Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen iftar programında Bakanlar Kurulu üyeleri, AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu üyeleri ve grup başkanvekilleriyle bir araya geldi.
Programdaki konuşmasına Ramazan-ı Şerifi tebrik ederek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, mayıs ayının çok yoğun geçtiğini, bu ay içerisinde Türkiye'nin uluslararası ilişkileri açısından büyük öneme sahip altı yurt dışı ziyaret gerçekleştirdiklerini ifade etti.
Hindistan, Rusya, ABD ve Kuveyt ziyaretlerinin ikili görüşme, Çin ve Belçika seyahatlerinin ise zirve toplantılarına katılma amaçlı olduğunu söyleyen Erdoğan, 21 Mayıs'ta gerçekleştirilen AK Parti 3. Olağanüstü Kongresinde delegelerin teveccühüyle yeniden genel başkanlığa seçildiğini anımsattı.
Kongrede, genel merkez organlarına seçilen partilileri de tebrik eden Erdoğan, bugün de Merkez Karar ve Yönetim Kurulu'nu (MKYK) toplayarak Merkez Yönetim Kurulu'nu da belirlediklerini dile getirdi.
"AK Parti'nin 15 yıla yakın zamandır iktidarda kalmasının sırrı sürekli kendini yenileme iradesine sahip bulunmasıdır." ifadesini kullanan Erdoğan, olağanüstü kongrede seçilen MKYK üyeleri arasında 20'li yaşların başında gençlerin bulunduğunu belirtti. Erdoğan, "Örneğin 21 yaşında bir genç kızımız var, 23 yaşında yine bir genç kızımız var. Bunlar şu anda bu reform hareketimizin ki Cumhuriyet tarihindeki özellikle siyasi parti yapılanmaları içinde şu anda AK Parti'nin yapmış olduğu bu reformu bugüne kadar hiçbir siyasi hareket gerçekleştirememiştir çünkü güvenleri yoktu, gençliğe inanmıyorlardı. 30 yaşın altını asla kabullenemiyorlardı ama biz bunu önce 25'e daha sonra da hamdolsun 18'e çekmiş bulunuyoruz" dedi.
Erdoğan, yaş ortalaması 47 olan MKYK'da 16 üyenin 40 ve daha altı yaş grubuna mensup olduğunu, milletvekillerinin yaş ortalamasının ise 52 olduğunu belirterek, "Hem kadro hem program ve proje bakımından sürekli kendimizi yenileyerek milletimizin gönlündeki yerimizi güçlendireceğiz." şeklinde konuştu.
MKYK toplantısında da özellikle söylediği bir konunun bulunduğunu ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bize tevazu yakışır, bu tevazudan asla taviz vermemeliyiz. Biz kendimizi alçalttıkça biliniz ki gönüllerde yükseliriz ama yok biz şöyle kendimizi yükseklerde görmeye gayret edersek alçalırız. Şunu bilelim ki dağlar bizden yüksektir ve buradan asla taviz vermememiz gerekir. Yönetim sistemi değişikliğinin ardından milletimize verdiğimiz sözleri yerine getirmek için artık önümüzde hiçbir bahane, hiçbir engel kalmadı. Milletimize verdiğimiz sözleri yerine getirmek için artık önümüzde hiçbir bahane, hiçbir engel de kalmadı. Bundan sonraki ilk seçim yılı olan 2019'a kadar yoğun ve netice almaya yönelik bir program uygulamaya mecburuz.
İlk etapta, bugün söyledim, bakanlarımızdan 180 günlük bir çalışma programı hazırlamalarını bekliyorum. Bu çalışma tıpkı iktidara geldiğimiz ilk günlerdeki gibi 100 günlük programımız benzeri doğrudan milletimizin günlük hayatına dokunan, meselelerin çözümüne yönelik pratik teklifleri içermelidir ki bu bizim aynı zamanda bir yol haritamız olacak."
"Aldığımız şikayetleri neticeye ulaştırmamız gerekiyor"
Yoğun bir şekilde çalışmaların sürdürülmesi gerektiğine işaret eden Erdoğan, aynı şekilde partilerinin de teşkilatlarla ilgili çalışmaları süratle tamamlayarak seçim hazırlıklarına başlaması gerektiğini vurguladı. Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Ne demek? Yani bu yıl sonuna kadar biz tüm il yönetimlerini, ilçe yönetimlerini, belde yönetimlerini yenilemek durumundayız. Adeta bir metal eskimesi görüyorum, dolayısıyla bu değişikliği yapmaya mecburuz. Belediyelerimizde nerelerde, ne gibi eksiklikler var, şikayetler nedir bunların üzerine gitmemiz gerekiyor.
