Diyarbakır’ın Bağlar ilçesi Tavşantepe Mahallesi’nde kaybolduktan 19 gün sonra dere yatağında ölü bulunan Narin Güran cinayetiyle ilgili tutuklanan Nevzat Bahtiyar, cezaevinden çıkarılarak adliyeye getirildi ve cinayetle ilgili her şeyi itiraf edeceğini söyledi.
Bahtiyar, amca Salim Güran’ın, Narin Güran’ın annesiyle ilişkisini gören küçük kızı öldürdüğünü ve cesedi kendisine verdiğini iddia etti. Salim’in, cesedi yok etmesi için Bahtiyar’a talimat verdiği belirtildi.
Sözcü’de yer alan habere göre Bahtiyar ifadesinde şunları söyledi:
“Salim beni Narin’in evine çağırdı”
-Bazı olayları olayın sıcaklığı ve Salim’in tehditlerinden dolayı farklı anlattım. Buna açıklık getirmek istiyorum.
-Kızın boğulduğu 21 Ağustos günü saat 15.08’de Salim Güran’ı su meselesi yüzünden aradım. Salim de beni ağabeyi Arif’in evinin bulunduğu tepeden seslenerek yanına çağırdı. Birlikte Salim ile Arif’in evine girdik. Bir oda hariç tüm odaların kapıları kapalıydı.
“Narin’in annesiyle ilişkiye girmiş, kız da görmüş”
-Evin içinde anne Yüksel ile Enes, Eren ve Muhammed Güran dahil hiç kimseyi görmedim. Herhangi bir ses de duymadığım için odalarda olup olmadıklarını da bilmiyorum.
-Salim beni solda bulunan odalardan birine götürdüğünde Narin’in yerde hareketsiz yatar vaziyette olduğunu gördüm. Hatırladığım kadarıyla Narin’in ağzında köpük şeklinde bir sıvı vardı.
-Salim bana, ‘Yüksel’le birlikte olduğumuzu kız gördüğü için bu kızı ben öldürdüm. Artık sende benim suç ortağımsın.
-Bu olaya tanık olduğun için bu cesedi yok edeceksin. Yoksa senin oğlunu gittiği futbol okulundan aldırır, kafasına sıktırırım. Bunu yok et ve sonrasında da sana 200 bin lira vereceğim’ dedi.
-Sonra cesedi ben ve Salim birlikte battaniyenin içine bıraktık. Salim cesedi kucağıma verdikten sonra ben de cesetle birlikte evden çıktım.
“Narin’in annesi peşimizden ağlıyordu”
-Kapı önünde Narin’in terlikleri vardı. Salim’in söylemesi üzerine onları da alıp battaniyenin içine koyduktan sonra aracıma bırakmak için evime doğru gittim. İlk önce bana ait ahıra pencereden cesedi bıraktım.
-Ardından ahırdaki çuvalı aceleyle cesedin başından geçirdim. Ancak çuvalı bağlamamıştım. Ardından cesedi kendi aracımın arka koltuk paspasına bıraktım. Battaniyeyi de arkamdan aracıyla gelen Salim’e verdim.
-Salim battaniyeyi kendi aracına bıraktı. Bana da, ‘Cesedi gerekirse parçala, sonra da Eğertutmaz deresine at’ dedi.
-Bu sırada yukarı doğru yani Arif Güran’ın evine doğru baktığımda Narin’in annesi Yüksel’in yüzünü ellerinin arasına alarak ağlayarak baktığını gördüm.
-Cesedi Eğertutmaz deresine götürdüm ve daha önce yer gösterme yaptığım yere bıraktım. Üzerine de dikkat çekmemesi için büyük bir taş bıraktım.
“Bir ayağı çuvalın dışında kaldı”
-Birkaç gün sonra yolda karşılaşınca benimle kaş göz işareti yaparak selamlaştı. Cesedi bıraktığım yeri Salim’in görüp görmediğini bilmiyorum. Ancak Eğertutmaz deresi köyün yüksek yerlerinden açıkça görülmektedir.
-Bu nedenle Salim beni arkadan izleyerek cesedi nereye bıraktığımı görmüş olabilir. Olay tamamen bu şekilde yaşandı.
-Ancak ben Narin’i kesinlikle öldürmedim. Sadece Salim’in cesedi bana teslim etmesi nedeniyle Eğertutmaz deresine bıraktım. Nevzat Bahtiyar ifadesinin ardından tekrar tutuklu bulunduğu cezaevine gönderildi.
