileceğiz ama aynı şekilde 'Hayır'cıların aldığı yüzde 48,6 oy da sadece CHP'nin oyu değildir. Bunun da böyle bilinmesi lazım. Şimdi onlar ne yapıyor? Zannediyorlar ki 'Bu oy bizim.' Değil. Onlara en güzel cevabı, inşallah 2019'un Mart'ında vereceğiz." ifadesini kullandı.

 

Seçimlerle ilgili ana kademeye, kadın ve gençlik kollarına işaret eden Erdoğan, "Kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Buna hazır mıyız? Bugün de karşımızda madem böyle bir tablo var, yine milletimize kulak vermek durumundayız. 2019 seçimleri öncesinde teşkilatlarımızdan başlayarak, partimizde ciddi bir yenilenmeyi, ciddi bir değişmeyi hayata geçirmekte kararlıyız. Büyük kongre sürecimiz, bu değişimi kendi tabii mecrasında yapma imkanı sağlıyor. AK Parti'nin kendisinden önceki partilerin akıbetine uğramaması, yani belirli kişilerin, grupların, hiziplerin tasallutuna girmemesi için bu değişimi en sağlıklı şekilde yönetmemiz gerekiyor." dedi.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, salonda bulunan, partinin merkez ilçe ve Giresun'un diğer ilçe teşkilatlarını tek tek sayarak, "Cumhurbaşkanlığı seçiminde 2014 yılında biliyorsunuz burada yüzde 66 oy aldık fakat 1 Kasım 2016'da bu oy yüzde 63'e düştü. Referandumda bu oy yüzde 61'e düştü. Ben diyorum ki 'Giresun'a bu oranların hiçbiri yakışmaz, 2019'da Giresun'un sandıkları patlatması gerekir." diye konuştu.

AK Parti teşkilatına mensup kişilerin mütevazı olması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

 

"Biz tevazu ehli olacağız. Bizim bakanımız mütevazı olacak, belediye başkanımız mütevazı olacak, milletvekillerimiz mütevazı olacak. Hani 'tevazuda toprak gibi olmak' var ya Mevlana'nın ifadesiyle öyle olacağız, yoksa bu makamların bize vermiş olduğu zenginlik hiçbir işe yaramaz. Makamı güçlü kılmaktır aslolan, makamdan güç almak değil. Eğer makamdan güç alarak yoluna yürümeyi düşünüyorsan, geldiğin gibi bu millet seni göndermesini de bilir. Her zaman söylüyorum, Cumhurbaşkanı olsan ne yazar, yarın ölecek miyiz? Öleceğiz. Gideceğimiz yer ne? İki metreküplük bir mezar. Oraya defnederken hoca efendinin söyleyeceği ne? 'Cumhurbaşkanı niyetine' demeyecek ki 'er kişi niyetine' diyecek. Namazı kılacaklar, mezara gömecekler, ondan sonra da herkes çekip gidecek ama eğer bu kubbede hoş bir sada bırakırsan, ondan sonra da seni hayırla yad ederler. İşte bizim onu yapmamız lazım. Baki öyle diyor, 'Baki kalan bu kubbede hoş bir sada imiş meğer.' diyor. Bizim bunu yapmamız lazım. AK Parti'ye zaten bu yakışır. AK Parti böyle bir medeniyetin mensubudur, böyle bir geleneğin mensubudur, bu bize yakışır. 16 senedir bu işi eğer buralara getirmişsek Rabbim'in lütfu bunu yaptığımız içindir ama son zamanlarda da gerileme başladıysa bunun sebebi de maalesef bazı yaptığımız yanlışlardır."

 

"VEFA, BİZİM İÇİN SADECE İSTANBUL'DA BİR SEMTİN ADI DEĞİL"

 

Kendi çıkarını, partisinin ve ülkesinin çıkarlarının önünde tutan hiç kimsenin, AK Parti'de yöneticiliğe talip olamayacağına dikkati çeken Erdoğan, davası ve ülkesi için çalışacak, milletle kucaklaşacak, proje üretecek herkese yüreklerinin ve kollarının açık olduğu çağrısında bulundu.

