Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Dolmabahçe'deki Başbakanlık Çalışma Ofisi'nde bazı televizyon ve gazetelerin genel yayın yönetmenleriyle bir araya geldi. Kurtulmuş'a ABD Başkanı Barack Obama'nın IŞİD'le Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk'un , ''IŞİD'in olmadığı bölgede PYD'ye müdahale kabul edilemez" sözleri soruldu. Kurtulmuş şuu yanıtı verdi:
''PYD'nin Fırat'ın doğusuna çekilmesi uzun süredir verilmiş bir sözdür. ABD'nin PYD üzerindeki etkisini kullanmasını isteriz. PYD'ye karşı yapılanlar Türkiye'nin güvenliği açısından en doğal hakkı. Türk Silahlı Kuvvetleri kensine yönelik bir tehdit olursa buna seyirci kalmaz. Herkes atacağı adıma dikkat etsin. PYD/YPG koridoru tamamlanırsa bu, Suriye'nin bölünmesi demektir.''
Kurtulmuş'a Fırat Kalkanı operasyonundan Suriye rejiminin haberi olup olmadığı da soruldu. Başbakan Yardımcısı ''Şam rejimi ile diplomatik ilişkimiz yok. Rusya aracılığıyla dolaylı olarak Şam'ın bilgisi oldu. Bundan eminiz." cevabını verdi.
“Kripto FETÖ’cünün de halen önemli yerlerde olma ihtimalini biliyoruz”
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, üç konuyla ilgili görüşlerini paylaşmak istediğini belirterek, şöyle devam etti:
“Bunlardan bir tanesi FETÖ ile ilgili mücadele süreci. Hepimiz ayan beyan görüyoruz ki bu öyle çok kısa sürede bitirilebilecek bir mücadele değildir. Bir kararlılık, ortak bir anlayış ve ortak bir yaklaşım gerekiyor. Siyasi iradenin kararlılığı tamdır. Medyanın da FETÖ ile mücadele konusundaki kararlılığının tam olduğunu görmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Ancak bu en az 40 yıl devam eden bir hazırlık. Televizyonlarda da izliyoruz, bazı arkadaşlar diyorlar ki ‘İlk 1973’te sorular çalınmaya, verilmeye başlandı’. Eğer 1973’ten itibaren alırsanız, 40 yılı aşkın bir süredir devam eden son derece gizli, son derece iyi örgütlenmiş ve kendilerinden başka hiç kimseye hayat hakkı tanımayan bir çete."
Fethullah Gülen örgütünün ülkenin bütün değerlerine karşı mücadele eden hain bir yapılanma olduğunu aktaran Kurtulmuş, bu yapılanmanın devletin her kademesinden temizlendiğini ve temizlenmeye devam edeceğini söyledi.
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Gülen örgütünün 15 Temmuz darbe teşebbüsü olmadan evvel de MGK toplantılarında sürekli gündeme geldiğini, kamuoyuyla paylaşıldığını ifade ederek, örgütün sadece hükümete karşı değil, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne karşı mücadele eden, bu devleti ele geçirmeye çalışan bir terör örgütü olarak kabul edildiğini söyledi. Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Terör örgütü olarak kabul edildiğinden dolayı yapılan etkin mücadelelerin neticesidir ki belki bunlar 15 Temmuz’da ellerinde olabilecek birçok imkanı kaybettiler. Özellikle emniyette ve yargıda bunların son iki yıldır temizleniyor olması, zannediyorum ki 15 Temmuz darbe teşebbüsünün belini kıran önemli gelişmelerden birisidir. Dolayısıyla FETÖ ile mücadele, iktidarda kim olursa olsun, herkesin Türkiye’nin birliğinin, dirliğinin sağlanması için sürdürmek zorunda kaldığı bir ulusal mücadeledir. MGK’nın, kararları çerçevesinde de bir güvenlik meselesidir. Ancak bu mücadele bir taraftan yürürken diğer taraftan özellikle bizi, medya kısmını ilgilendiren önemli bir mücadelede şimdi bu adamlar ‘Biz nasılsa yenildik, bu işi kaybettik’ diye kenara çekilmeyecekler. Bunu hepimiz biliyoruz. "
“Zaten var olan ilişkiler çok daha kuvvetli hale gelecektir”
İkinci konunun ise terörle içeride ve dışarıda devam eden mücadele olduğunu aktaran Kurtulmuş, şunları kaydetti:
“Bu mücadelede de hiç şüpheniz olmasın, FETÖ ile PKK ve DAEŞ arasında bundan sonra zaten var olan ilişkiler çok daha kuvvetli hale gelecektir. Herhangi bir terör örgütünün sahada silahlı olarak yapmış olduğu terör eylemi hangi amaçla yapılıyor ve hangi sonuç elde edilmek isteniyorsa, bu sonucun elde edilmesi için FETÖ’nün de çok ciddi şekilde lojistik destek, özellikle içeride ve dışarıda sosyal medya da dahil medya desteği vereceği aşikardır. Dolayısıyla içeride terörle mücadelede çok etkin bir mücadele dönemini sürdürüyoruz. Çok daha zor bir dönem ortaya çıkacak çünkü hepsi hep beraber hareket ediyorlar. Aralarında stratejik bir diyaloğun ve işbirliğinin kurulmakta olduğunu görüyoruz.”
