Erdoğan, St. Petersburg dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Suriye konusunda Rusya ile yapılan görüşmelere ilişkin bilgi veren Erdoğan, iki tarafın da aralarında asker, diplomat ve istihbarat yetkililerinin bulunduğu karşılıklı üçlü heyet oluşturma kararı alındığını ve heyetlerin Perşembe günü (bugün) ilk görüşmeyi yapacağını söyledi. Erdoğan şu ifadeleri kullandı:
"Özellikle Halep’te ciddi sıkıntılar söz konusu. Münbiç olayı var, o ayrı bir sorun. Bir de Kuzey Suriye’deki bazı gelişmeler var. Kendileriyle yaptığımız görüşmede dedik ki: ‘Böyle, böyle… Biz size bir üçlü heyet gönderelim, heyetin içinde istihbarat, asker, diplomat olsun. Bu üçlü heyete karşı siz de bunların karşıtını koymak suretiyle, hemen yoğun bir çalışma yapsınlar” dedik. Heyetimizi hemen göndereceğiz, perşembe günü karşılıklı görüşme yapacaklar. Ona göre de inşallah Suriye ile ilgili sürecin altyapı hazırlıklarını bu arkadaşlarımız belli bir noktaya getirmiş olacaklar. Burada Halep’in insani yardım noktasında sıkıntıları var. Ona yönelik açılan koridorlar var. Bu koridorlar insani yardıma mı yöneliktir, yoksa farklı bazı hedeflere mi yöneliktir? Bunları da arkadaşlarımız çalışmalarıyla ortaya koyacaklar."
"Suriye ile ilgili konuda tabii biz samimi niyetle adımımızı attık, konuşmamızı, görüşmemizi uzun uzadıya baş başa yaptık Sayın Putin ile. Dediğim gibi bu konuların görüşülmesi için karşılıklı bir heyet oluşturulması kararlaştırıldı. Heyetimiz hemen Moskova’ya gidecek, perşembe günü de görüşme yapılacak. Moskova’dan sonra ikinci bir hamle olacak, bu hamlenin boyutu orada çerçevesi çizilecek olan duruma bakarak oluşturulacak. Bu meselede biliyorsunuz bir Cenevre süreci vardı, ama ondan pek bir şey çıkmadı; bundan sonra ne çıkar, o da çok belli değil. Ama şu var ki Suriye meselesi nedeniyle mağduriyeti olan bir ülkeyiz. Çünkü 950 kilometre sınırımız var. Bu sınır bize sorumluluk yüklediği gibi bir de tehdit oluşturuyor. Şimdi açık, net konuşmak lazım, Kuzey Suriye’de belli bir yapılanmanın endişesini taşıyoruz. Bu açıdan atılacak adımlar önemli. Tabii burayı dünyadaki gelişmelerden bağımsız göremeyiz. ABD’deki seçime varıncaya kadar bu işte alakası var. Dolayısıyla Moskova’da heyetlerimizin yapacakları çalışma çok önemli. Bu bizim çalışmalarımız için de bir altyapı oluşturacaktır."
Erdoğan, PYD'nin Moskova'da ofis açmasını da Putin'le görüşmede gündeme getirdiğini belirtti. "PYD konusunda, YPG konusunda (Putin) örtüşüyor" diyen Erdoğan, "Biz Moskova’da ofis açmaları meselesini de gündeme getirdik. Onun PYD ile alakası olmadığından, onun bir sivil toplum kuruluşu olduğundan söz ettiler. Sayın Putin, bu sayede en azından konudan haberdar oldu. Bunu ilk defa bizden duyduğunu söyledi. Elimizde resimler vardı, kendilerine gösterdik. Konuyu yakından takip edeceklerini söylediler" ifadelerini kullandı.