 

Tüm arkadaşlarının da bu anlayışla hareket edeceğine inandığını söyleyen Erdoğan, "İhanete bulaşmamış olması şartıyla partimize ve ülkesine hizmet etmiş herkesin başımızın üzerinde yeri vardır. Vefa, bizim için sadece İstanbul'da bir semtin değil, kalbimizde taşıdığımız bir duygunun adıdır. Onun için bugüne kadar birlikte yol yürüdüğümüz arkadaşlarımızla başka alanlarda birlikte çalışmayı elbette sürdüreceğiz ama teşkilatlarımızdaki değişim ihtiyacını asla ertelemeyecek, bundan vazgeçmeyeceğiz." dedi.

 

Erdoğan, AK Parti'nin ilçe ve il teşkilatlarında göreve gelecek isimlere başarı diledi. Bu sırada salonda bulunan bir partilinin, "Elinizi öpmek istiyorum Sayın Cumhurbaşkanım" diye seslenmesi üzerine Erdoğan, "Allah senden razı olsun ama biliyorsun benim bir özelliğim var, ben el öptürmem ama bir şey söylüyorum, ne olur, annenizin, babanızın ve hocalarınızın elini öpün." ifadesini kullandı.

 

"BU ÜLKE CHP'LİLERİN OLDUĞU YERLERİN ÜLKESİ Mİ?"

 

Türkiye'nin, tarihin en önemli istiklal ve istikbal mücadelesini verirken, yalnızca dışarıdan değil, içeriden de saldırı altında olduğuna dikkat çeken Erdoğan, şöyle konuştu:

 

"Ana muhalefetin başındaki zat Türkiye düşmanlarının ağzıyla konuşarak, onların istedikleri gibi davranarak adeta ülkesine karşı savaş açmış durumdadır. Tüm işini gücünü bırakıp terör örgütlerinin, teröristlerin savunuculuğuna soyunan bu kişi, kendisine uzatılan mikrofonlara öyle şeyler söylüyor ki inanın bana onun adına biz utanıyoruz. Yatırımcılara ve turistlere adeta 'Türkiye'ye gelmeyin.' diye yalvaracak, 'Sadece CHP'li belediyelerin olduğu yerlere gelin.' diyecek kadar seviye kaybına uğramış. Bu ülke CHP'lilerin olduğu yerlerin ülkesi mi? Ama biz öyle demiyoruz, biz 780 bin kilometrekareye çağırıyoruz. Bizim farkımız bu. Bu şekilde hükümeti ve şahsımı yıpratabileceğini sanan bu anlayışın, ana muhalefet partisinin genel başkanı olması ne kadar üzücüdür değil mi? Genel Başkanı böyle olur da milletvekilleri durur mu? Onlar da her fırsatta 15 Temmuz şehitlerine hakaretler ederek, 15 Temmuz destanını kötüleyerek, şehitlerimizin ruhlarını inciterek, milletimizi hakir görerek Genel Başkanlarının izinden gidiyorlar."

 

"BU İNSAN DAĞITMIŞ, SIYIRMIŞ, HER ŞEY AÇIK, ORTADA"

 

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz gecesi, Marmaris'ten yola çıktığını hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

 

