Ana SayfaHaberlerGündemSosyal medya fenomenliğinden cumhurbaşkanı adaylığına

Sosyal medya fenomenliğinden cumhurbaşkanı adaylığına

 

54'üncü yaş gününde resmen cumhurbaşkanı adayı olan İnce, aslında eğitimci bir geçmişe sahip. Çeşitli okullarda fizik öğretmenliği ve müdürlük yapan İnce, 1990'lı yıllarda siyasete girdi.

 

1995 seçimlerinde CHP tarafından Yalova'da ikinci sıradan aday gösterildi. Ancak, CHP o seçimlerde Yalova'dan milletvekili çıkaramadı.

 

İnce, milletvekili olabilme hedefine 2002 yılına ulaştı. O tarihten bu yana da Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) çatısı altında milletvekili olarak görev yapıyor.

 

Sivri çıkışların, polemiklerin ismi

 

Adaylık konuşmasının satır başları: Herkesin cumhurbaşkanı olacağım. Sandıkta oyu, sınavda soruları, hazineden parayı çaldırmayacağız. Adil olacağız. Fetret Dönemi'ni bitireceğiz.Çankaya'da oturacağım ve Saray'ı bilim yuvası yapacağım.Ayrıştırıcı değil, birleştirici olacağız.Bizim derdimiz kavga değil, sorun çözmek.

 

Muharrem İnce, siyasete atılmasının ilk yıllarında özellikle eğitim alanında aktif çalışmalarda bulundu.

 

Bu dönemde yasama faaliyetleri sırasında sık sık sert çıkışlarıyla, özellikle Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) milletvekilleri ve hükümetle girdiği polemiklerle dikkat çekti.

 

TBMM'de İmam Hatip Lisesi mezunlarına üniversiteye giriş sınavında düşük katsayı uygulamasını sonlandırmak üzere hazırlanan yasa tasarısıyla ilgili görüşmeler sırasında iktidar partisini ağır dille eleştirdi.

 

O dönem kürsüde yaptığı konuşmada, AKP milletvekillerine kaçının çocuğunu İmam Hatip Lisesi'nde okuttuğunu sordu ve sadece bir kişinin parmak kaldırmasının ardından da tepki gösterdi.

 

İnce, o dönemde CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol'a mektup yazarak "imam hatip lisesi mezunu olduğu için ÖSS'de mağdur olduğunu ve bu nedenle ABD'de okuduğunu söyleyen" Bilal Erdoğan'a, "Ben erken seçim olur parasını ödeyemem diye kendi çocuklarımı devlet okuluna yolladım. Babanızın üç çocuğunu ABD'de okutması takdire şayandır. Sanırım, arkadaş grubum olan öğretmenler, esnaflar, şoförler, doktorlar, yeterince yetenekli değiller. Gerçekten çok şanslısınız" sözleriyle yanıt verdi.

 

2013 yılında da TBMM Genel Kurulu'nda dördüncü yargı paketiyle ilgili görüşmeler sırasında sözlerine müdahale eden AKP'den bir milletvekiline, "Ya bir sus be, Allah'ın belası adam, bir sus be" sözleriyle karşılık vermesi tepki topladı.

 

Sosyal medyada üne kavuştu

 

TBMM'deki ilk yıllarında zaman zaman sert çıkışlarıyla medyada kendine yer bulsa da Muharrem İnce'nin daha geniş kitlelerce tanınmasını sağlayan ise 2009 yılında bütçe görüşmeleri sırasında yaptığı konuşmanın bir anda sosyal medyada yayılması oldu.

 

İnce, sert konuşmasında geçim sıkıntılarına, özelleştirme politikalarına, telefon dinlemelerine, Kürt sorununun çözümü için yürütülen çözüm süreci kapsamında PKK'ya yönelik atılan adımlara, eğitim sistemindeki uygulamalara ve yolsuzluk iddialarına değindi.

