Radyo Viva canlı yayınına katılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliğine ilişkin yeni düzenlemeyle 18 yaşındakilere milletvekili hakkı tanınmasına yönelik eleştirilerin hatırlatılması üzerine, "18 yaşındakilerin siyasetin dışında olması doğru değil. Buna niye karşı olalım. Tam tersine, Gâzi Mustafa Kemal Atatürk Türkiye'yi gençlere emanet etti. Dolayısıyla emanet aldığı ülkeye katkı vermesi en büyük arzumuzdur" diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 18 yaşında milletvekili olan birinin ömür boyu askerlikten muaf tutulması ve 2 yıldan sonra emekli kabul edilmesine itiraz ettiklerini vurguladı.
"Kendi çocukları için ikbâl hazırlıyorlar" ifadelerini kullanan Kılıçdaroğlu, parti olarak anket yaptırmadıklarını ancak "Hayır"ın önde olduğunu savundu.
"Televizyon olmak zorunda değil, radyo da olur"
"Yeni sistemde cumhurbaşkanının Meclis'i feshetme yetkisi var mı, yok mu?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Bugünkü anayasaya göre seçim sonrası hükümet 45 gün içinde kurulamazsa cumhurbaşkanı Meclis'i feshedip erken seçime götürebiliyor. Var mı? Var. Yeni gelen de 45 gün sınırlaması yok. Seçim sonrasıyla da sınırlı değil. Cumhurbaşkanı arzu ettiği zaman Meclis'i feshediyor. Buradaki sorun şu, 'seçime götürür' diyor. Biz bunu halkın diliyle, feshedip seçime götürüyor, biz böyle söylüyoruz. Orada fesih kelimesi yok diye 'doğru söylemiyor' diyor. Bir kişiye yetki veriyorsunuz, 80 milyonun iradesini sıfırlayabiliyor. 1924 Anayasası görüşülürken bu yetki Mustafa Kemal Atatürk'e verilmemiştir. İstenmiş ama verilmemiştir. Açsınlar Meclis tutanaklarına baksınlar. Parlamento'yu yeniden seçime götürebiliyor mu? 'Hayır' desin. Diyemiyor. Ben yalan söylüyorsam, çıkın karşıma tartışalım. Televizyon olmak zorunda değil, radyo da olur."
Yeni modelde cumhurbaşkanlığı makamına TBMM başkanının vekalet etmeyeceğine işaret eden Kılıçdaroğlu, seçimle gelmeyen bir kişiye vekalet verildiğini belirtti.
Kemal Kılıçdaroğlu, yeni modelde cumhurbaşkanının istediği kadar kişiyi başkan yardımcısı atayabileceğini, ayrıca Olağanüstü Hâl (OHAL) kararını da alabileceğini bildirdi.
Kılıçdaroğlu, "Karar üç ay içinde Meclis'in onayına sunulacak. 'Üç aya kadar beğenmediğim 7 iş adamının mal varlığına el koyarım, üç ay sonra da zaten mesele bitmiş oluyor.' Ben bu örnekleri verdiğim zaman 'bu olmaz' diyorlar. Niye olmasın? Birisi gelir, yapar. Yetkisi var mı? Var" diye konuştu.
"Bu anayasa değişikliği dipsiz kuyuya benziyor"
Yeni modelde cumhurbaşkanının arzu ettiği kadar bakan, arzu ettiği kadar başkan yardımcısını atayabileceğini ayrıca devletin yapısı ve işleyişiyle ilgili kararları alabileceğini anlatan Kılıçdaroğlu, değerlendirmelerine şöyle devam etti:
"Bugün bu kararları TBMM alıyor. Örnek, '3 vilayeti birleştirdim, oraya bir genel vali atadım' diyebilir. Örneğin 'ben kıdem tazminatını kaldırdım.' diye bir kararname çıkarabilir. 'Yapamaz.' Yapamaz da bu yetkiyi veriyoruz biz. A kişisi yapmaz, B kişisi gelir yapar. Biz bir rejimi tümüyle değiştiriyoruz. Demokratik parlamenter sistemden vazgeçiyoruz, yerine 'tek adam' rejimi oluşturuyoruz. Bu anayasa değişikliği, sonu belli olmayan dipsiz kuyuya benziyor. Benim için olsa dahi istemem. Demokrasiye, insan haklarına aykırı bu. Freni olmayan kamyon bu. Başkan dâhil, hiç kimsenin neredeyse denetlenme imkânı yok."
