Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu (TÜGİK) toplantısında konuştu. Erdoğan, BM'nin "Mültecilere kapıyı açın" açıklamasına tepki gösterdi ve "Bizim alnımızda enayi yazmıyor kusura bakmayın. Biz bir yere kadar sabır sabır sabır ondan sonra da gereği neyse bunu yaparız. Herhalde otobüsler, uçaklar boşuna durmuyor. Gereği neyse bundan sonra o yapılacak" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Suriye meselesi giderek derinleşen bir yara olarak yüreklerimizi dağlamaya devam ediyor. Rejim güçleri sivilleri hedef alan saldırıları artırıyor. İran destekli milislerin acımasız katliamlar gerçekleştirdiğine dair haberler alıyoruz" ifadelerini kullandı.
Halep'e yönelik saldırılardan kaçanların 35 bini STK imkanlarıyla sınır hatlarında bekleyişlerini sürdürüyor" diyen Erdoğan, "Biz en kötü senaryoyu da hesaba katarak hazırlıklarımızı yapıyoruz, önlemlerimizi alıyoruz" diye konuştu:
"Bu göç akımının en büyük sebebi, Rusya'nın başlattığı ve Esed rejiminin sürdürdüğü sivillere yönelik saldırılardır. Buna karşın BMGK'nın ülkemize kapılarınızı açın çağrısı samimiyetsizliktir. Ey Birleşmiş Milletler, sen ne işe yarıyorsun? Şu ana kadar 10 milyar dolara yakın para haramış Türkiye'ye karşın sen ne kadar yardım yaptın? 455 milyon dolar…"
Türkiye 5 yıldır sayıları 3 milyona yaklaşan mültecilere zaten sahip çıkıyor. Güvenli bölgeyi her görüşmemizde söyledim. Kurulacak bölge adeta bir barış şehiri olsun. 3 milyar avro verelim dediler ve bu parayı projelere bağladılar. Hani nerede 3 milyar avro. Her şey ortada, yapılanlar ortada. Avrupa samimi değil. Müttefikimiz ABD, PYD'yi terör örgütü olarak görmediğini söyledi. Kendi ulusal elemanına Kobani'de plaket veriyorlar. Bütün bu gerçekler ortadayken Türkiye'ye uluslararası yükümlülüklerini hatırlatmak iki yüzlülüktür. BM, bize çağrıda bulunmak yerine tüm kurumlarıyla mülteci konusunda daha fazla mücadele etmeli."
"Bu Birleşmiş Milletler Teşkilatı bu iş için kurulmadı, 'kapıyı aç.' Dünyadaki diğer ülkelerin kabul ettiği mülteci sayısı ne kadar? Bazıları 100 tane almış, öbürü 300 tane 500 tane bin tane. Bizim alnımızda enayi yazmıyor kusura bakmayın. Biz bir yere kadar sabır sabır sabır ondan sonra da gereği neyse bunu yaparız. Herhalde otobüsler, uçaklar boşuna durmuyor. Gereği neyse bundan sonra o yapılacak."
"O tutanaklar ibra belgesi"
AB yetkilileri ile yaptığı mülteci konusuyla ilgili görüşmelerin tutanaklarının basına sızmasıyla ilgili konuşan Erdoğan, bu tutanakların kendileri için "Utanç belgesi değil ibra belgesi olduğunu" söyledi.
"Bir süredir AB yetkilileriyle, Suriyeli sığınmacıların sorunlarına çözüm bulmak amacıyla görüşmeler ytürütüyoruz. birkaç gün önce Merkel'i ağırladık. Tusk ve Juncker ile konuştuk. Juncker benim 15-20 yıllık arkadaşım. Tusk, Polonya'da başbakan olduğu andan beri tanıdığım birisi. Her ikisiyle de görüşmelerimizin konusu mülteci sorunuydu."
"Birileri bu görüşmenin tutanaklarını sızdırarak bize saldırmaya çalışıyor. Orada ne yapmışız biz, Suriyeli mültecilerin haklarını ısrarla savunmuşuz. AB'den sözlerini yerine getirmesini, Türkiye'ye karşı samimi davranmasını istemişiz. Yayınlanan tutanaklar bizim için utanç belgesi değil ibra belgesidir."
"Kapıları açar, 'hayırlı yolculuklar' deriz"
"Geçmişte arbede esnasında camları kırıldığı için dünyayı ayağa kaldıranların bakalım buna tepkileri ne olacak? Aslında yaptığımız için ne kadar doğru olduğunu gösteriyor. Ne demişim? Bize bir kereliğine vereceğiniz 3 milyar avro bütçemize değildir. Mültecileredir. Bu olaylar devam ettiği sürece devamı gerekir. Aksi takdirde, biz şimdiye kadar sizden para gelecek diye para harcamadık. O bizim misafirperverliğimiz gereğiydi. Biz bunlarla yıkılmadık, yıkılmayız, bundan sonra da yapmaya devam ederiz. Bizim özelliğimiz bu."
"Edirne’den insanları otobüslere bindirdik, tekrar geri çevirdik. Ama bir olur iki olur, sonra kapıları açarız, 'hayırlı yolculuklar' dileriz. Kusura bakmayın."