Arkadaşlarla da onu konuştum bir ekip burada oluşturacağız, bir ekip de cumhurbaşkanlığı makamında ve bu oluşturacağımız ekiplerle çok yoğun bir kontrol mekanizmasını çalıştıracağız. Çünkü aldığımız şikayetleri neticeye ulaştırmamız gerekiyor. 'Efendim işte malum bizim şikayet mercilerimiz var, partimizde de var, başbakanlıkta da var cumhurbaşkanlığında da var', yok, gelen bütün o mektuplar, vesaire orada kalıyor, mesele bunu çözüme ulaştırmak, çözüme ulaştırmak için de bu adımları atmaya mecburuz."
Erdoğan, son üç yıldır Türkiye'nin ve milletin çok yorulduğunu ifade ederek, "2013 Mayıs'ında Gezi olayları ile başlayıp 17-25 Aralık yargı-emniyet darbe girişimiyle tırmanan 2014 mahalli idareler ve cumhurbaşkanlığı seçimleriyle devam eden, 2015'teki iki ayrı milletvekili seçimiyle süren, PKK'nın hendek eylemleri ve DEAŞ'ın saldırıları ile kanlı bir boyut kazanan, Feto'nun 15 Temmuz darbe girişimiyle adeta zirveye ulaşan, 16 Nisan halk oylamasıyla da şimdilik finalini yapan bir süreçten söz ediyoruz." diye konuştu.
Birçok ülkenin çeyrek yüzyılda yaşamadığı kadar çok hadiseyi üç yıla sığdırdıklarını belirten Erdoğan, farklı yöntemlerin ve örgütlerin ön planda olduğu bu saldırıların hepsinde milletin kendilerinin yanında yer aldığını ve güçlü bir destek verdiğini vurguladı.
Sürekli teyakkuz halinde tuttukları milli reflekslerinde en küçük bir rehavete meydan vermedikleri için milletin her bir ferdine şükran borçlu olduklarını ifade eden Erdoğan, bu borcu demokrasi ve ekonomide yapacakları yeni reformlar ve milletin beklentilerine cevap vererek ödeyebileceklerini söyledi.
"Haziran sonunda başlayacağız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, üst üste pek çok fedakarlık talep ettikleri milleti rahatlatacak bir programı süratle hazırlayıp hayata geçirmek mecburiyetinde olduklarını belirterek, bunun için milletin karşısına ilk etapta 180 günlük, ikinci aşamada ise 2019'a kadar olan dönemi kapsayacak daha derinlikli bir eylem planı ile çıkacaklarını aktardı.
Erdoğan, 2023 hedeflerinin provası mahiyetindeki bu çalışmaları hep birlikte hızla ve kararlılıkla yürüteceklerini dile getirerek, şunları kaydetti:
"Bölgemizin merkezinde olduğu küresel yeniden yapılanma sürecinde karşımıza çıkacak sınamaları güçlü şekilde karşılayabilmemiz için de bu dönemi çok iyi değerlendirmemiz şart. Zamanımız az ama işimiz çok. Bunun için tek bir gün, tek bir saat dahi kaybetmeden gündemimizdeki meselelere yoğunlaşmalıyız. 180 günlük programı, haziran ayı sonu itibariyle başlatacağız. Dolayısıyla hazırlık için yeteri kadar zaman var.
Şu anda içinde bulunduğumuz Ramazan-ı Şerif'in feyzinden, bereketinden istifade etmeyi ihmal etmeyelim. Bu vesileyle, özellikle ana kademeye, genel merkez kadın kollarına, genel merkez gençlik kollarına özellikle ricada bulunuyorum, aman artık işi hafife almayacağız ve Türkiye'de tüm siyasi hareketlerin adeta gıpta ile baktığı bir çalışmayı biz ülkemizde sergileyeceğiz. 'Şu ne yapıyor, bu ne yapıyor?' biz birilerine illa da 'cevap yetiştirelim mi, yetiştirmeyelim mi?' bunun gayreti içerisinde olmamıza gerek yok. Bizim soracağımız tek şey var? 'Biz ne yapıyoruz?' ve bu sorumuza cevap bulduğumuz veya verdiğimiz anda kimse bizi tutamayacaktır."