Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, Beştepe'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında 2 saat süren düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısının ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin aldığı referandum kararının bütün boyutlarıyla ele alınarak, değerlendirildiğini söyleyen Bozdağ, alınabilecek her türlü tedbirin masaya yatırıldığını ve bu konularda neler yapılabileceği geniş kapsamlı bir şekilde değerlendirilerek Bakanlar Kurulu'na bazı tavsiyelerde bulunulduğunu bildirdi.
Bakanlar Kurulu'nda da MGK'daki değerlendirmeleri ve alınan tavsiyeleri gözeterek referandumun bütün yönleriyle değerlendirildiğini belirten Bozdağ, "Bütün opsiyonlar masaya konulmuştur. Referandumun olması halinde Türkiye ne tür tedbirler alacaktır, bu tedbirleri hangi takvim içerisinde uygulamaya konacaktır, bunlar bütün boyutlarıyla değerlendirilmiştir." dedi.
Başbakan Yardımcısı Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu referandum, gayri meşru, kabul edilemez bir referandumdur. Türkiye bu konudaki tavrını baştan beri net ve açık bir şekilde koymuştur. Bu referandum, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin milli güvenliğine doğrudan bir tehdittir. Aynı şekilde Irak'ın toprak bütünlüğüne ve milli birliğine, egemenliğine dönük de doğrudan bir tehdittir. Yine bu referandum bölgenin barışına, huzuruna, istikrarına, güvenliğine şu anda yaşadığı bütün sıkıntılar ve sorunlar yanında yeni tehditler, yeni sıkıntılar doğurmaya, yeni sorunlar yaratmaya adaydır."
Referandumun bölgedeki huzursuzluğu artıracağını, istikrarsızlığı daha da çoğaltacağını ve barış ortamını daha da bozacağını anlatan Bozdağ, pek çok güvenlik riskleri ve öngörülemeyen sonuçları ortaya çıkarabileceğini ifade etti.
Referandum kararını alanların yaptıkları hesapların büyük bir kısmının onların hesap ettiğinin dışında kendilerine daha büyük bir sıkıntı ve problem olarak dönebileceğini vurgulayan Bozdağ, "Bazı sorunlarını çözmek için bu adımı attığını söyleyenler, yarın çözemeyeceği daha büyük sorunlarla karşı karşıya kalabilecektir." diye konuştu.
Referanduma sadece Türkiye'nin değil komşu ülkelerin tamamının da karşı olduğunu anımsatan Bozdağ, "Irak zaten ülke bütünlüğü, siyasal birliği açısından bir bölünme riski taşıdığı için Irak buna karşı, İran karşı, Türkiye karşı ve İsrail dışındaki ülkeler karşı, Birleşmiş Milletler tavrını söyledi, uluslararası toplum karşı, dünyanın karşı olduğu bir referandum." dedi.
Referandumun bölgede yaşayan toplulukların tamamının onay vermediği bir referandum olduğunu söyleyen Bozdağ, bölgedeki Türkmenlerin, Arapların ve Kürtlerin içerisinde de pek çok kişinin bu referanduma karşı olduğunu söyledi.
Bozdağ, "Mecliste oylama yapıldı, parlamenterlerin büyük kısmı toplantıya katılmadı. Katılanların önemli bir kısmı da 'hayır' oyu kullandı. Bu açıdan baktığınızda bölgede yaşayan Kürtlerin de önemli bir kısmının bu referanduma karşı olduğunu görüyoruz. Ayrıca bölgede sadece Kürtler de yaşamıyor. Araplar, Türkmenler, Ezidiler, Keldaniler ve diğer etnik ve dini, sosyal gruplar da bölgede yaşamaktadır. Bütün bu kadar çoğulcu bir yapının olduğu yerde bunları dışlayan bu yaklaşım ayrıca da kabul edilemez." ifadelerini kullandı.
