Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'na konuk olan Yıldırım, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Yıldırım, inşası devam eden üçüncü havalimanının dünyanın en büyüğü olacağını ve devlet-özel sektör işbirliğinde yapıldığını anımsattı.
Proje için tüm etapların tamamlanması halinde 10 milyar 247 milyon avroluk harcama yapacaklarını bildiren Yıldırım, havalimanının 90 milyon kapasitelik birinci bölümünün 2018'in Şubat ayında açılacağını söyledi. Açılışla birlikte Atatürk Havalimanında yaşanan sıkıntıların tamamen giderileceğini anlatan Yıldırım, şunları kaydetti:
"Yeni havalimanını devreye aldığımızda artık Atatürk Havalimanında tarifeli taşımacılık olmayacak. Tamamen oraya kaydırılacak. Orayla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Orası tarifeli sefer yapılan, bugünkü yoğunlukta bir havalimanı olmayacak, çeşitli fonksiyonlar yeni yere verilecek. Ona yönelik çalışmalarımız devam ediyor. 'City airport' dedikleri, küçük ölçekli, genel ölçekli uçuşlarda, eğitim uçuşlarında, havacılıkla ilgili etkinliklerde kullanılacak, şehrin nefes alacağı, akciğeri olacağı bir bölge haline dönüştürülecek ama orada günlük bazda yoğun bir havacılık faaliyeti olmayacak."
İstanbul'a inşa edilen yeni havalimanı tamamlandığında 165 köprüsü, yıllık 150 milyon yolcu kapasitesi, 6 pisti ve 12 taksi yolu bulunacağını dile getiren Yıldırım, tesisin aynı zamanda 500 uçak, 70 bin araçlık açık ve kapalı otoparkıyla başlı başına bir şehir olacağını vurguladı.
Binali Yıldırım, şöyle devam etti:
"Havacılıkta 2003'ten beri dünya istatistiklerini altüst eden bir gelişme yaşadık. Türkiye'nin dünya havacılığından aldığı pay yüzde 0,45'ti. Şu anda yüzde 2'ye yaklaştı. Türkiye'nin göstergeleri genellikle dünya büyüklüklerinin yüzde 1'inin altındadır. En fazla yüzde 1'dir her alanda. Ama Türkiye havacılıkta yüzde 2'ye yaklaştı. Dünyada bir havacılık başarı hikayesi yazdık. Hem havalimanlarını yeniledik, hem havacılıkta iç hatlarda, dış hatlarda sayıları çok arttırdık. Dünyada ortalama yüzde 5'lik büyüme olurken, Türkiye üst üste yüzde 10'un üzerinde, hatta yüzde 15'e varan bir büyüme sağladı. Örnek vermek gerekirse, 2003'te Türkiye'de havacılık sektöründe toplam 50-60 bin kişi civarında çalışan vardı, şu anda Atatürk Havalimanında o kadar var."
"Hayalci diyenler bir kez daha yanıldılar"
Türkiye'nin havacılık sektöründe "sıçrama yaptığını" vurgulayan Bakan Yıldırım, havayolunun halkın yoluna dönüştürüldüğünü, yolcu sayısının artırıldığını, 243 noktayla dünyanın en fazla noktasına uçuş yapan havayolu şirketinin Türkiye'de bulunduğunu kaydetti.
Yıldırım, "Avrupa'da bu sene üçüncü oldu Atatürk Havalimanı. Londra, Paris, İstanbul. Halbuki bizim göreve başladığımızda Atatürk Havalimanı 14. sıradaydı. Transit merkezi oldu Türkiye'nin. Afrika'dan Uzak Doğu'ya, Avrupa'ya, kuzeyden güneye, batıdan doğuya, batıdan doğuya seyahat edenlerin durak yeri, değişim noktası İstanbul oldu. İstanbul havacılığın merkezi haline geliyor. Biz de bunu görünce 'tam zamanıdır, dünyanın en büyük havalimanını yapalım' dedik. İstihza edenler, 'hayalci' diyenler bir kez daha yanıldılar elhamdülillah. Havacılık bir ülkede gelişirse, o zaman ülke sınıf atlıyor, Süper Lig'e çıkıyor. Üçüncü ligde oynayan şehirle Süper Lig'de oynayan şehir aynı mı?" diye konuştu.
"Bu maksatlı, arka tarafında azmettirenler var"
Havacılığın başka getirileri bulunduğuna da dikkat çeken Yıldırım, havacılığın zamanın etkin kullanımının yanı sıra ekonomik ve turistik faaliyetleri artırdığını, ülkenin sosyal olarak kaynaşmasına katkı sağladığını, "ömründe bir sefer uçağa binmeyi hayal eden insanlara bu imkanı sunarak vatandaşın öz güvenini arttırdığını" söyledi.
