İstanbul’da 19 Ekim’de gözaltına alınan Kavala, dün ‘Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs’ ve ‘anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs’ suçlamalarıyla tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.
Kavala’nın, ABD İstanbul başkonsolosluğu görevlisi Metin Topuz ile aynı soruşturma dosyasına dahil edildiği ortaya çıkmıştı.
‘Kokteyl terör örgütü’
Kavala’nın eşi Buğra yazılı bir açıklama yaparak tutuklama kararında Kavala’nın ‘tüm terör örgütlerinin (FETÖ/PDY – PKK/KCK – DHKPC, MLKP) aktif olarak katıldığı ve destek verdiği’, Gezi eyemlerinin yöneticisi ve organizatörü olduğu ve 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimine katıldığının belirtildiğini kaydetti.
Buğra, soruşturmada ‘gizlilik kararı’ bulunuyor olmasına rağmen, Kavala hakkında ‘bir kısım görsel ve yazılı basında gözaltı süreci boyunca yapılmaya çalışılan algı mühendisliği’ nedeniyle açıklama yapma zorunluluğu ortaya çıktığını ifade etti.
Tutuklama kararı için kullanılan ‘iletişim tespit tutanakları ve fiziki takip tutanakları’nın ‘FETÖ’ mensubu kamu görevlilerinin henüz görevde olduğu dönemlere ait olduğunu belirten Buğra, “Bu uygulamalara dayandırılan her türlü karar, yargılanan bir dönemi açıkça meşrulaştırmaktır” dedi.
Bu durumun Kavala’nın tutuklanmasına neden olan delilleri toplayan örgüt üyeleriyle birlikte darbe teşebbüsüne kalkışmış olması anlamına geldiğini kaydeden Buğra, “Hukuka aykırı olmaktan öte trajikomik” ifadesini kullandı.
Kavala’nın Gezi eyemlerini nasıl finanse ve organize ettiğine dair hiçbir bulgunun ortaya konamadığını belirten Buğra, “O tarihten bu yana hiçbir soruşturma ve suçlamaya maruz kalmazken bugün bu gerekçelerle tutuklanması düşündürücüdür” dedi.
Açıklamanın tam metni şöyle:
“Eşim, Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala 1 Kasım 2017’de saat 04:10’da ‘Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, Türkiye Cumhuriyeti devletini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme’ suçlaması ile tutuklandı.
Tutuklama kararında Osman Kavala’nın ‘tüm terör örgütlerinin (FETÖ/PDY – PKK/KCK – DHKPC, MLKP) aktif olarak katıldığı ve destek verdiği’ Gezi Olaylarının yöneticisi ve organizatörü olduğu ile 15 Temmuz 2016 darbe girişimine katıldığı belirtiliyor.
Mevcut soruşturmada ‘gizlilik kararı’ bulunmaktadır. Her koşulda, hukukun üstünlüğüne olan saygımızdan ödün vermeyerek kapsamlı bir açıklamayı zamana bırakıyoruz. Ancak, Osman Kavala hakkında bir kısım görsel ve yazılı basında gözaltı süreci boyunca yapılmaya çalışılan algı mühendisliği nedeniyle açıklama yapma zorunluluğu ortaya çıktı.
Söz konusu karar endişe vericidir. Zira, tutuklama kararı için kullanılan ‘iletişim tespit tutanakları ve fiziki takip tutanakları’ FETÖ/PDY mensubu kamu görevlilerinin henüz görevde olduğu dönemlere aittir ve bu uygulamalara dayandırılan her türlü karar, yargılanan bir dönemi açıkça meşrulaştırmaktadır.
Bu durum ayrıca, Osman Kavala’nın tutuklanmasına neden olan delilleri toplayan örgüt üyeleriyle birlikte darbe teşebbüsüne kalkışmış olması anlamına gelmektedir ve bu durum, hukuka aykırı olmaktan öte trajikomiktir.
Osman Kavala’nın hangi eylemlerle, hangi para hareketleriyle, hangi delillerle Gezi Olaylarını finanse ve organize ettiği ortaya konamazken ve o tarihten bu yana hiçbir soruşturma ve suçlamaya maruz kalmazken bugün bu gerekçelerle tutuklanması düşündürücüdür.
Tutuklama kararı ile yitirdiğimiz yegane şey Osman Kavala’nın özgürlüğü değil, aynı zamanda demokrasi, barış ve hukukun üstünlüğüne dair umutlarımızdır.
Prof. Dr. Ayşe Buğra”