İki yıllık OHAL uygulamasının sona ermesiyle birlikte Türk vatandaşlarına vize sağlanması konusunda Ankara-AB hattında yürüyen diyalogda yeni bir açılım olup olmayacağı da tartışılmaya başlandı. OHAL uygulamasını "vizesiz Avrupa"nın önündeki en büyük engel olarak gördüğünü Ankara’ya daha önce açıkça ileten Avrupa Birliği’nin, bu doğrultuda Ankara’nın OHAL sonrası "terörle mücadelenin zaafa uğramaması" gerekçesiyle meclisten geçirdiği yeni düzenlemeye nasıl yaklaşacağı merak konusu.
OHAL süresince gündeme gelen kamudan ihraçların 3 yıl daha sürmesini öngörmesi, valilere kente giriş-çıkışlarda arama yetkisi vermesi, toplantı ve gösteri yürüyüşlerine saat sınırlaması getirmesi nedeniyle Ankara’da muhalefet partilerinin ve demokratik kitle örgütlerinin hedefi olan yeni düzenlemeyi AB yetkilileri de yakından takip etti.
AB yeni düzenlemelerden rahatsız
Yeni düzenlemeyle ilgili endişelerin kaynağını tam olarak ortaya koymak için OHAL uygulamalarıyla karşılaştırmalı olarak çalışma yapan AB yetkililerinin endişelere hak verdiği, Türkiye’de temel hak ve özgürlükler üzerindeki sınırlamaların devam ettiği yönündeki düşünceleri de diplomasi kulislerine yansıdı.
OHAL'in kaldırılmasının ardından “Memmuniyet duyuyoruz” açıklaması yapan AB yetkililerinin, bu açıklamayla birlikte “OHAL’den sonra gündeme gelecek her düzenlemenin de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne uygun olması gerekiyor” mesajı verdiğini hatırlatan Ankara’daki Avrupalı diplomatlar OHAL sonrası düzenlemeleri değerlendirmek için Dışişleri Bakanlığı başta olmak üzere ilgili tüm yetkililerle temas kurduklarına vurgu yapıyorlar. DW Türkçe’ye konuşan Avrupalı diplomatlar, Türk hükümetinin Ankara-AB hattında yeni bir diyalogun kurulmasına dönük çaba içinde olduğunu gördüklerini ancak OHAL sonrası düzenlemenin de bu çabayı zayıflatacak nitelikte olduğunu söylüyor. Aynı diplomatlar, yeni düzenlemenin özellikle vize serbestisine ilişkin Ankara-AB hattında son dönemde ilerleme gösteren diyaloğu sekteye uğratabileceğini belirtiyor.
Gözler Çavuşoğlu'nun Viyana temaslarında
Türk Dışişleri yetkilileri ise OHAL sonrası için getirilen düzenleme ve Ankara’nın dış politikaya ilişkin hedeflerinin AB’ye anlatılacağını söylüyor. Bu doğrultuda en büyük hazırlık Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun 30-31 Ağustos’ta AB Dönem Başkanı Avusturya’nın ev sahipliğinde Viyana’da düzenlenecek AB toplantısına katılımı için yapılıyor.
Ankara’nın Almanya ve Hollanda ile başlattığı çözüm odaklı diyalog sürecini diğer AB ülkelerini de kapsayacak şekilde geliştirmeye kararlı olduğunu belirten Türk diplomatlar, OHAL sonrası için getirilen düzenlemenin bu diyaloğu sekteye uğratmamasının hedeflendiğine de vurgu yapıyor. Temel hak ve özgürlüklerin korunması konusunda tüm kamu görevlilerinin uyarıldığını belirten aynı diplomatlar “AB ile bu konuda bir karşılıklı anlayış zemininde buluşmayı umuyoruz” mesajı veriyor.
"AB ile diyalog ilerlemez”
Türkiye'nin eski AB Daimi Temsilcisi, emekli büyükelçi Selim Kuneralp vize serbestisi başta olmak üzere Ankara-AB hattındaki diyaloğun en yakın takipçilerinden. Kuneralp, OHAL sonrası getirilen yeni düzenlemenin AB ile diyaloğu geliştirici nitelikte olmadığına vurgu yaparken, “Düzenleme ne yazık ki Türkiye’yi güvenli ülkeler kategorisine çıkarmıyor” diyor.
Kuneralp, Türkiye’den Avrupa’ya tıpkı OHAL döneminde olduğu gibi yine iltica başvurularının artacağını, Avrupa’nın da bu iltica taleplerini değerlendirirken insanlara “Türkiye güvenli ülke, ülkenizden ayrılmanıza gerek yok” diyemeyeceğini söylüyor. İşte bu yüzden OHAL döneminde vize serbestisine ilişkin diyalogda sürekli kesinti yaşandığını anlatan Kuneralp, “Evet Almanya’yla, Hollanda’yla başlayan ve devam edecekmiş gibi görünen bir diyalog açılımı var ama bu açılımın somut sonuç vermesi mümkün değil görünüyor. Çünkü ortada OHAL sonrası için getirilmiş ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne ters düşen bir düzenleme varsa AB diyaloğunun ilerlemesi beklenemez” değerlendirmesi yapıyor.
"Kamuoyunda yanlış vize algısı yaratılıyor”
Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Prof. Nail Alkan da, AB’nin OHAL sonrası getirilen düzenlemeyi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı bulmasının kaçınılmaz olacağını söylüyor. Alkan, AB’nin de bunu açıkça dile getireceğini anlatıyor.
Alkan, “Bunu bir tarafa koyalım. Karşılıklı bir diyalogdan hep söz ettik ama kamuoyunda yaratılan yanlış bir vize algısı, yanlış bir AB algısı var ondan da söz edelim” çıkışında bulunuyor. Ankara-AB hattındaki müzakere sürecinde fasıl açılamadığına, yasalarda OHAL nedeniyle temel hak ve özgürlükler konusunda bir düzenleme yapılamadığına dikkat çeken Alkan, “Değişen bir şey yok. Üstelik AB Bakanlığı da kapatıldı. AB, önümüzdeki yıl da Avrupa Parlamentosu seçimlerine odaklanacak ve Türkiye karşıtı söylemler artacak. Türkiye de ikili diyalog kanallarını açık tutmaya çalışacak” yorumu yapıyor.
Kaynak: Deutsche Welle Türkçe