"AKLI SELİM İLE HAREKET EDİN"
Bölgede ihtilaflı konuların bulunduğunu ve bugüne kadar çözüme kavuşturulmadığını belirten Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Musul ve Kerkük üzerindeki tartışmalar henüz netliğe kavuşturulmamıştır. O nedenle tartışmalı bölgelerin referanduma dahil edilmesi de ayrıca vahim bir hata, büyük bir yanlışlıktır. O nedenle biz Türkiye olarak son bir kez daha Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'ne çağrıda bulunuyoruz, aklı selim ile hareket edin. Bu referandumdan vazgeçin, referandumu iptal edin. Hem bölgesel yönetimin hem bölgede yaşayanların hem de bölgenin hayrına olan referandumu iptal etmektir. Bu konu duygusallıkla ele alınacak ve duygusallıkla götürülecek bir konu değildir. Aklı selimle ele alınmalı ve sağduyu ile karar verilmelidir.
O nedenle biz aklı selime, sağduyuya ve aklı selim ve sağduyunun emri olan bu referandumu iptale bir kez daha Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'ni davet ediyoruz. Umarız ki bu referandumu iptal ederler ve bölgede daha büyük sorunların, daha büyük huzursuzlukların ortaya çıkmasına engel olmuş olurlar."
"TÜRKİYE REFERANDUMUN ERTELENMESİNE DE KARŞIDIR"
Referandumun iptali için vaktin henüz geçmediğini, bu süre içerisinde referandumun iptal edilebileceğini dile getiren Bozdağ, "Burada bir hususun altını özellikle çizmekte fayda görüyoruz. Türkiye referandumun ertelenmesine de karşıdır. Ertelemek ileride bu referandumun yapılacağına izin vermek anlamını taşır ki bizim bu referandumun bugün de yarın da ileriki bir tarihte yapılmasına asla rızamız yoktur ve bu referandum tekrarsız bir şekilde, bir daha tekrarlanmayacak biçimde iptal edilmelidir." değerlendirmesinde bulundu.
Bazı çevrelerin referandumun ertelenmesi konusunu değerlendirdiklerine işaret eden Bozdağ, "Türkiye ertelemeye karşıdır ve referandumun iptalini istemektedir. Doğru olan erteleme değil, referandumun iptalidir. Erteleme bugün tartışılan sorunları, problemleri belli bir süre geriye atmak anlamına gelir ki hiçbir sorunu ve problemi çözmemiş olur. O nedenle erteleme bizim gündemimizde yoktur ve ertelemeyi Türkiye kabul etmemektedir. Erteleme değil iptal bizim buradaki beklentimizdir. Umarız ki bu sağduyu hakim olur ve ertelenir." dedi.
Tüm opsiyonların masaya konulduğunu yineleyen Bozdağ, "Referandumun iptal edilmesi halinde neler, iptal edilmemesi halinde neler olacak, hangi tür tedbirler alınacak ve bunlar ne zaman uygulamaya konulacak bunların tamamı değerlendirilmiştir, hepsi masadadır. Ne zaman uygulamaya konulacağına hükümetimiz karar verecektir." diye konuştu.
Bozdağ, 27 Eylül'de yapılacak MGK'nın öne alınması, Bakanlar Kurulu'nun MGK'nın ardından yapılması, 30 Ekim'e kadar süresi bulunan tezkerenin öne alınarak, Meclis gündemine getirilmesi ve Meclis'in olağanüstü toplantıya çağrılmasının Türkiye'nin bu konudaki kararlılığının ve duruşunun somut göstergeleri olduğunu ifade etti.
Başbakan Yardımcısı Bozdağ, "Türkiye konuyu bundan sonra da aklı selim ile sağduyu ile ülkemizin, milletimizin çıkarlarını gözeterek takip edecektir. Milletimizin ve ülkemizin çıkarlarına zede getirecek işlerin olmasını engellemek için üzerine düşenleri elbette yapacaktır." dedi.
Bir gazetecinin, "Kuzey Irak'ta referandum gerçekleştiği takdirde Türkiye tarafından bir yaptırım uygulanacağını anlıyoruz. Bu yaptırımların içeriği nedir, nasıl bir uygulama takvimi olacak?" sorusu üzerine Bozdağ, bu konuda bütün opsiyonları masaya koyduklarını ve hepsini tek tek değerlendirdiklerini belirtti.