"Türkiye'ye karşı yapmış olduğu faaliyetlere artık müsaade edemez"
Cerablus operasyonunun uzun süredir konuşulduğunu ifade eden Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Koalisyon güçleriyle de üzerinde hem konuşularak hem çeşitli alternatifler üzerinde durularak hazırlanılan bir operasyondur. Buradaki ana çizgimiz Türkiye, kendi sınırına, sınır dışından tehdit oluşturabilecek hiçbir terör örgütünün Türkiye'ye karşı yapmış olduğu faaliyetlere artık müsaade edemez. Kilis başta olmak üzere, Oğuzeli'ne, Karkamış'a birçok yere roketlerin atıldığını biliyorsunuz. Burada vatandaşlarımız öldü yapılan saldırılar sırasında. Ayrıca terör örgütleri bu bölgede, o bölgenin dışarısından sızmalarla da Türkiye'nin sınır bölgesinde ciddi birtakım faaliyetler sürdürüyordu. Bu kabul edilebilir bir durum değildi."
Gülen örgütünün de bu sürede sınır bölgesindeki birtakım bunlarla işbirliği yaptığı şimdi daha net ortaya çıkıyor. Dolayısıyla içeride temizlendiğine göre, Türkiye'nin sınırın dışındaki bölgeyi de temizlemesi gerekiyor. Bu operasyonun ana hedefi hemen Türkiye'nin güney sınırında olan terör örgütlerini etkisiz hale getirerek, onların Türkiye'ye karşı bir tehdit olmasının önüne geçmek."
Kurtulmuş, Suriye'nin kuzeyindeki Kürt kardeşlerinden, onların varlığından rahatsız olmadıklarını belirterek, "Orada asırlardır Kürtlerle beraber yaşıyoruz ama aynı şekilde Arap kardeşlerimiz de Türkmen kardeşlerimiz de o bölgenin halkıdır ve o bölgede inşallah kıyamete kadar yaşayacaklardır." diye konuştu.
Türkiye'nin baştan beri bölgede boydan boya bir PYD inisiyatifinin ortaya çıkmasının siyaseten bir anlamının olduğunu vurguladığını belirten Kurtulmuş, bunun da Suriye'nin bölünmesi anlamına geldiğini aktardı.
Suriye'nin bölünmesini istemediklerini ve bu ülkenin toprak bütünlüğünden yana oldukları için o bölgede bir PYD koridorunun tamamlanması fikrine başından beri karşı olduklarını anlatan Kurtulmuş, bu şekilde hareket edeceklerini de koalisyon güçleriyle sürekli paylaştıklarını dile getirdi.
Kurtulmuş, konuşmasına şöyle devam etti:
"Şimdi o bölgede hem IŞİD'in faaliyetlerini sonlandırma hem de koalisyon güçlerinin söz verdiği çerçevede PYD güçlerinin tamamıyla Fırat'ın doğusuna geçmesini sağlamak için bu Cerablus operasyonu yapılıyor. Burada gerçekten Türk Silahlı Kuvvetleri hassasiyetle bu operasyonu yürütüyor. Bizim amacımız orada kalıcı bir güç olmak değildir. Yerleşim birimlerindeki güvenliği sağlayarak, halkın yeniden o bölgelere dönmesini temin etmektir."
