Ana SayfaHaberlerGündemİnce’nin disipline sevki düşünülmüyor

İnce’nin disipline sevki düşünülmüyor

CHP Lideri Kemal Kılıçcdaroğlu'nun partiye yönelik yeni kumpas girişimlerinin olabileceği uyarısında bulunduğu ve "kavgadan, tartışmadan uzak durun, işinize bakın" mesajı verdiği belirtilirken, polemiklerden kaçınılarak sürecin "soğumaya" bırakılması kararlaştırıldı.

 

Edinilen bilgiye göre MYK toplantısında, kumpas iddialarıyla ilgili, kişisel olarak hedef gösterilenler dışında, tek elden açıklama yapılması görüşü benimsenirken; Muharrem İnce'nin, tüm MYK'yı "zan altında" bırakmak yerine, kendisine kumpas kurulduğunu iddia ettiği isimleri açıklaması gerektiği değerlendirmesi yapıldı.

 

CHP MYK toplantısının ardından görüştüğümüz parti yöneticilerinin, krizin aşılması konusunda izlenecek taktikler ve İnce'nin parti yönetimini hedef alan iddialarına verdikleri yanıtlar şöyle:

"Kumpas CHP'den değil Saray'dan"

CHP'de, "Saray'a giden CHP'li" iddiasının parti genel merkezi kaynaklı olmadığı savunuluyor.

 

Kılıçdaroğlu'nun bir süredir, bazı devlet görevlilerinin Millet İttifakı'nı parçalamak için görevlendirildiği, bir "siyaset mühendisliği" yapılabileceği konusunda uyarılar yaptığı, gelinen noktanın da Kılıçdaroğlu'nu haklı çıkardığı ifade ediliyor.

 

Erdoğan'ın her hafta yapılan anket sonuçlarını gördüğü, Barış Pınarı Harekâtı'ndan da umulan sonucu alamadığı savunularak, "Erdoğan da bu tabloyu görüyor. Bir yandan yeni partilerle birlikte oyuna yeni oyuncular giriyor, kendi tarafındakiler eksiliyor, patinaj yaşıyor. Şimdi yeni projeler ortaya koyacak, İYİ Parti'nin içini de bizi de karıştıracak. Yaşadıklarımız bu hesabın sonucu" değerlendirmesi yapılıyor.

 

"Çete suçlaması infial yarattı"

 

Muharrem İnce'nin "Genel merkezdeki bir çete bana kumpas kurdu" açıklamaları ile bütün parti yönetimini "zan altında bıraktığı", MYK toplantısında da bu durumun adeta "infial yaratığına" dikkat çekiliyor.

İnce'nin isim vermeden "çete" suçlaması yapmak yerine, kendisine kumpas kuranları açıklaması gerektiği ve buna göre suçlamalara yanıt verilebileceği belirtilerek, "Yaptığı açıklamalarda Saray'ın bu işle ilgisi olmadığını söyleyip, genel merkezi suçlayınca, istemese de Saray'ın değirmenine su taşıyor" görüşü dile getiriliyor.

 

İnce'nin isim açıklamak yerine Nisan ayındaki Kurultay'da isimleri açıklayacağını söylemesine de, "Kendim mağdurum diyorsun, ama partiyi mağdur ediyorsun. Kurultay'a daha 4 ay var, bu kadar süre insanların ağızlarına neden partiyi sakız ediyorsun" tepkisi gösteriliyor.

 

"Kılıçdaroğlu 'görüşürüm' dedi, beklemedi"

 

CHP'de İnce'nin parti genel merkezini suçlayan açıklamaları, kurultaya yönelik taktiksel hamle olarak değerlendiriliyor. Buna örnek olarak da İnce'nin olayın patlak vermesinden sonra izlediği tutum ve açıklamaları gösteriliyor.

 

Parti yöneticilerinin anlatımına göre İnce, Rahmi Turan henüz ismini açıklamadan önce, Fox TV yayınına katılan Kılıçdaroğlu'nu program bittikten dakikalar sonra aradı ve görüşme isteğini iletti.

 

Kılıçdaroğlu, "tamam görüşelim" yanıtı vermesine karşın İnce'nin, Rahmi Turan'ın adını açıklamasının ardından Kılıçdaroğlu'nun Ankara'ya dönüşünü bile beklemeden, genel merkezi ve Kılıçdaroğlu'nu hedef alan açıklamalar yaptığına işaret ediliyor.

 

Yaşanan krizde İnce'nin daha ismi ortaya atılmadan yaptığı açıklamalara dikkat çeken bir yönetici, "Tekrar bir figür olarak dönmeye çalışıyor olabilir. Cumhurbaşkanlığı seçiminde burnunun ucunu göstermeyen kanallar şimdi ona açılıyor. Tecrübeli bir siyasetçi olan İnce'nin bunu görmesi lazım" görüşünü dile getirdi.

 

Kılıçdaroğlu'nun bu süreçten sonra İnce ile görüşüp görüşmeyeceği de merak ediliyor. CHP liderinin bu konuda yakın çevresine bir yorumda bulunmadığı ifade ediliyor.

 

"24 Haziran'ı yönetemedi"

 

İnce'nin "24 Haziran Cumhurbaşkanlığı seçim gecesi başladı bu kumpas. O geceyle ilgili dedikoduları, yalanları, iftiraları kimler devreye soktuysa bugünkü kumpasın arkasında da onlar var" açıklamaları da parti yönetiminde tepkiyle karşılanıyor.