Anne-amca ilişkisiyle ilgili ilk ifadesinde “bilmiyorum”, ikinci ifadesinde “görmedim ama konuşuluyor” demişti
Nevzat Bahtiyar, bu ifadesiyle üçüncü kez ifade değiştirmiş oldu. Ancak Nevzat Bahtiyar’ın bu ifadesi çelişkiler içeriyor.
Bahtiyar, jandarma ifadesinde, “Salim ile Narin’in annesi arasında ilişki olduğunu duymadım” dedi.
Savcılıkta verdiği ifadesinde ise ilk söylediği sözlerini değiştirdi ve “Ben görmedim ama köyde konuşuluyor” diye konuştu.
Son olarak dün akşam yeniden alınan ifadesinde şunları söyledi:
“Salim bana, ‘Yüksel’le birlikte olduğumuzu kız gördüğü için bu kızı ben öldürdüm. Artık sende benim suç ortağımsın. Bu olaya tanık olduğun için bu cesedi yok edeceksin. Yoksa senin oğlunu gittiği futbol okulundan aldırır, kafasına sıktırırım. Bunu yok et ve sonrasında da sana 200 bin lira vereceğim’ dedi.
Sonra cesedi ben ve Salim birlikte battaniyenin içine bıraktık. Salim cesedi kucağıma verdikten sonra ben de cesetle birlikte evden çıktım. Narin’in annesi Yüksel’in yüzünü ellerinin arasına alarak ağlayarak baktığını gördüm.”
“Arabada Narin’in DNA’sı bulundu” iddiası boşa düştü
Nevzat Bahtiyar’ın çelişkili ifade verdiği bir diğer konu ise Salim Güran ile nasıl temas kurduğu ve Narin’in cesedini nasıl gizledikleri.
Bahtiyar jandarmaya verdiği ilk ifadesinde Salim Güran’la yolda karşılaştığını söylemişti:
“Evimden aracımla çıktım. Arkamdan beyaz renkli bir araçla Salim Güran’ın geldiğini gördüm. Bu yer mezarlıktan Tavşantepe Mahallesi’ne doğru çıkan parke döşeli köyün iç yolu. Salim Güran korna çaldı, selektör yaptı. Bana içme suyu ile ilgili bir şey söyleyeceğini düşünerek bekledim. Salim Güran aracından inerek aracıma doğru geldi. Ben de araçtan indim. Salim Güran bana eliyle aracın ön yolcu koltuğunda bulunan battaniyeye sarılı bir şeyi göstererek, ‘Bunu yok edeceksin’ dedi.
Ben de gösterdiği şeyin yanına yaklaştım ve bakınca battaniyeye sarılı hareketsiz yatan insan olduğunu anlayınca şaşırdım ve tereddüt ettim. Salim Güran ‘Aileni iyi düşün. Sana 200 bin lira veririm. Aracında torba var mı?’ dedi. Aracımın bagajından rengini hatırlamadığım bir çuval çıkartarak verdim. Battaniyeye sarılı çocuğu alıp, çuvalın içerisine birlikte koyduk. Çocuğun üzerinde siyah tişört ve şort ile üzerinde asılı bir küçük çanta vardı. Çocuğu torbaya koyduğumuz esnada sağ kulağının arkasında boyun bölgesinde bir kızarıklık vardı.
Çuvala çocuğu yerleştirdikten sonra çuvalı, ağzını orada bağlamadan aracımın arka koltuğunun önündeki ayak paspasının olduğu yere koydum. Muhtar Güran oradan ayrılmadan önce ‘göl’ diye tabir ettiğimiz Eğertutmaz Deresi’ne doğru götür diyerek eliyle orayı işaret etti. Yolda giderken ben pişmanlık duydum ancak aldığım şeyden de kurtulmam gerektiğini düşündüm.
Aracımı derenin kenarında durdurdum, çuvalı aracımdan aldım, çocuğun tüm vücudu çuvala sığmıştı. Çocuğun ayağının kesik olup olmadığını hatırlamıyorum çünkü çok telaşlıydım, çevrede ip aradım. Bulamayınca çocuğun çantasının ipi aklıma geldi ve çantanın ipini sökerek çuvalın ağzını bağladım ve ağacın yanında çok derin olmayan bir yer buldum, burada biraz su vardı. Bu alana çuvalı bıraktım ki çuval birisi tarafından bulunur diye düşünerek üzerine bir de taş koydum.”