Uçak seyahatine erişilebilirliğin bir imtiyaz olmaktan çıktığını vurgulayan Yıldırım, "Büyük projeler herkesin dikkatini çektiği için, Gezi olaylarında hükümetten talepler koymuşlardı. Listenin başında 'havaalanı inşaatını durdurun'. Niye, size ne zararı var? Tabii, bu maksatlı, bunun arka tarafında azmettirenler var, onların fikri değil. Türkiye bu büyük projeyi gerçekleştirerek bir adım öne çıkmasın, hep arkadan takip etsin. Olay belli yani"
değerlendirmelerinde bulundu.
"5-10 gün içerisinde köprünün silueti ortaya çıkacak"
Bakan Yıldırım, İstanbul Boğazı'na inşa edilen Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün ne zaman tamamlanacağının sorulması üzerine, köprünün tamamlanma aşamasına geldiğini, birleşmeye 150 metreye yakın mesafenin kaldığını bildirdi.
Yıldırım, "Önümüzdeki 5-10 gün içerisinde köprü tabliyesiyle, askı halatlarıyla köprü silüeti ortaya çıkacak. Köprünün tamamen bitmesi mayıs ayında… Her şeyi ile kaplaması ile ışıklandırması ile tamamlanmış olacak. Ancak bağlantı yolları, kavşak çıkışları ile hepsini beraber açmak istiyoruz. Dolayısıyla bu yılın ağustosu gibi tamamen açılışa hazır hale gelecek üçüncü köprü ve yolları. İlk etapta 95 kilometre ana aks, bütün kavşak giriş çıkışları ve kollarıyla beraber 215 metrelik bir yol ağından bahsediyoruz" diye konuştu.
Üçüncü köprünün 59 metrelik genişliğiyle dünyanın en geniş tabliyesine, 8'i karayolu, 2'si demiryolu olmak üzere 10 şeride sahip olduğunu belirten Yıldırım, "Kuleler arası açıklığı en fazla köprü olma özelliği var. Kulelerinin yüksekliği deniz seviyesinden 322 metreyle dünyada en uzun kule yüksekliğine sahip köprü olma özelliğine sahip. Dünyada en hızlı yapılan, en kısa sürede tamamlanan köprü" ifadelerini kullandı.
"İstanbul'da kısmi rahatlama görülecek ama yetmez"
Üçüncü köprünün Anadolu ve Avrupa yakalarında devamı olan Kuzey Marmara otoyollarından birinin 187 kilometre uzunluğunda olduğunu ve Paşaköy'den başlayarak TEM'e bağlandığını, TEM'den de Gebze-İzmit geçişiyle İzmir'e veya TEM'den Anadolu'ya gittiğini anlattı. Paşaköy'den Akyazı'ya kadar olan bölüm, Avrupa yakasında da havalimanının bittiği yer olan Odayeri'nden Kınalı'ya yaklaşık 150 kilometrelik yolun da YİD ile yapılması için çıkılan ihalelerin ertelendiğini anımsatan Yıldırım, bu ihalenin 4 Mayıs'ta tekrarlanacağını bildirdi. İhale sürecinin uzamasının nedenlerini anlatan Yıldırım, güzergahta kamulaştırma maliyetinin azaltılması, araziye zarar verilmemesi için ufak tefek değişiklikler yapıldığını, ilgilenenlerin hazırlık süresi istediğini aktardı. Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün hizmete girmesinin trafik sorununa olumlu yönde etki edeceğine dikkat çeken Yıldırım, bir numaralı sorunu trafik olan İstanbul'da bugün bir noktadan bir noktaya 2 saati aşan bir seyahat süresi bulunduğunu, bu durumun eziyete dönüştüğünü söyledi. Köprünün hizmete açılmasıyla kamyon, otobüs ve tırların ikinci köprüyü kullanamayacağını anımsatan Yıldırım, şu anda gece saatlerinde kullanabildikleri ikinci köprüde gündüz saatlerinde kilometrelerce kuyruk oluşturarak bir şeridi kullanılamaz hale getirdiklerine dikkati çekti. Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"O da trafiği tıkıyor. Böylece hem bu gereksiz yol işgalleri, hem de köprü üzerindeki ağır vasıta trafiği alınmış olacak. Birinci köprü, ikinci köprü, Marmaray… Yıl sonuna doğru Avrasya Tüneli devreye girecek. Deniz taşımacılığı da var karşıdan karşıya. Otobüs taşımacılığı da var. Özel halk otobüsleri, minibüsler var. Kısmi rahatlama mutlaka görülecek ama yetmez. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde İstanbul'da mutlaka ve mutlaka raylı sistem miktarını 600 kilometrenin üzerinde çıkarmak lazım."
İstanbul'daki trafiğin rahatlamasına yönelik bakanlığının da İstanbul Büyükşehir Belediyesinin de raylı sistem projelerinin bulunduğunu anlatan Yıldırım, "İstanbul'un trafik sorunu bizim sorunumuz değil, belediye halletsin" demediklerini ve maliyeti yüksek projeleri hayata geçirdiklerini anımsattı. Bunu sadece İstanbul'da değil, İzmir'de de yaptıklarını belirten Yıldırım, yerel yönetimlerin yetersiz kaldığı noktalarda devreye girdiklerini dile getirdi.
Kaynak: AA