Geçtiğimiz aylarda Macar Helsinki Derneği ve bazı diğer insan hakları savunucuları tarafından ortaya atılan, sınırlardaki mülteci kamplarında iltica başvurusu yapan insanların aç bırakıldıkları iddiaları Macar medyasında geniş yer bulmuştu.
En son Helsinki Derneği üyeleri iltica başvurusu yapan ve sekiz aydır kampta tutulan beş kişilik bir ailede anne ve babaya dört gün hiçbir gıda maddesi verilmediği için mahkemeye başvurmuştu.
Mülteci ailesi, sadece hasta çocukları için yemek verildiğini ve anne ile babanın çocuklardan kalan yemeklerle yetinmek zorunda olduklarını iddia ediyordu.
Macar Mahkemesi başvuruyu haklı buldu ve aileye derhal yemek verilmesi konusunda karar aldı.
Macar hükümeti sözcüsü Zoltan Kovac, Guardian'a verdiği demeçte, bir yandan bu iddiaları reddederken, diğer taraftan kabul ediyor. Sözcü sınır kamplarında "hak edenlere" yemek verildiğini, iltica başvurusu reddedilenlerin ise "yasalara göre" gıda maddesi haklarının olmadığını söylüyor.
"Bedava yemek yok! Beğenmeyen gider"
Kovac, "Bunu bir iş akdi gibi algılayın, sözleşme geçerli değilse, karşılığı da olmaz. Burada bedava yemek yok. Beğenmeyen Sırbistan'a doğru geri gidebilir" diyor.
Macar Helsinki Derneği eş başkanı Marta Pardavi şimdiye kadar mültecilerin aç bırakıldıkları 13 vaka tespit ettiklerini, bunların bir kısmında, resmi makamları yemek vermeye zorlayabilmek için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurduklarını söylüyor.
Helsinki Derneği, mültecilerin aç bırakılma uygulamasının 21. yüzyılda dünyada eşi benzeri olmayan utanç verici bir uygulama olduğunun altını çiziyor.
Macar hükümeti Avrupa'da mültecilere karşı en sert önlemleri alıp uygulayan hükümetler arasında. Sırbistan sınırını dikenli tellerle çeviren hükümet, adayların mülteci başvurularını da henüz Macar topraklarına girmeden yapmalarını sağlamak için sınırda mülteci kampları kurdu.
Basının giremediği kamplar
Bu kamplar "transit kamp" olarak adlandırılıyor ve burada başvuru yapan mülteciler, temsili olarak henüz Macaristan dışındaymış gibi kabul ediliyor.
Oysa transit kamplar Macaristan sınırları içinde bulunuyor. Prefabrik konutlardan oluşan ve çok sıkı korunan bu kamplara basının girmesine izin verilmiyor.
Başvuru yapan adaylar hakkında gerçekleştirilen soruşturmada eğer koşullarının sığınma hakkı alabilmek için yeterli olmadığına karar verilirse, mülteciler Sırbistan'a doğru sınır dışı ediliyor.
Ülkeye kaçak giren mülteciler ise "suç işledikleri" için mülteci başvurusu yapamıyor ve hapis cezasıyla cezalandırılıyor.
Macar makamları transit mülteci kamplarına Sırbistan istikametinden gelenlerin başvurularına da sınırlamalar koydu.
Kamptaki 101 kişiden 61'i çocuk
2017 yılında günde yüz başvuru kabul edilirken, bu sayı zaman içinde günde 15 başvuruya kadar düşürüldü.
Bu ise Sırbistan tarafında mültecilerin çok kötü koşullar içinde bekledikleri ve hiçbir temel ihtiyaca yanıt vermeyen baraka ve çadır hayatının başlamasına neden oluyor.
Mülteci kamplarındaki sefaletin boyutlarını incelemek için Nisan ayı başlarında Röszke Transit Mülteci Kampını ziyaret eden Macar parlamentosunun iki üyesinin açıklamaları da uzun bir süre Macar basınında yer almıştı.
Bernadett Szel ve Szabolcs Szabo, dikenli tellerle çevrili kampın, 'bir mülteci kampından çok bir hapishaneye' benzediğini söylemişlerdi.
İki parlamenterin kampın girişinde hazırladıkları videoda, kampta 61'i çocuk toplam 101 kişinin tutulduğu vurgulanıyordu.