15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminden bu yana Türkiye’nin girişimiyle Interpol’ün çıkardığı bin 252 Kırmızı ve Mavi Bülten Alman Interpol Ofisi‘ne iletildi. Söz konusu rakam, Sol Parti Federal Meclis Milletvekili Andrej Hunko’nun yönelttiği bir soru önergesine Alman hükümetinin verdiği cevapta yer alıyor. Belgeye göre 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana Türk makamlarının Almanya’da ikamet eden Türkiye kökenlilere yönelik çıkarttırdığı bin 168 Kırmızı Bülten, 84 de Mavi Bülten olduğu açıklandı. Kırmızı Bülten’in tutuklama ve iadeyi, Mavi’nin ise ikametgah bildirimini kapsadığı belirtiliyor. Bu rakam geçen yıl 848, 2017 yılı sonunda da 569 olarak açıklanmıştı.
"Türkiye Interpol’ü kötüye kullanıyor"
Sol Parti Federal Meclis Milletvekili Andrej Hunko, DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada çok sayıda Türkiye kökenlinin yaşadığı Almanya’ya ulaşan kararlardaki artışın yeni bir rekor olduğunu söylüyor ve "Ankara’nın Interpol'ü muhaliflerini susturmak için kötüye kullanması" diye nitelendiriyor. Hunko, bu kararların Interpol'ün Ana Tüzüğü’nün üçüncü maddesini ihlâl ettiği, muhaliflere yönelik siyasi takibat yapıldığı görüşünde. Interpol Ana Tüzüğü‘nün üçüncü maddesi, teşkilatın "siyasi, askeri, dini veya ırki karakterli" işlem yapmasını yasaklıyor.
190 üyesi bulunan Interpol, üyelerinin girişimiyle çıkarılan kararların kötüye kullanımını engellemek amacıyla geçen yıl özel bir birim kurdu. "Notices and Diffusion Task Force" adlı bu birime, mevcut personele destek amacıyla Slovakya, Hırvatistan, İsveç, Ukrayna ve Almanya'dan yedi uzman gönderildi.
Bu uzmanlar, üye ülkelerin talebiyle çıkarılan Kırmızı Bültenler'in Interpol’ün ilkelerine aykırı olup olmadığını inceliyor. Söz konusu birimin kurulmasından önceyse Interpol elinde denetlenmesi gereken mevcut 80 bin kararın bulunduğunu açıkladı. Kuruluşun 2014-2018 arası yaptığı denetimlerde 130 ihlâl tespit ettiği duyuruldu. Bu ülkelerin hangileri olduğu konusundaysa bilgi verilmedi.
Andrej Hunko, yer bildirimine yönelik çıkarılan Mavi Bültenler'in de denetlenmesi gerektiğini savunuyor. Hunko, "Almanya'da bir tehlike yok belki ancak başka ülkelerde Türk güvenlik birimleri insanları kaçırıp, Türkiye'ye götürüyor. Bu nedenle Mavi Bültenler de kötüye kullanılıyor mu diye denetlenmeli" diye konuşuyor.
Alman vatandaşı ya da çifte vatandaş
Son yıllarda Almanya’da yaşayan Türkiye kökenli bazı kişilerin İspanya, Yunanistan, Ukrayna, Hırvatistan ve Slovenya başta olmak üzere bazı Avrupa ülkelerinde tutuklandığı dikkat çekiyor. Eylül ayında hem Türk hem de Alman vatandaşı olan bir kişinin İtalya’da, Temmuz ayında ise ailece yaptıkları tatilden dönerken iki çocuk babası Duisburglu İsmet Kılıç’ın Hırvatistan-Slovenya sınırında tutuklandığı kamuoyuna yansıdı. 54 yaşındaki Alman vatandaşı Kılıç hakkında Türk makamlarının girişimiyle çıkarılan bir Kırmızı Bülten bulunduğu, bunun Alman makamlarına 2013 yılında iletildiği ancak güvenlik birimlerinin Kılıç’ı durumdan haberdar etmediği ortaya çıktı. Kılıç, "Türkiye’de hakkımda verilmiş 24 yıl önceki mahkumiyet kararı yüzünden Almanya'da siyasi sığınma aldım, aynı mahkumiyet yüzünden Türkiye'ye iade edilmek üzere Slovenya'da tutuklandım" diye tepki gösterdi.
Kılıç’ın avukatı Klaus Spiekermann da müvekkilinin, 1993-94 yıllarında Türkiye’deyken Türk makamlarına göre yasa dışı bir sendika kurmak, bunun için faaliyet yürütmek, pankart açmak, propaganda yapmak, mala zarar vermek ve terör örgütü üyesi olmakla suçlanıp, yargılandığını ve yedi buçuk yıl hapis cezasına çarptırıldığını ve mevcut kararın buna dayandığını belirtti.
Yazar Doğan Akhanlı, tutuklandığı İspanya'dan geri dönüşünde Köln Büyükşehir Belediye Başkanı Henriette Reker ile birlikte bir basın toplantısı düzenlemişti.
İki yıldır denetim arttı
2017 yılında da Kölnlü yazar Doğan Akhanlı İspanya’da tutuklanmış, tutuklanmasına temel oluşturan Interpol kararı, Türkiye’nin çıkardığı kararlara yönelik yoğun bir tartışma yaratmıştı. Başka vakaların da yaşanması nedeniyle Kılıç ve Akhanlı gibi çok sayıda Türkiye kökenlinin yaşadığı Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti'nde önlem amaçlı bir genelge yayınlandı. Genelge, bütün uluslararası hukuki başvuruların toplandığı, kısa adı "REIS" (Rechtshilfeinformationssystem – Hukuki Yardım Enformasyon Sistemi) olan veri bankasının anahtar sözcüklerle geriye dönük de taranmasını ve ihlal tespiti durumunda mağdurların uyarılmasını öngörüyor.
Ancak Duisburglu İsmet Kılıç’ın 2013’te ulaşan dosyasının kaydı sırasında Interpol’e dair anahtar sözcükle not edilmediği için fark edilmediği, bu nedenle de uyarılmadığı ortaya çıktı.
82 gün Slovenya'da cezaevinde kalan ve geçen ay serbest bırakılan İsmet Kılıç, Interpol üzerinden çıkarılan bu tür kararların Türkiye’deki siyasi gelişmelere paralel olarak değiştiği görüşünde:
"Bu aslında hükümetlerin devamlı yaptıkları şeylerden biri. Yurtdışında bulunan politik insanlar üzerindeki baskıyı, denetimi sürdürme, onlar hakkında bilgi toplama, 'nereye gidersen git, sana rahat yok' mesajı verme. Ama darbe girişiminden sonra bu çılgınca bir hal aldı."
646 Kırmızı Bülten reddedildi
Türkiye İçişleri Bakan Yardımcısı ve Bakanlık Sözcüsü İsmail Çataklı 4 Kasım Pazartesi günü yaptığı açıklamada, şu ana kadar Türkiye'nin 646 Kırmızı Bülten talebinin reddedildiğini söyledi. Bunlardan 462'sinin Gülen yapılanmasına, 115'inin de PKK'ya ilişkin kararlar olduğunu kaydetti. 66 IŞİD mensubu hakkında çıkarılan uluslararası yakalama talebinin ise kabul edildiğini vurguladı ve Interpol'ü terör örgütleri arasında ayrım yapmakla suçladı. Çataklı, hâlihazırda 784 PKK üyesinin de Kırmızı Bülten ile arandığını belirtti.
Kaynak: Deutsche Welle Türkçe