Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Polis Özel Harekat Başkanlığında düzenlenen İç Güvenlik Birimleri İftar Programı'nda emniyet ve jandarma mensuplarıyla bir araya geldi.
İftarın ardından yaptığı konuşmaya tüm katılımcıları selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sözlerimin hemen başında ülkemizin ve milletimizin istiklali ve istikbali için, huzuru, esenliği için görev yaparken hayatlarını kaybetmiş polis, jandarma ve sahil güvenlik teşkilatlarımızın tüm mensuplarına, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin diğer personeline, güvenlik korucularımıza Allah'tan rahmet diliyorum." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz şehitlerine de Allah'tan rahmet dileyerek, "İftar için bir araya geldiğimiz bu yer gazi bir mekandır. Burada malum, 15 Temmuz'da burası Feto ihanet çetesinin ruhunu bir dolara şeytana satmış mensupları tarafından bombalandı. Burada malum 56 şehidimiz var. Ekmeğini yediği devletin uçaklarını, tanklarını, silahlarını çalarak milletin üzerine bomba yağdıran, ateş açan hainler 249 kardeşimizi o gece şehit ettiler, 2 bin 193 yine o malum darbe girişiminde gazimiz var." dedi.
"KENDİLERİNİ BEKLEYEN ACI AKIBETTEN KURTULAMAYACAKLAR"
Gölbaşı Özel Harekat Merkezine yapılan F16 saldırısında farklı rütbelerden şehitler ile 27 gazinin bulunduğunu söyleyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Fetocu hainlerin buraya attıkları 650 kiloluk helyum bombası PKK operasyonlarında dahi kullanılmayan, tahrip gücü o derece yüksek bir bomba. Bu eli kanlı katillerin şu anda mahkemeleri sizler de takip ediyorsunuz, izliyorsunuz, sergiledikleri pişkinlikler, arsızlıklar, edepsizlikler yaptıkları işi bir anlık cinnetle veya aldatılmışlıkla değil, taammüden gerçekleştirdiklerini bir kez daha ortaya koyuyor. Kendilerini istedikleri kadar rüyalarla, kulaklarına fısıldanan tarihlerle, verilen sözlerle aldatsınlar hepsi beyhude.
Milletimizin, özellikle de şehit yakınlarımızın ve gazilerimizin gönülleri ferah olsun. Ben başdanışmanlarımın tamamıyla duruşmaları takip ediyorum. Yarısı Ankara yarısı İstanbul olmak üzere duruşmaları takip ediyorum, günbegün raporlarını alıyorum, ne oluyor, ne bitiyor takip ediyorum. Bu eli kanlı katillerin hiçbiri de kendilerini bekleyen acı akıbetten kurtulamayacaklardır. Mahkemelerde yaptıkları ahlaksızlıkların, cezaevlerinde, açık net söylüyorum, çürürken onlara hiçbir faydası olmayacaktır. Şayet cezalarını tamamlayıp dışarı çıkanlar olursa zaten milletimiz sokakta her gördüğünde onlara gereken cezayı verecektir. Onların yüzlerine tükürecekler ve milletin tükürüklerinde boğulacaklardır. İhanetlerinin bedelini ödemeyen tek bir FETÖ'cü kalmayana kadar mücadelemiz sürecektir."
"BİZİM BU ÜLKEDEN BAŞKA VATANIMIZ YOK"
"Anadolu, şu topraklar bize bahşedilmiş bir vatan değildir." ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz bu toprakları kanlarımızla ve alın terimizle sulayarak kendimize vatan yaptık. Vatanımızı bin yıl önce hangi şartlarda ve hangi fedakarlıklarla kazandıysak bugün de aynı şekilde koruyoruz. Bugün de adları farklı da olsa hepsinin amacı özgürlüğümüze, mukaddes değerlerimize, geleceğimize kastetmek olan terör örgütlerine karşı yine kanımızla ve alın terimizle mücadelemizi veriyoruz, vereceğiz. İç güvenlik harekatlarında görev alan siz değerli kardeşlerim, bu mücadelenin en ön saflarında bulunuyorsunuz." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son iki yılda asker, polis ve güvenlik korucusu olarak 932 şehit, 4 bin 885 gazinin olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
"Hep söylediğim gibi ülkemizde toprağını kahramanların beklediği şehitler tepesi hiç boş kalmıyor ama şu hakikati de unutmamalıyız, semalarında dalgalanan ay yıldızlı bayrağı ve her karışında yankılanan ezanlarıyla bu vatan uğrunda canından vazgeçmeyi göze alanlar bulunduğu sürece bizimdir. Bizim bu ülkeden başka vatanımız yok. Birilerinin başları sıkıştığında Pensilvanya'ya kaçabilir, Almanya'ya kaçabilir, daha değişik ülkelere kaçabilirler, onların oralarda gizli vatanları olabilir, Yunanistan'a kaçabilir, Rodos'a kaçabilir, şuraya kaçabilir, buraya kaçabilir ama bizim öyle bir toprağımız yok. Bizim varsa yoksa 780 bin kilometrekarelik işte bu toprak var. Onun için 15 Temmuz'da öz yurdumuzda parya durumuna düşmektense aslanlar gibi mücadele edip, adam gibi ölmeyi tercih ettik, edeceğiz.
