İfade özgürlüğü altında kimse terör propagandası yapamaz
Metne bakıyorsunuz, birbirinden kopuk ve demokratik ilkelere asla uymayan ifadeler kullanılıyor. Kim Kürtler adına söz söyleme ve irade kullanma hakkına sahiptir? Devletin birinci görevi, kamu düzenini tesis etmek ve vatandaşının can güvenliğini sağlamaktır. Hangi çağdaş siyasette herhangi bir kimliğe atıfla siyaset yapılır? Vatandaşlık dışında hiçbir kimlik temelli iradeden bahsedemez. Bunun siyaset bilimi ile ilgisi yoktur. Bütün vatandaşlarımız eşittir, her biri iradesini seçimlerde, özgür iradesi ile kullanır.
"Metni görmeden imzaladım" diyen çok sayıda akademisyen var
Metni görmedim ve öyle imza attım diyen çok sayıda akademisyen var. Akademisyenleri bu metni bir kez daha okumaya davet ediyorum. Hala aynı düşüncedeyseler, farklı bir platformda konuşuruz. Bu akademisyenlerin kendileriyle akademik birikimleriyle barışık olduklarına inanamam. Bu ülkede PKK terörü yoktur diyebiliyorlarsa insanlıktan da istifa etmeleri gerekiyor.
Bildiriye imza atan akademisyenlere sormak istiyorum. Altına imza attıkları metin olgusal olarak gerçekliği yansıtıyor mu? Siz kendi odalarınızda, evlerinizde çalışırken silahlı bir terör örgütü sizin hayatınızı tehdit etseydi, sizin hastaneye gitmenizi dahi engelleyecek bir ortamda yaşasaydınız, siz bize 'Niye can güvenliğimizi sağlamıyorsunuz' diye sormaz mıydınız? Dünyada tek bir demokratik ülke göstersinler, silahlı bir gruba müsaade etmiş olsunlar. Devlet operasyonları durdursun diyenler, 'Siz çekilin PKK orada egemen olsun' demek istiyorlar.
Sultanahmet saldırısının Paris’ten Londra’dan hiçbir farkı yoktur
Büyükelçilere hitaben yaptığı konuşmada Sultanahmet’de dün yaşanan canlı bomba saldırısına değinen Davutoğlu sözlerine şöyle devam etti:
Terör alçak, korkak ve kaypak yüzünü Sultanahmet'te bir kez daha ortaya koydu. Yeryüzünün en değerli olanı insan hayatını hedef aldı. İstanbul saldırısının Paris, Londra saldırılarından hiçbir farkı yoktur. İnsanlığa yönelen aşağılık şebekelere karşı ülke ve millet olarak kenetlenerek cevap vermeliyiz. Ülkemize meydan okuyan bu örgütlere karşı en kararlı tutumda gecikmemeliyiz. Ülkemiz bu saldırılar karşısında en kararlı tutumu almıştır. Türkiye'ye yönelen her türlü tehdite mutlaka mukabelede bulunuruz.
DAEŞ mevzilerine son 48 saatte 500 atış yapıldı 200 terörist öldürüldü
Uygun gördüğümüz zamanda, uygun gördüğümüz şekilde Türkiye'ye uzanan elleri kırar. Salı günü topladığımız güvenlik zirvesinde intikal eden bilgiler çerçevesinde bu adi saldırının DEAŞ tarafından öğrenmemize müteakip DEAŞ mevzileri, sığınakları hem Başika'da hem de Suriye'de vurulmuştur. 48 saatte tank ve toplarla 500 atış yapıldı. 200'e yakın DEAŞ mensubu, aralarında sözde yöneticilerin olduğu kişiler etkisiz hale getirilmiştir.
Gerektiğinde hava kuvvetlerimiz devreye girecek
"Bundan sonra da Türkiye'ye yönelecek her el Türkiye'nin misafirlerine yönelecek her tehdit, misliyle mukabele ile cezalandırılacaktır" diyen Davutoğlu, "DEAŞ terör örgütü Türkiye sınırlarından tümüyle ayrılıncaya kadar kısa dönemde bölgemizde ve dünyada mübarek dinimiz İslam'ın adını lekeleyecek davranışları sürdürdükçe de bu etkisini kaybedinceye kadar da en kararlı mücadeleyi göstermeye devam edeceğiz. Kim ülkemize, milletimize, milletimizin misafirlerin dönük terör eylemine kalkışırsa her türlü tedbiri alır, mukabelede bulunuruz. Şu anda dahi bu mevzilere dönük kara atış taarruzuyla cezalandırma uygulamalarımız devam ediyor, gerektiğinde hava kuvvetlerimiz de devreye girecek" ifadelerini kullandı.
Teröristleri masum insanlardan ayırmalıyız
Şu anda kara atış yönünde kurgulamalarımız devam ediyor. Uluslararası toplumla her türlü teröre karşı ortak hareket ederiz. Hiçbirini diğerinden ayırarak davranmıyoruz. Bu alçak saldırılar güvenlik endişesi oluşturmamalı, ortak akıl ve ortak vicdan egemen olmalıdır. Elbette önleyici tedbirleri en üst seviyede alacağız. Bu mücadeleyi demokratik hukuk devleti olarak sürdüreceğiz. Teröristleri insanlık ailesinin diğer fertlerinden, masum insanlardan ayırarak onların tuzağına düşmeyeceğiz. Terör demokrasinin nefesinin kesildiği anlarda kendisine iyi gelen zehirli havayı teneffüs eder.
5 aylık bebeği öldüren PKK ile DEAŞ'ın arasında ne fark var?
Suruç ve arkasından gelen DEAŞ saldırılarında belli ki eli kanlı güruh Türkiye'nin huzurunu bozmak istiyorlar. Türkiye'yi de ateş çemberine almak istiyorlar. Biz Alman dostlarımızın acısını yaşarken, gece geldiğimizde güvenlik toplantısı esnasında Diyarbakır, Çınar'da 5 aylık bebeğe yapılan saldırıda ve lojmanların kenarında yaşayan sivil vatandaşlarımız öldü. Bu terör olaylarını mazur görenlere sesleniyorum; İstanbul'da aziz dostlarımız, Alman misafirlerimizi öldüren teröristlerle Diyarbakır'da 5 aylık bebeği ve annesini öldüren o alçak teröristlerden ne farkı vardır?
Güvenlik güçlerimiz canıyla başıyla mücadele veriyorlar
Neden terör olayları karşısında hep beraber omuz omuza durmuyoruz. Bir taraftan şehirlerimizi tehdit altına almaya çalışıyorlar, diğer taraftan vatandaşlarımızın canına kastediyorlar. Her türlü barikat, çukurla vatandaşlarımızın canına, malına kastediyorlar. Dünyanın her tarafındaki yönetim bu tür sokak şiddetine, teröre karşılığı verir. Bu mücadele aynı zamanda her hukuk devletinin masum vatandaşlarına karşı sorumluluğudur. Güvenlik güçlerimiz bu çetelere karşı canla, başla mücadele ediyorlar.