Bahtiyar adliyede verdiği ikinci ifadesinde fadesinde olayı şöyle anlatmıştı:
“İkametimin önündeki ağaçları sulamaya başladıktan yaklaşık olarak 15 dakika sonra ikametimden yaklaşık olarak 100 metre mesafede ve benim ikametime göre yüksekte kalan Arif Güran’a ait ikametin bahçesinden Salim Güran bana seslenerek benle işinin olduğunu, aracıyla yanıma geleceğini ve hazırlanmam gerektiğin söylemesi üzerine ben de ağaç sulama işini bırakarak ikametimin önünde Salim Güran’ı beklemeye başladım. Bu sırada etrafta herhangi bir kişi veya araç göremedim. Akabinde birkaç dakika sonra Salim Güran 47 KF 388 plakalı aracıyla ikametimin önüne köy içerisinde bulunan okul tarafından değil de cami tarafından gelerek durdu. Bana ‘Hemen arabana bin ve beni takip et’ dedi. Bu sırada Salim Güran’ın kullandığı araç içerisinde herhangi bir kimseyi ya da battaniyeyi göremedim. Salim Güran’ın aracıyla hareket etmesi üzerine ben de oğlum adına kayıtlı ancak benim de kullandığım araçla kendisini takip etmeye başladım.”
“Salim Güran’ın aracın sağ ön yolcu kısmındaki camını açması üzerine sağ ön yolcu koltuğunda bulunan içerisinde bir çocuğun sarılı olduğunu anladığım battaniyeyi gördüm. Daha sonra Salim Güran’ın araçtan inip, aracın arka kısmından bana doğru yürümesi üzerine ben de aracımdan indim. Bana aracının ön yolcu koltuğundaki battaniyeyi göstererek ‘Ben Arif’in kızını öldürdüm’ dedi. Sağ parmağı ile Eğertutmaz Deresi’nin bulunduğu bölgeyi göstererek, ‘Sen de bu cesedi alıp yok edeceksin, yoksa seni ve aileni öldürürüm’ diyerek tehdit etti.
Akabinde Salim Güran’ın aracının sağ ön yolcu koltuğunun üzerinde battaniyeye sarılı halde bulunan Narin Güran’ın cesedini birlikte alarak aracımın arka koltuğunun paspaslarının üzerine bıraktık.”
Bahtiyar son olarak verdiği üçüncü ifadesinde ise Narin’in cesedini evinden aldıktan sonra kendi aracı ile götürdüğünü, Salim Güran’ın aracına binmediğini söyledi:
“Kızın boğulduğu 21 Ağustos günü saat 15.08’de Salim Güran’ı su meselesi yüzünden aradım. Salim de beni ağabeyi Arif’in evinin bulunduğu tepeden seslenerek yanına çağırdı. Birlikte Salim ile Arif’in evine girdik. Bir oda hariç tüm odaların kapıları kapalıydı.
Evin içinde anne Yüksel ile Enes, Eren ve Muhammed Güran dahil hiç kimseyi görmedim. Herhangi bir ses de duymadığım için odalarda olup olmadıklarını da bilmiyorum.
Salim beni solda bulunan odalardan birine götürdüğünde Narin’in yerde hareketsiz yatar vaziyette olduğunu gördüm. Hatırladığım kadarıyla Narin’in ağzında köpük şeklinde bir sıvı vardı.
Salim bana, ‘Yüksel’le birlikte olduğumuzu kız gördüğü için bu kızı ben öldürdüm. Artık sende benim suç ortağımsın. Bu olaya tanık olduğun için bu cesedi yok edeceksin. Yoksa senin oğlunu gittiği futbol okulundan aldırır, kafasına sıktırırım. Bunu yok et ve sonrasında da sana 200 bin lira vereceğim’ dedi. Sonra cesedi ben ve Salim birlikte battaniyenin içine bıraktık. Salim cesedi kucağıma verdikten sonra ben de cesetle birlikte evden çıktım.
Kapı önünde Narin’in terlikleri vardı. Salim’in söylemesi üzerine onları da alıp battaniyenin içine koyduktan sonra aracıma bırakmak için evime doğru gittim. İlk önce bana ait ahıra pencereden cesedi bıraktım. Ardından ahırdaki çuvalı aceleyle cesedin başından geçirdim. Ancak çuvalı bağlamamıştım. Ardından cesedi kendi aracımın arka koltuk paspasına bıraktım. Battaniyeyi de arkamdan aracıyla gelen Salim’e verdim.
Salim battaniyeyi kendi aracına bıraktı. Bana da, ‘Cesedi gerekirse parçala, sonra da Eğertutmaz deresine at’ dedi.”