Eğer ülkemize, devletimize sahip çıkmazsak, bunu yapacak güce kavuşamazsak neler olacağını çevremizde yaşananlara baktığımızda hep birlikte görüyoruz. Üzerimizde oynanan oyunlar bitmedi, unutmayalım bitmeyecek çünkü Türkiye her geçen gün daha güçlü hale geliyor."
Konuşmasında "Kıskanıyorlar bizi, kıskanıyorlar sizi, bu toprakları kıskanıyorlar." ifadesini kullanan Erdoğan, "Ülkenin kimi zaman sağcı-solcu, kimi zaman Alevi-Sünni, kimi zaman ilerici-gerici, kimi zaman Türk-Kürt" denilerek, bölünmeye çalışıldığını belirtti.
Erdoğan, "Doğrudan vatanımıza saldıranların akıbetlerini bildikleri için tüm güçlerini milletimizin arasında tefrika ve fitne çıkarmaya harcadılar." diye konuştu.
Milleti bölmeden, vatanı parçalayamayacaklarını bilenlerin kendilerince buldukları küçük çatlakları, derin uçurumlara dönüştürmeye çalıştıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin derin ferasetiyle bu oyunların hiçbirine gelmediğini kaydetti.
"BU İŞARETİN İÇİNDE TEK MİLLET, TEK BAYRAK, TEK VATAN, TEK DEVLET VAR"
Rabia işareti yapmasının eleştirildiğine de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
"İsmini anmaktan dahi edep ediyorum. Türkiye'de muhalefet partisinin başındaki zat, benim bu işaretimi çok kıskanmış, herhalde çok da hoşuna gitmiş. 'Bir terör örgütünün işaretini kullanan' diyor. İçini söyle içini. Bu işaretin içeriğinde ne var. Bu işaretin içinde tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet var. Acaba beyefendi, sen bu ülkede tek millet değil de çok millet mi istiyorsun, ondan mı rahatsız oldun?
Tek bayrağın yerine şu anda içeride olan ama adı milletvekili olan teröristler var ya zaman zaman el ele omuz omuza veriyorsunuz, İstiklal Caddesi'nde yürüyorsunuz ya… Geçenlerde Gezi olaylarının 4'üncü yıl dönümünü kutladınız. O kan verdiğimiz, iki polisimizin şehit olduğu o Gezi olaylarının yıl dönümünü mü kutluyorsunuz? Beraber yürüdünüz o yollarda siz ve onların kendi paçavraları var, bayrakları yok. Bizim ise tek bayrağımız var. Bizim bayrağımızın rengi bellidir, şehidimizin kanı, hilalimiz bağımsızlığımızın ifadesi, yıldız bizim şehitlerimizin ta kendisidir. Üç, tek vatan. 780 bin kilometrekare tek vatan. Bu da mı seni rahatsız etti yoksa?"
"Şu anda el ele, kol kola, omuz omuza dolaştıkların, Güneydoğu Anadolu'yu ve Doğu Anadolu'yu bölmek, parçalamak istediler, oralarda kendilerine göre devlet kurma gayreti içerisine girdiler ve sen onlarla beraber gittin, Hakkari'de bir tane Türk bayrağı dalgalandıramadın." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Onların paçavralarını dalgalandırdın, onların verdiği destekle miting yaptın. Şimdi geldin, hangi yüzle sen bu işarete 'bir terör örgütünün işareti' diye bu tür hakareti yapıyorsun. Ve dört, tek devlet. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden başka devlet tanımıyoruz. Eğer, senin bildiğin bir devlet varsa, buyur git. Bu kadar açık konuşuyorum. Değerli kardeşlerim, işte bunun için diyoruz ki bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Bunun başka çıkışı yok."
"SİZLER HER TÜRLÜ TAKDİRİN ÜSTÜNDESİNİZ"
Terör örgütleriyle mücadelenin siyasi, sosyal, diplomatik pek çok boyutu olduğunu bildiklerini vurgulayan Erdoğan, "Ama teröristlerin üstesinden gelmeden mücadelenin diğer boyutlarında başarılı olmak mümkün değildir. Bu sebeple güvenlik güçlerimizin terör örgütlerine karşı yürüttükleri mücadelenin bekamız açısından hayati önemi vardır." diye konuştu.