"Darbe yapılmış ve üzerimizde birçok operasyonlar yapılıyor, F16'lar, vesaire fakat orada teklifler… 'Buradan sizi hızlı bir yatla bir adaya götürelim.' teklifi. Biz de diyoruz ki 'Eğer öleceksek biz kendi topraklarımızda ölürüz. Asla böyle bir şeyi yapmayız.' Damadım, eşim, torunlarım beraber helikoptere biniyoruz, oradan Dalaman'a geliyoruz, Dalaman'dan uçağımıza biniyoruz. Son ana kadar pilotumuz nereye ineceğimizi bilmiyor. Son anda İstanbul diyoruz, İstanbul'a iniyoruz. Üzerimizde yine F16'lar havalimanına indikten sonra geliyorlar, alçak seviye uçuşu yapıyorlar ama on binler havalimanında. Meğerse benden yaklaşık 1,5-2 saat kadar önce beyefendi oraya inmiş. Orada o kadar insanı gördüğü halde ne diyor biliyor musunuz? Diyor ki 'Gidin, görüşün tanklardaki o kişilerle, o Fetocularla bak ben onlardan yanayım, ben onlar gibiyim.' Bu sefer tanklar çekiliyor kenara ve o da Bakırköy Belediyesine gidiyor. Bakırköy Belediye Başkanı'nın evinde, oradan izliyor, sonra açıklamalar yapıyor, 'Cumhurbaşkanı geleceğini söyleseydi, ben oradan ayrılmazdım.' diyor. Daha da ötesi 'Orada tanklar mı vardı.' diyor. Bu insan dağıtmış, sıyırmış, her şey açık, ortada. Gözlerin senin görme engelli mi? On binler havalimanında, onları görmedin mi? Onların gözleri vardır, görmezler, kulakları vardır, duymazlar, dilleri vardır, hakikati söylemezler çünkü kalpleri mühürlüdür."

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na ilişkin eleştirilerini şöyle sürdürdü:

 

"Şimdi Batı'ya bizleri şikayet ediyor, 'Sakın ha göndermeyin, güvenlik yok.' diyor. Eline diline dursun, Ankara'dan İstanbul'a yürüdün, 29 gün seni tüm polislerimizle koruyan kim? Seni ta oralara ulaştıran kim? Yeri geldi benim vatandaşımdan izin almadan, onların yerlerini taradın, gittin oralara yerleştin. Bunları yapan, sana buralarda güvenlik imkanını sağlayan kim? Bu hükümet. Sana böyle bir yürüyüş için izin de verilmeyebilirdi ama verildi. Niye? İşte bizim özgürlük anlayışımız bu da onun için. Bizde asla bu konularda bir sıkıntı yok. Çünkü biz inancımıza, düşüncemize güveniyoruz, biz demokratik anlayışımıza inanıyoruz, güveniyoruz. Yürüdün de ne oldu?"

 

"BİZİM BİR ÇEKİNCEMİZ YOK"

 

CHP'nin Çanakkale'de yapacağı toplantıya değinen Erdoğan, "Şimdi kalkmış Çanakkale'de demokrasi toplantısı yapacakmış, 5 gün için orada bizim dönemimizde hazırladığımız bir yer var, orada 5 günlüğüne… Arkadaşlar da zannediyorum 2-3 günlük bir orada kendilerine müsaade edecekler. 2-3 gün orada ne yapacaksan yap. Biz buyuz, bizim bir çekincemiz yok." dedi.

 

CHP tabanının önemli bir bölümünün de bu durumdan çok ciddi rahatsızlık duyduğunu tahmin ettiğini dile getiren Erdoğan, ana muhalefetin içinde bulunduğu tefessüh halinin, kendilerinin sorumluluğunu daha da artırdığını söyledi.

 

Milletin gelecek için tüm ümidini kendilerine bağladığını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

 

"Bugüne kadar yaptıklarımız elbette çok önemlidir. Bunları her fırsatta milletimize anlatmalıyız ama ülkemizin ve milletimizin asıl bundan sonra yapılacaklara ihtiyacı var. Türkiye'nin kurtuluşu 2023 hedeflerimize ulaşmamızdan geçiyor. Suriye ve Irak başta olmak üzere bölgemizdeki gelişmeleri ülkemizin lehine olacak şekilde yönlendirmemiz gerekiyor. Projelerimizi, planlarımızı, icraatlarımızı artık dünyanın en üst liginde mücadele ettiğimizin bilinciyle hayata geçirmek durumundayız. Demokrasimizi ve ekonomimizi ancak bu şekilde güvence altına alabiliriz."

