Ana SayfaHaberlerGündemMaskeli Meclis'te “majestelerinin yargısı" tartışması

Maskeli Meclis’te “majestelerinin yargısı” tartışması

 

Koronavirüs salgını nedeniyle tedbirlerin alındığı TBMM Genel Kurulunda, AKP ve MHP gruplarının ortak hazırladığı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin tümü üzerindeki görüşmelere dün başlandı.

 

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, suça göre değil suçluya göre adil bir infaz yasasının olması gerektiğini hep anlattıklarını söyledi. Özel, "Biz diyoruz ki bir kişi rüşvetten altı yıl almışsa çıkacak ama rüşveti haber yapan gazeteciye, bir aklıevvel majestelerinin yargıcı demişse 'sen bunu devletimizi yıpratmak, filanca terör örgütüne destek sağlamak için yaptın', o içeride 3,5 sene yatacak. Gazetecinin, aydınların, hukukçuların, avukatların içeride tutulmasını sağlayan anlayışın Meclis kayıtlarına geçmesi ibretlik olmuştur" diye konuştu.

 

Özel, tercih ettikleri özenli dile karşı "saldırgan ve özensiz" dili kınadığını söyledi.

 

AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin ise özenli üslubun, bu ülkenin hâkim ve savcılarına, "majestelerinin yargısı" demek olamayacağını söyledi. Zengin, eleştirilerin ciddiyet içinde yapılmasını istedi.

 

Özgür Özel de CHP'nin tavrının adaletten, haktan, hukuktan yöne olduğunu vurgulayarak, bütün hâkim ve savcıları eleştirmediğini ifade etti.

 

MHP Grup Başkanvekili Levent Bülbül, Özel'in ifadelerine karşı konuşmasında özenli bir dil kullandığını dile getirerek, mevcut durumda siyasi uzlaşmanın temin edilmesinin imkânsız olduğu bir ortamda, görüşmelerin uzaması ve akamete uğramasının hiç kimseye, özellikle tutuklu ve hükümlülere hizmet etmeyeceğini ifade ettiğini kaydetti.

 

HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş ise salgın sebebiyle ilk günden beri bütün mahkûmların serbest bırakılmasını, bazı suç tipleri açısından da önlem alınmasını istediklerini belirterek, "Bu uzarsa birileri cezaevinde kalmaya devam edecek" denmesini gerçekleri çarpıtma olarak gördüklerini söyledi. Beştaş, "Biz yaşatma siyasetinin sahibiyiz, yaşam siyasetinin sahibiyiz. Onlar ise ölüm ve öldürme üzerine bir siyasetin sahibi olarak konuşuyorlar" dedi.

 

 

 

 

- Advertisment -