İstanbul Çekmeköy'de 12 Eylül'de bir belediye otobüsünde şort giydiği için hemşire Ayşegül Terzi'ye tekme atan Abdullah Çakıroğlu, 9 yıl 4 aya kadar hapis cezası istemiyle yargılandığı davanın ilk duruşmasında serbest bırakıldı.
Anadolu 40. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ilk duruşmaya tutuklu sanık Abdullah Çakıroğlu ve avukatı, Ayşegül Terzi ile çok sayıda kadın avukat katıldı. İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi, İzmir Barosu, Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu avukatlarının da olduğu duruşmayı Bağımsız Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka da izledi. Avukatlar ve Nazlıaka davaya katılma talebinde bulundu. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun yanısıra çok sayıda izleyicinin da katıldığı duruşmada çevik kuvvet ekipleri de önlem aldı. Duruşma salonuna ilk olarak hemşire Ayşegül Terzi'yle annesi, babası ve avukatları alındı. Sonrasında duruşmaya sanık Abdullah Çakıroğlu getirildi. Bu sırada Terzi ağlamaya başladı.
9 yıla kadar hapsi isteniyordu
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 23 yaşındaki Ayşegül Terzi'nin Maslak'ta bir özel hastanede hemşire olduğu, 12 Eylül tarihinde otobüse bindiği ve Çekmeköy'de mevkisinde otobüste yolcu olan Abdullah Çakıroğlu'nun Terzi'nin yüzüne tekme atarak genç kadını yaraladığı anlatıldı. Çakıroğlu hakkında "inanç düşünce ve kanâât hürriyetinin kullanılmasını engelleme", "halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama", "kasten yaralama" ve "hakaret" suçlarından toplamda 2 yıl 7 aydan 9 yıl 4 aya kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
"Keni kendime konuşuyordum"
Mahkeme hâkiminin iddianameyi okumasının ardından savunmasını yapan Çakıroğlu, "İş yerinde hastalığım nüksetmişti. Bu da telefon kayıtlarında vardır. Ege'de Murat diye bir hoca efendiden ilaçlarımı istemiştim. Hastalığım ilk başladığında 2 sene önce ona gitmiştim. İlaç verdi, tedavi oldum. Kendime gelmiştim. Son zamanlarda ise kendi kendime konuşma hallerim artmıştı" dedi.
"İstem dışı refleks"
Çakıroğlu savunmasına şöyle devam etti:
"Otobüste daha önceden tanımadığım bayanı gördüm. Oturuşu müstehcendi. Doğru oturmasını söyledim. Suratıyla 'sana ne' anlamında işaret yaptı, önüme döndüm. Durumu hazmedemedim, istem dışı reflekste bulundum. Yaptığımı doğru bulmuyorum. Bayanın oturuşunu da doğru bulmuyorum. Hastalık halinde istem dışı reflekste bulunuyorsun. İstem dışı oluyor ancak doğrular üzerinden gerçekleşiyor. Bu şekil oturuşunu doğru bulmadım, uyardım. Kendisi umursamadı, hiç oturuşunu düzeltmedi. Cünüp kelimesi bana aittir. Bu kelimeyi kullandım. Otobüsün içinde bir grup beni dövdü. Bayanın sözü üzerine millet galeyana gelip otobüsten attılar beni, dövdüler. Hapishanede de tartaklandım. Bu olayda sara hastalığımın etkisi büyüktü. Nüksetmişti. Saldırma eğilimim artmıştı."
Sanığın Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde 14 gün kaldığını söylemesi üzerine mahkeme hâkimi, "Erenköy dışında bir yerde tedavi gördün mü?" diye sordu. Sanık, "Hocaya gittim" dedi. Bunun üzerine hâkim, "Hoca sana ne yaptı?" şeklinde bir soru yöneltti. Çakıroğlu ise, "Beni okudular. Cinler musallat olmuş dediler" diye yanıt verdi.
"Vuruşum orta halli, ayakkabılarım esnek"
Tanık beyanlarına karşı da söz alan Çakıroğlu, "Benim vuruşum orta halli bir vuruştu. Spor ayakkabılarım esnekti. Darp raporunu abartılı buluyorum. Ben orada Genelkurmay Başkanı olduğumu söyledim. Bunu hiçbir tanık söylemedi. Hasta olduğumun en büyük delili budur. Ben şeytani bir şey olduğunu, cünüp olduğunu ve Genelkurmay Başkanı olduğumu söyledim. Başka da bir şey söylemedim" dedi.
Terzi: Tekrar yapmasından korkuyorum
Mağdur hemşire Terzi ise, sanığın evine çok yakın oturduğunu söyledi ve “Serbest kalırsa tekrar yapacağından korkuyorum” dedi.
Kaynak: DHA