"Namusumuza, haysiyetimize kadar bir sürü lâflar ettiler"
"Kampanya dönemi beklediğinizden sert mi geçiyor? Herkes sizin polemiğe girmekten kaçındığınızı söylüyor. Ne dersiniz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, yapılan düzenlemenin bir partiyi değil, tüm Türkiye'yi ilgilendirdiğini vurguladı. Kılıçdaroğlu, şu açıklamaları yaptı:
"Dolayısıyla bu kampanyanın ön yargılardan uzak, düşünülerek sandığa gidilen bir kampanya olduğunu düşünüyoruz. Bir çatışma, gerilme söz konusu değil. Bize saldırıyorlar, ben onu biliyorum hatta bizim namusumuza, haysiyetimize kadar bir sürü lâflar ettiler, ben onu da gayet iyi biliyorum. Ama ben bunların hiçbirisini görmeyeceğim. Özel bir polemiğe girmeyeceğim. Benimle tartışmak istiyorlarsa, kamuoyu önünde medeni bir şekilde tartışırız."
"Anayasa değişikliğiyle kaset komplosunun ne ilgisi var?"
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Deniz Baykal'a kaset komplosu kurulmasının arkasında Gülen örgütünün olduğunu belirterek "Peki Kılıçdaroğlu bugün kiminle beraber, neyi ödüyor ? O günkü diyetini ödüyor. Ne için? Onun gerisini inşallah bulmak bize nasip olacak" demişti.
İçişleri Bakanı Soylu'nun açıklamaları hatırlatılarak, "Kaset komplosu vesaire bir sürü şey söyledi. Siz Deniz Bey'le (Baykal) kendi aranızda konuştunuz mu meseleyi?" sorusu üzerine de Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Ciddiye alınacak bir konu değil ki oturup konuşalım. Biz bir anayasa değişikliği yapıyoruz, onların gündemi ne. Anayasa değişikliğiyle bu kaset komplosunun ne ilgisi var? Oturup ne yapmaları lâzım, vatandaşa bu değişikliğe 'neden evet oyu verilmesi gerekir' bunu anlatmaları lâzım, değil mi? Bunu anlatmıyorlar. Ama ne yapıyorlar, kısır siyasi çekişmelerle vatandaşın kafasını karıştırmak istiyorlar. Biz de buna izin vermiyoruz. Akıldan, sağduyudan uzak, kötüleyerek, karalayarak bir 'evet' kampanyası götürüyorlar. Bu doğru değil."
"MHP lideri mi, Başbakan mı size karşı daha sert konuşuyor?" sorusu üzerine ise Kemal Kılıçdaroğlu, "Emin olun, çok fazla dinlemediğim için bilmiyorum. Zamanım yok onları dinlemeye" dedi.
"Ekmeleddin Bey çok değerli bir insan"
"MHP ile ortak aday çıkardığınız İhsanoğlu konusunda hiç pişmanlık duydunuz mu?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Hayır, duymadım. Ekmeleddin Bey, çok değerli bir insan. Ekmeleddin Bey, cumhurbaşkanı olsaydı bugün Türkiye'nin dış politikası çok daha farklı olurdu. Ortadoğu'da, Avrupa'da, Amerika'da, Rusya'da itibarı olan, saygınlığı olan bir Türkiye olurdu" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine Başkanvekilliğini eski CHP Milletvekili Umut Oran'ın yaptığı Sosyalist Enternasyonel'de PKK'nın Suriye uzantısı PYD'nin tam üyeliğinin engellendiğini bildirdi.
"CHP, HDP ile yan yana görünmekten endişe mi ediyor?" sorusu üzerine, CHP ile HDP'nin iki ayrı parti olduğunu vurgulayan Kemal Kılıçdaroğlu, Diyarbakır'da nevruz alanına girmeye çalışan bıçaklı bir gencin öldürülmesine yönelik soru üzerine de konunun ayrıntılarını bilmeden hemen açıklama yapmanın doğru olmadığını ifade etti.