Türkiye'nin, bir tane terör örgütüyle boğuşmadığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
"Sadece PKK değil, sadece DHKP-C değil, sınırlarımızın dışında malum PYD, YPG, DEAŞ değil, Feto değil, bizim için bu milletin değerlerine karşı duran hepsi teröristtir. Gereği neyse yaparız. Bölücü örgütün kendince çok büyük umutlarla başlattığı çukur eylemleri, sizlerin üstün gayreti ve fedakarlığıyla başarısızlığa uğradı. Sizler her türlü takdirin üstündesiniz. Aynı şekilde güvenlik güçlerimizin son aylarda Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerimizin kırsalında gerçekleştirdikleri başarılı operasyonları da takdirle takip ediyoruz. Çukur eylemlerinde ev ev, bina bina, sokak sokak şehirlerimizi teröristlerden temizleyen kahramanlarımızın her birinin alnından öpüyorum.
Son aylarda, bölücü terör örgütüne tarihin en büyük darbelerini vuran, ulaşılmaz denilen dağları aşan, girilemez denilen mağaraları tarumar eden, erişilemez denilen silah, mühimmat depolarını birer birer ele geçiren kahramanlarımızın her birinin alınlarından öpüyorum. Sizler, teröristleri etkisiz hale getirdikçe, bizim terörün asıl kaynaklarına karşı verdiğimiz mücadeledeki gücümüz de artıyor. Ülkemize yönelik faaliyet gösteren terör örgütlerini Suriye ve Irak başta olmak üzere, yuvalandıkları her yerde bulup başlarını ezmek, milletimize karşı boynumuzun borcudur."
"TÜRKİYE, TERÖRLE MÜCADELEDE DE YENİ BİR DÖNEME GİRMİŞTİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin yürüttüğü terörle mücadeleye ilişkin de şu değerlendirmelerde bulundu:
"Türkiye 15 Temmuz'la birlikte her konuda olduğu gibi terörle mücadelede de yeni bir döneme girmiştir. Bu mücadelede aslında terörle mücadelenin rakamlarını yıktınız ve yeni rakamlar inşa ettiniz. İnanıyorum ki bu başarı çok daha farklı aydınlık bir geleceği getirecektir.
Yurt içindeki operasyonlar başarıyla sürerken Suriye'de gerçekleştirdiğimiz Fırat Kalkanı Harekatı ile Irak'taki Sincar ve Karaçok dağlarına yaptığımız operasyonlar, yeni terörle mücadele konseptimizin ilk adımlarıdır. Artık, öyle Türkiye ile 'şöyle uğraşalım, böyle uğraşalım' yok. Ya masada otururuz, konuşuruz, arazide beraber çalışırız, yoksa kalkıp da Türkiye'yi tacize, tehdide yeltenenler bunun bedelini öderler, bunu bilecekler. Şu gerçeğin bilinmesini bir daha istiyorum. Bugüne kadar hiçbir şehidimizin kanını, hiçbir şehit yakınımızın ahını yerde bırakmadık, bırakmayacağız. Bizim hedefimiz de bu, niyetimiz bu."
Bölgenin ve dünyanın tarihi bir yapılanma sürecinde olduğu böyle bir dönemde, Türkiye'nin hem güçlü durması hem de mümkün olduğu kadar geniş bir alanda etkinlik kurması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Sizlerin verdiği mücadele bu politikanın omurgasıdır. Sahada başarılı olmadan, masada yer alma şansına sahip olamazsın." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun için hep birlikte daha çok çalışılması gerektiğini ifade ederek, şehitlere ve ecdada layık olabilmenin yolunun buradan geçtiğini bildirdi.
"Her ne kadar birileri 'yok şöyle, yok böyle' diyorsa da biz inandıklarımızdan vazgeçmeyeceğiz." diyen Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Az önce ifade ettim. Kendilerine başka Rabia arayanlar varsın, kendi yollarına gitsinler ama biz bu yoldan vazgeçmeyeceğiz. Ya Rab, bizleri Ramazan-ı Şerif'e kavuşturduğun gibi inşallah Ramazan Bayramı'na da bayram sevinci içerisinde ulaştır, kavuştur' diye dua ediyorum. Şehitlerimizin ruhaniyeti ile bizleri de inşallah buluştur, diyorum. Gazanız mübarek, yolunuz açık, kılıcınız keskin, yüreğiniz ferah, zaferimiz, zaferiniz bol, Allah yardımcınız olsun. Kalın sağlıcakla."
İçişleri Bakan Süleyman Soylu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a konuşmasını tamamlamasının ardından, hediye takdim etti.