 

Konuşmasını da, "Sizin için tek yer şudur: Meclisin önüne Yüce Divan'a gitmek için otobüsler yanaşana kadar bağırın, ondan sonra bir daha böyle bir hakkınız olmayacak" sözleriyle tamamladı.

 

Bu konuşma, "İnce'nin rekor kıran konuşması," "İnce'nin konuşmasını silinmeden izleyin," "Olay konuşma" ve hatta "Yasaklanan konuşma" başlıklarıyla YouTube ve Facebook gibi sosyal medya platformlarında milyonlarca kişiye ulaştı. Videonun farklı uzunluktaki versiyonları da WhatsApp gibi yazışma programlarında paylaşıldı.

 

Bugün Google'da Muharrem İnce konuşmaları için bir arama yapıldığında 2 milyona yakın sonuç geliyor. Bunların içinde hazırlanmış "Best of Muharrem İnce" klipleri de yer alıyor.

 

Parti içi 'müzmin muhalif'

 

Muharrem İnce, CHP içinde aktif siyasete başladığından bu yana adı da sık sık farklı dönemler de olsa parti içi muhalefet söz konusu olduğunda da gündeme geldi.

 

İnce, CHP Yalova İl Başkanlığı yaptığı 2000'de partisinin olağanüstü kurultay kararına desteğini şu gerekçelerle açıklıyordu:

 

"Şok kurultay yapılmasına bir de iyi tarafından bakmak lazım. Bu, partide demokrasi olduğunun ve genel başkan diktatörlüğü olmadığının bir kanıtıdır."

 

2005 senesinde de adı Deniz Baykal'a karşı aday olması beklenen Zülfü Livaneli'ye destek veren milletvekilleri arasında zikrediliyordu.

 

2014 cumhurbaşkanı seçimlerinde de, Ekmeleddin İhsanoğlu'nun CHP ile Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) "çatı adayı" olmasını eleştirdi, "Eşim gelip partinin adayının belli olduğunu söyledi. Kim olduğunu sordum, unuttu" dedi.

 

İnce'nin bir parti kongresinde ilk kez genel başkanın karşısına çıkması da aynı yıl oldu. İnce, 2014 kurultayında Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'na karşı aday oldu ve 415 delegeden oy aldı.

 

İnce, dört yıl sonra, bu yılın Şubat ayında bir kez daha Kılıçdaroğlu karşısında aday oldu.

 

Ancak Şubat kurultayına "imza krizi" damgasını vurdu. İnce, CHP tüzüğü gereğince aday olabilmek için delegelerin yüzde 10'unun imzasının alınması koşulu nedeniyle Kılıçdaroğlu'nun karşısına aday olmayı planlayanlara destek vermek isteyenlere baskı yapıldığından şikayetçi oldu. Bu şikayetlerini hem kamuoyu hem de Kılıçdaroğlu ile paylaştı.

 

İnce, bu kurultayda da 447 oy aldı ve seçilemedi.

 

Ancak kongrede yaptığı konuşma yine sosyal medya platformları üzerinden yüz binlerce kişiye ulaştı.

 

İnce, buradaki konuşmasında, Kılıçdaroğlu ile birlikte zamanında Deniz Baykal'a çekilmesi için ortak bildiri yayımladıklarını söyledi. CHP Genel Başkanının doğal cumhurbaşkanı adayı olduğundan, bundan "kaçamayacağından" bahsetti. Kimsenin "marabası" olmadığını belirtti.

 

İnce, 2016 yılında da dokunulmazlıkların kaldırılması için yapılan oylamada, partisinin aksine 'hayır' oyu verdi. İnce, o dönemdeki açıklamalarında, "CHP kendi doğrularına göre hareket etmeliydi. Bizim HDP ile işimiz yok. Ama bir doğru varsa, HDP ile aynı karede görünüyoruz korkusuyla hareket etmek doğru değil. Ben vicdani olarak 'hayır' oyu verdim" demişti.

- Advertisment -