"'Ben size 16 Nisan'dan sonra gösteririm' demektir"
Bazı Avrupa ülkeleriyle yaşanan gerilime yönelik soruya ilişkin ise Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bu coğrafyada Türkiye itibar kaybına uğradı. Fiili başkanlığın getirdiği tablo bu. Şimdi AB ile kavga ediyoruz. En ağır ifadeler kullanılıyor AB'ye yönelik. Hatta Sayın Cumhurbaşkanı 'Eğer böyle devam ederseniz, siz bulunduğunuz yerlerde sokağa bile çıkamazsınız.' dedi. Çok ağır, adeta 'terör benden sorulur, ben istediğim yerde istediğim adamı vurdururum' gibi bir ifade ki çok ağır bir ifadedir ve bizim büyükelçi çağrılıyor, anlamı soruluyor. Kim zarar görecek? Avrupa'daki Türkler. Herkes şu anda Avrupa'daki Türklere farklı gözle bakmaya başladı. Yazık, günah değil mi? Oradaki Türklerin huzurunu bozuyorsunuz. Bir de tam yetki verildiğini düşünün, bu fiili durum. 'Ben size 16 Nisan'dan sonra gösteririm' demektir."
Dış politikanın ülkelerin çıkarları üzerine inşa edilmesi gerektiğini anlatan Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Bulamaç Adası, Ege'de. Aydın'ın. Hem Amerikan hem İngiliz belgelerinde Türklere ait görünüyor. Kimin bayrağı dalgalanıyor? Yunanistan bayrağı. Kimin askeri var? Yunan askeri var. Sen dünya liderisin, hani 'asıyorum, kesiyorum' diyorsun kardeşim, burnunun dibinde senin toprağın işgâl edildi. Niye sesin çıkmıyor?"
"Evet çıkacağına inanmıyorum"
Türk milletinin demokrasiyi sevdiğini ve sahiplendiğini belirten Kılıçdaroğlu, halk oylamasından "Evet" çıkacağına ise inanmadığını vurguladı.
Kılıçdaroğlu, "Hayır" çıkarsa tüm partilerin demokratik parlamenter sistemi güçlendirmek için bir araya gelmesi gerekeceğini de belirtti.
"Halk oylamasından 'Hayır' çıkması durumunda MHP'de, 'evet' çıkması durumunda CHP'de genel başkan değişikliği olur mu? Bir deprem yaşanır mı?" yönündeki soruyu da Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi:
"Bu bir siyasi parti seçimi değil, bu bir referandum. Dolayısıyla bir partinin geleceğini oylamıyoruz. Ben öyle ciddi, büyük depremler olacağını falan sanmıyorum. Sayın Bahçeli'nin savunduğu bir anlayış var, 'Evet'ten yana bir tavır takındı. Kendi partisi içinde ciddi bir grup da 'Hayır'dan yana tavır aldı. CHP'de böyle bir tablo yok. Bizde herkes 'Hayır'dan yana, demokrasiden yana. 'Hayır' çıkarsa Türkiye rahat bir nefes alacak. Partilerin kendi kongreleri var. Bizde adaylar çıkar, demokrasinin gereğinden çekinmemeliyiz. Demokrasilerde koltuk kişilere özgü değildir."
Atatürk tepkisi
Başka bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, Atatürk'ün tartışma konusu yapılmasının kabul edilemeyeceğini vurgulayarak, Atatürk'ün gençlere yanlış öğretildiğini bildirdi. Bu konuda suçlunun 12 Eylül hukuku olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, Genelkurmay Başkanlığı'nın hazırladığı Çanakkale afişlerinde Atatürk'ün olmamasının da kabul edilemeyeceğini, bu durumun kendini derinden üzdüğünü anlattı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Mustafa Kemal Atatürk'süz Çanakkale düşünülebilir mi? Bir komutan düşünün 'ben size ölmeyi emrediyorum' diyor. O komutan Kurtuluş Savaşı'nın ön sözünü Çanakkale'de yazıyor. Nasıl Mustafa Kemal'i anmazsınız? Nasıl afişlerde yer vermezsiniz? Bu beni derinden üzüyor" diye konuştu.
Kaynak: AA