Rus uçağını düşüren pilotlar
Erdoğan, "Rusya ile yaşanan krizin temel nedeni, Rus uçağının düşürülmesi konusuydu. Düşüren pilotların FETÖ’yle bağlantılı oldukları yönünde iddialar da var. Uçak meselesini görüştünüz mü tekrar?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Konuyu görüştük. Tabii bu konuda bir bilgi kirliliği de yok değil. 15 Temmuz darbe teşebbüsü sonrasında içeri alınanlar arasında malum o pilotlardan da var. Şimdi bu pilotlarla ilgili olarak bizim bir değerlendirmeye girmemiz doğru olmaz. Konu yargı sürecindedir. Yargı bu konuyla ilgili ne bir karar verecek veya ne gibi ipuçları yakalayacak, onu bilemem. Tüm bunlar ancak yargı süreci neticesinde ortaya çıkacak. Bunun yanı sıra bir de düşen uçağın pilotunun Suriye tarafında öldürülmesi hadisesi var. Orada pilotu öldürdüğü iddia edilen Türk vatandaşı şu anda bir başka davadan mahkûm. Rus pilotu öldürdüğü iddiasıyla hakkında açılan soruşturma da devam ediyor. Konuyu takip ediyoruz. Bunları da açık ve net olarak kendileriyle konuştuk."
'Tüm görüntüleri göndereceğiz'
Erdoğan, "Birinci uçak hava sahası ihlali yaptı ama ikincisi hava sahası ihlali yapmadı diyorlar. İkinci uçağın Suriye hava sahasında vurulduğunu iddia ediyorlar. Bununla ilgili olarak da kendilerine bizdeki tüm radar görüntülerini göndereceğiz" dedi.
'İstihbaratta bardağın dolu tarafını görmemiz lazım'
Erdoğan, "15 Temmuz gecesinden sonra devletin yeniden yapılandırılması konusunda başta TSK olmak üzere KHK’lar çıkarıldı. Ancak en çok üzerinde durulan konulardan biri istihbarat zafiyetiydi. Gündemde, istihbarat yapılandırmasıyla ilgili KHK var mı?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Bu konuda MİT bir çalışma yaptı. Şimdi jandarma ve emniyet istihbarat artık İçişleri Bakanlığı’na bağlandığı için bunlarla ilgili olarak da yeni bir düzenlemeye gidiliyor. MİT tabii kendini ağırlıklı olarak daha çok yine dış istihbarata verecek. Ama dış istihbaratın iç istihbaratla hiçbir bağlantısı yoktur denilemez. İçeriden başlayıp dışarıda kovalarsın, dışarından alıp içeride takip edersin. İstihbarat zafiyetinden söz ederken, sıfır hatayla veya sıfır yanlışla çalışan bir istihbarat örgütü zaten yoktur. Dolayısıyla bu meselede bardağın dolu tarafını da görmemiz lazım. Yani bugüne kadar yapılmış başarılı birçok operasyon var. Onun için buradaki hatadan ders alarak, ders çıkararak, nerede hatalar yaptık, ne gibi eksiklerimiz yanlışlarımız var tabii ki üzerinde duruyorlar ve onun için de yeni bir çalışma modelini arkadaşlar bize getirdiler."
'Askeri liselerin kapatılması'
Erdoğan, askeri liselerin kapatılmasını eleştiren eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ve emekli orgeneral Edip Başer'in açıklamalarını doğru bulmadığını belirtti.
"Gerek İlker Paşa’nın gerek Edip Paşa’nın askeri liselerin kapatılmasını doğru bulmadıklarına dair yaptıkları açıklamayı doğru bulmuyorum. Kusura bakmasınlar da şu anda bu darbeyi yapanlar kimler? Askeri liselerden gelenler değil mi? Tamam ben kendileriyle çalıştım biliyorum ama, yani niçin biz askeri liseleri bu kadar abartıyoruz ki şu anda? Hulusi Paşa düz lise mezunu. Necdet Özel Paşa düz liseden geldi. Demek ki oluyormuş. Bırakalım da açalım önünü şöyle. Yani bir seçme imkânı da olsun. Tek tipçilikten bir çıkalım. Kurmay subaylığı veya sınıfı niye var? Sınıf subaylığı niye var? O da ortaya çıktı. Neydi o, kurmaylık sadece onlara ait. Silme gidiyor. Ama sınıf subaylığına zaten önem vermiyorlar. Oradan generalliğe giden bir, iki kişi olur diyor. Hepsi nasıl olsa kurmaylıktan gidiyor, öbür taraf hamallık, diyor. Orayla uğraşmaya gerek yok, diyor. Hükümetimizin bu OHAL’de KHK ile aldığı hani şu sınıf subayı-kurmay subay ayrımını kaldırması var ya, bundan sonra hiç olmayacak da tabii belli bir süre sonra tamamen kalkacak ortadan."
Kaynak: Habertürk, Hürriyet