 

"KAÇMIYORLAR, GELİYORLAR"

 

Göreve geldiklerinde kişi başına milli gelir 3 bin 400 dolarken, şimdi 11 bin dolara çıktığını, Merkez Bankasında 27 milyar dolar varken şimdi 107 milyar dolara ulaştığını belirten Erdoğan, "Artacak bunlar, burada kalmaz." dedi.

 

İhracatın, Gezi olayları gibi yaşanan olayların ardından 150 milyar dolara çıktığını, daha da iyi bir konuma geleceğini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:

 

"Bunlar bizim için yeterli değil. Çünkü biz şu anda dünyayı ülkemize çekiyoruz. İşte geçenlerde rüzgar enerjisi santraliyle ilgili yapılan ihaleyi gördünüz. Bin megavatlık bir ihale hamdolsun Alman ve Türk iş birliğiyle gerçekleşti ve bu ihaleyle ilgili olarak Türkiye'ye adeta ambargo koyan Almanya'nın en güçlü firması Siemens, Türk firmalarıyla beraber bu ihaleyi kazandılar. Aynı şekilde yine ondan kısa bir süre önce bizzat benim de katıldığım bir ihale oldu ki şehir hastaneleri adıyla yaptığımız bu ihale de İstanbul'un İkitelli'sinde olan 2 bin 500 yataklı bir şehir hastanesi. Bu da 1,5 milyar dolara Japon-Türk iş birliğiyle yapıldı ve bitti. Bak, kaçmıyorlar, geliyorlar. Niye? Türkiye güven ülkesi, bunun için bunlar oluyor. Daha da iyi olacak."

 

Erdoğan, 16 Nisan halk oylamasıyla hayata geçen yeni yönetim sisteminin, bu konuda çok önemli fırsatlar vereceğini söyledi.

 

"ŞİMDİDEN ÇALIŞMALARA BAŞLANMALI"

 

Türkiye'nin muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkma noktasında, AK Parti'nin önünde hiçbir engelin olmadığını belirten Erdoğan, "AK Parti bunu başaracak azme ve güce sahiptir. Yeter ki genel başkanından sandık müşahidine kadar sorumluluk sahibi tüm AK Partililer olarak üzerimize düşenleri hakkıyla yerine getirelim." dedi. 

 

Ana kademe, kadın kolları, gençlik kollarının 2018'in sonunu beklememesi gerektiğine işaret eden Erdoğan, şimdiden çalışmalara başlanmasını istedi. Erdoğan, "60 gün, 3 ay kala çalışmaya başlarsak buradan netice alamayız." diye konuştu.

 

İstanbul'da 1994'te kadın kollarının çok iyi çalışarak, üzerinde "bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır." yazılı, parti amblemi bulunan kahve dağıttığını anlatan Erdoğan, 1994 seçimlerinde kadınların bu hareketiyle büyük puan topladıklarını kaydetti.

 

Erdoğan, bazı yerlerde kadın kollarına ana kademelerin gereken imkanı tanımadığına, kadınlara belediye başkan adaylığı, meclis üyeliğinin verilmediğine dikkati çekti.

 

"İCRAAT GENÇLİĞİ İSTİYORUM"

 

Kendisini dinleyenler arasında "Kaç kadın belediye meclis üyesinin olduğunu" soran Erdoğan, 12 üyeden 4'ünün bulunduğunu öğrenince, "Anlamam, ben buraya gelene bakarım. Halep oradaysa, arşın burada. Şimdi tabi burada önümüzdeki seçim için il başkanımız, teşkilatlanma, aynı zamanda bakanımız, milletvekillerimiz hepsi bu işten sorumlu. Bunları çözmemiz lazım." ifadelerini kullandı.

 

Giresun'un büyük ve güçlü Türkiye'nin inşası sürecine çok büyük katkılar yapacağına inandığını dile getiren Erdoğan, gençlerden, üniversiteyle ilişkilerini iyi tutmalarını istedi. Erdoğan, "Slogan gençliği istemiyorum, icraat gençliği istiyorum ona göre." dedi.

- Advertisment -