Seçim gecesi tüm kamuoyunun İnce'den açıklama beklemesine rağmen, kamuoyu önüne çıkmayarak, süreci doğru yönetemediği, bunun üzerine de parti yöneticilerinin "açıklama" yapmak durumunda kaldığını ifade ediyorlar.

 

İnce'nin 24 Haziran gecesindeki tutumu ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun 31 Mart gecesi sergilediği tutum karşılaştırılarak, "İmamoğlu, sabaha kadar işin peşini bırakmadı. İnce ise kamuoyunun karşısına çıkmayıp, 'adam kazandı' açıklaması yapmakla yetindi, yine de biz bu süreçte o geceyi hiç dile getirmedik" eleştirisi yöneltiyorlar.

 

"Kılıçdaroğlu en rahat döneminde"

 

İnce'nin kurultaya dönük kendisini engellemek için genel merkez tarafından kumpas kurulduğu iddiası da parti genel merkezinde "dayanaksız" bulunuyor. Kılıçdaroğlu'nun kurultayda seçim yarışından kaçmadığı, son kurultayda İnce'nin aday olabilmesi için destek sağladığı anımsatılıyor.

 

Ayrıca daha sonra yapılan tüzük değişikliğiyle genel başkan adaylığı için gerekli imza sayısının düşürüldüğü ve aday olmasına hiçbir engel olmadığına işaret ediliyor.

 

Kılıçdaroğlu'nun, Millet İttifakı'nın öncülüğünü yaparak, AKP'ye karşı ilk kez partiyi iktidar alternatifi haline getirdiği, İstanbul, Ankara dahil bir çok belediyenin alınmasını sağladığı belirtilerek, "Kılıçdaroğlu en güçlü döneminde ve en rahat gideceği kurultayda neden İnce'yi engelleme ihtiyacı duysun? İki kez karşısına aday olarak çıktığı ismi cumhurbaşkanı adayı yapmaktan çekinmedi, bundan sonra da yarışmaktan çekinmez" görüşü dile getiriliyor.

 

"Kavga çıkaran partiden atılır"

 

Kılıçdaroğlu'nun parti kurmaylarına, "Kavgadan uzak durun, kendi içinde kavgalı parti görüntüsü verecek olayları önleyin, siz işinize bakın" talimatı verdiği belirtiliyor. Bu çerçevede, sürecin "soğutulması", kumpas iddialarıyla ilgili açıklamaların tek elden, parti sözcüsü aracılığıyla yapılması görüşü benimsendi.

 

Ancak partide, özellikle il ilçe kongreleri sürecinde yeni kumpas girişimlerinin olabileceği dile getirilerek, buna göre önlemlerin alınmaya başladığı ifade ediliyor.

 

Bu kapsamda mahalle delege seçimlerinden başlayarak, örgütlere "adaylarınızı uzlaşmayla belirleyin" telkininde bulunulurken, sorunlu olan yerlere de parti yöneticileri ve milletvekilleri gönderilerek uzlaşma sağlanmaya çalışılıyor.

Parti yöneticileri, "kavga çıkaran, hakaret eden, şiddete başvuranlar" konusunda ise çok katı disiplin kurallarının uygulanacağını, "Bu konuda tavır net, disiplin mekanizması çalıştırılır ve partiden atılır. Bu konuda baştan örgütlerimizi uyarıyoruz" sözleriyle ifade ediyor.

 

"İnce'ye disiplin düşünülmüyor"

 

Partide İnce hakkında disiplin mekanizmasının çalıştırılması düşünülmüyor. Buna gerekçe olarak, disiplin sürecinin işletilmesinin İnce'nin "bana kumpas kurdular" iddiasını doğrulamak anlamına geleceği ifade ediliyor.

 

MYK'de de disiplin konusunun gündeme gelmediği ifade eden bir parti yöneticisi, "Hepimiz parti hukuku karşısında eşitiz. Benim hukukumla onun hukuku aynı. Yarın çıkar biri partiyi zora sokacak bir iş yapar, tüm üyeler için ne ise onun içinde aynı süreç işler" diyerek, bu konuda özel bir çaba içinde olmayacağını vurguluyor.

 

"Belediyelerde başarıyı artırmaya odaklıyız"

 

CHP yönetimi, iktidar kanadının CHP'yi "kendi içinde kavgalı parti, ülke yönetemez" algısı oluşturmaya çalıştığını belirterek, bunu yıkmanın yolunun partili belediyelerin başarısından geçtiğine dikkat çekiyorlar. Bu konuda belediyelerin başarı performansları ile ilgili çalışmalar yakından izleniyor. Bu kapsamda, partili belediyeleri takip ve destek için kurulan "Yerel Yönetimler Koordinasyon Merkezi" çalışmalarına başladı.

 

Belli aralıklarla halkın memnuniyetini ölçecek merkez ilk 6 aya dair kamuoyu araştırmaları yaptırdı. İlk sonuçları İzmir'de yapılan belediye başkanları toplantısında paylaşılan anketlere göre 31 Mart yerel seçimlerinde alınan oyların altına düşen belediye olmadı. Anketlere göre en başarılı bulunan belediyeler sırasıyla Ankara ve Adana oldu. Ankara'daki memnuniyet oranının yüzde 60'ları bulduğu ifade edildi.

Kaynak: BBC Türkçe

- Advertisment -