"Suriye'nin toprak bütünlüğünü sağlamak için Türkiye oradadır"
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Türk ordusu, o toprakları işgal etmek amacıyla oraya gitmiş değildir. Tamamıyla uluslararası hukuktan kaynaklanan meşru bir hakkını kullanmaktadır. Bu hakkı kullanmak için Türkiye oradadır ve bütün ilgili tarafların haberdar olduğu, kapsamından da boyutundan da haberdar olduğu bir operasyon yürütmektedir." dedi.
Hiç kimsenin mesele bu kadar açıkken bunu bir algı operasyonu haline dönüştürmesine Türk medyasının müsaade etmemesi gerektiğini dile getiren Kurtulmuş, "Dünyanın en büyük haber ajansları. Buradan maalesef Türkiye karşıtı birtakım görüntüler, birtakım yorumlar geliyor. Burada bizim ilgili birimlerimizle kamu diplomasisi birimimiz de çok güzel şekilde hem Genelkurmay hem ilgili bütün birimlerimiz eş güdümlü bir çalışma yürütüyorlar. Orayla irtibatlı olarak sizlerin de oradan elde ettiği bilgi ve görüntülerle bunların ortaya koyacağı algıyı bizim anında karşı cevap vererek kaldırmamız lazım. Aksi taktirde bu devam eden süre içerisinde bunlar Türkiye'ye karşı hiç ummadığımız bir algı operasyonunu da ortaya koyabilirler." değerlendirmesinde bulundu.
Gülen örgütünün ortaya koyacağı algı operasyonu konusunda dikkatli davranmak, ortak bir çizgide durmak, içeride terörle mücadelede görüntüler konusunda dikkat etmek, milleti bir yenilgi psikolojisi içerisine sokacak adımların atılmasını önlemek gerektiğini ifade eden Kurtulmuş, dışarıda da Cerablus operasyonundaki hassasiyetleri uygun yayınla sürdürmek konularının önemli olduğunu vurguladı.
Özellikle Türk askerinin oradaki varlığını çok fazla görüntülü olarak gündeme getirmek istemediklerini belirten Kurtulmuş, Türk askerinin orada insani birtakım güzel şeyler yaptığını aktardı.
Gülen örgütüyle ile mücadele konusuna da değinen Kurtulmuş, kriminal bir çeteyle mücadele ettiklerini söyleyerek, "Bu adamlar sapkın bir dini kültür üzerinde askeri diktatörlük kurmak isteyen bir çetedir ve darbe teşebbüsü yapmıştır. Bu adamlar kriminal bir gruptur. FETÖ dediğiniz adam sadece meczup, birtakım sapkın dini inançları, itikatları olan bir adam değil." dedi.
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bunların dini sapkınlığı ortaya konulsun. Din Şurası'nda Diyanet İşleri Başkanımız ve bizim konuşmalarımız, bu grubun gerçekten dini bakımdan ne kadar sapkın olduğunu ortaya koyan önemli konuşmalar. Bunları basılı hale de getireceğiz. Bu bir yerde Diyanet ve ilahiyat camiasının yapması gereken bir mücadele. Bu devam etsin ama şu andaki mücadele bunları meczup, sıra dışı, hurafelerle uğraşan hatta bu dozu kaçarsa öyle bir noktaya gelir ki bunlar böyle sap salak adamlar bunlardan bir şey mi çıkar falan gibi halk bunu düşünmeye başlar. Buraya geldiğimizden beri görmediğimiz en büyük ihanet çıktı, bunlar bir kriminal çete. Meczup olmaları, sapkın olmaları, itikatlarının bozuk olmaları… Eyvallah bu bir şeydir ama esas mesele bu değildir. Dolayısıyla burada sanki kantarın topuzu biraz kaçıyor gibi. Bunların sapkınlıklarını anlatalım ama tamam anladı millet. Bundan daha büyük sapkınlık olur mu? Milletin verdiği parayla uçağa bineceksin ve halkın üzerine ölüm kusacaksın, yüzlerce insanı öldüreceksin. Bundan daha büyük bir sapkınlık olur mu?"
Kaynak: AA