Türkiye'nin hangi tedbirleri alacağı ve bunları hangi surette uygulayacağına ilişkin planlamaların yapıldığını anlatan Bozdağ, "İnşallah bunları uygulamaya gerek kalmaz. Barzani yönetimi bu referandumu iptal eder, hiç gündeme gelmez. Referandum iptal edilmezse bunlar tedrici olarak kendi planlaması dahilinde uygulamaya konulacaktır. Bunları şu anda açıklamayı doğru bulmuyoruz." diye konuştu.
Bozdağ, "Milli Güvenlik Kurulu (MGK) bildirisinde, 'Uluslararası anlaşmalardan doğan hak' ifadesi var. Bu, Ankara Anlaşmasını mı kapsıyor. Genel olarak yorumlarda Kerkük ve Musul'a müdahale hakkı olarak algılanıyor. Bu durumun böyle mi algılanması gerekiyor. Nasıl yorumluyorsunuz?" sorusu üzerine şunları söyledi:
"MGK bildirisinin sonunda şunu çok net bir şekilde ifade ettik. 'Tüm ikazlarımıza rağmen bu referandumun yapılması halinde Türkiye ikili ve uluslararası anlaşmalardan doğan haklarını mahfuz tutar. Bu anlaşmalar sizin de bildiği gibi bugün Sayın Başbakanımız da açıkladı, Lozan Antlaşması, Ankara Anlaşması, 1946 Türkiye-Irak Dostluk İyi Komşuluk Anlaşması ve 1983 Türkiye-Irak Sınır Güvenliği ve İşbirliği Anlaşmaları. Bu anlaşmalar, iki ülke arasında sınırları ve o bölgedeki ihtilaflı konuları nasıl bir çözüme kavuşturduğunu çok açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Hem ikili anlaşmalar hem de uluslararası hukuktan Türkiye'nin doğan hakları var. Türkiye bu haklarını hatırlatıyor, bunları mahfuz tuttuğunu ifade ediyor. Bunun altını çizmek ve bu hakları hatırlatma gereği duyduk, onun için MGK bildirisine konuldu ve Bakanlar Kurulu'ndan sonra da onun altının çizilmesi kararlaştırıldı."
KADİR TOPBAŞ'IN İSTİFASI
Bozdağ, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın istifasına ilişkin ise istifa kararının şahsi bir karar olduğunu vurguladı.
Topbaş'ın 2004'te, 2009'da ve 2014'te büyük bir destek alarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak seçildiğine dikkati çeken Bozdağ, İstanbullulara önemli hizmetler yaptığını ve büyük başarıların altına imza attığını söyledi.
Topbaş'a Türkiye'ye, İstanbul'a ve AK Parti'ye yaptığı hizmetler için teşekkür eden Bozdağ, şunları kaydetti:
"Kadir Bey'in istifası, siyaseti bıraktığı anlamına gelmez. Belediye başkanlığından benim bildiğim kadarıyla istifa etti. Parti üyeliğinden istifa etmedi. Şu anda AK Parti'nin üyesidir. Üye olarak da partiye hizmet edebilir ve siyaseten başka çalışmaların içerisinde bulunabilir. İşin doğrusu şu anda Bakanlar Kurulu'nda böyle bir değerlendirme yapılmadı. Çünkü İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının istifası öncesi partiyle konuşması, oradaki yetkililerle konuşması doğal olandır. Bu konuda partiyle konuşuldu. Ben konuşulduğunu biliyorum. Partinin bu konuda bilgisi var. Orada değerlendirmeleri yapılmıştır."
Bozdağ, bundan sonraki süreçte İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının kim olacağı ve nasıl seçileceğine ilişkin soru üzerine, "Belediye Kanunu'nun 45. maddesi var. Bu maddeye göre, belediye başkanlığının herhangi bir nedenle boşalması halinde Valilik 10 gün içerisinde belediye meclisini toplantıya davet ediyor. Toplanan belediye meclisi üyeleri kendi aralarından birisini belediye başkanı seçiyor. Önümüzdeki günlerde İstanbul Valisi, belediye meclisini belirleyeceği gün ve saatte toplantıya çağıracak ve o toplantıda İstanbul'un yeni Büyükşehir Belediye Başkanı belli olacaktır. Biz de takip edeceğiz, şimdiden hayırlı olsun." ifadelerini kullandı.