Başbakan Binali Yıldırım, Adli Veri Bankası tanıtım töreninde konuştu. Yıldırım burada Gülen örgütü tarafından yapılan gizli dinlemelerle ilgili yaşadığı bir olaydan bahsetti ve şunları söyledi:
"İsim vermeyeceğim, bir dinleme yapılıyor, benim en yakınımdaki insan için. Bunu bir şekilde ben öğreniyorum. İçişleri Bakanı'na, o dönemdeki, söylüyorum, diyorum ki 'Böyle bir dinleme var.' Gidiyor ilgili birime, diyor ki 'Böyle bir şey yok'. Adalet Bakanı'na söylüyorum, 'Böyle bir şey var' gidiyor, diyor ki 'Efendim böyle bir şey yok'. 'Olmaz, gidin bir daha bakın' diyorum. Bir daha bakıyorlar yine bir şey yok. UYAP'a bakıyorlar, UYAP'ta yok, polisin dosyalarına bakıyorlar orada yok. İki gün sonra bu dinleme kesiliyor. Sonra ikinci hakimlikten yapılan bu dinleme, dördüncü hakimlikten tekrar başlıyor. Bu sefer tekrar arkadaşları yola çıkarıyoruz, gidip geliyorlar yine bir şey yok. O dosya 17 Aralık'ta önümüze çıkan dosya. Ne UYAP'a koyuyor ne kollukta bir soruşturma numarası veriyor, tamamen masa altı, çekmece altı bir çalışma. Yani yasa dışı bir yasal işlem. Bu camiaya yakışır mı? Bu camianın itibarını aşağıya çeken, onlarca olay yaşadık geçmişte. Allah'a şükür bunlar geride kaldı."
"Sınırsızca dinlemeler…"
Başbakan Yıldırım, "Erken karar verip, erken hüküm vermenin getireceği sıkıntıları sizler, bizlerden iyi bilirsiniz. İstersiniz ki terazinin iki kefesi de eşit olsun, adaletin esasıdır, düzenidir" ifadesini kullandı ve şunları söyledi:
"Yargı, soruşturmayı polise havale etmiş, kovuşturmayı da bilirkişiye havale etmiş. Bunun adına da 'yargı' diyorlar. Böyle değil, bu haksızlık. Soruşturmanın, neden polise, kolluğa havale ettiği kanaati var? 17 Aralık'ta biz bunu gördük. 17 Aralık'taki dosyalardan savcıların en son haberi oldu. Polis, birisi isimsiz, imzasız ihbarda bulunuyor, bu masada oturan. Yanındaki masada oturan da onu alıyor, sınırsızca dinlemeler, sınırsızca hukuka uymayan delil toplamalar sonunda şu kadar dosya oluyor, gidiyor savcıdan toptan bir olur alıyor, ondan sonra da işlem başlatıyor. Bu yargı, yargı değildir. Bu yol, yol değil. İşte bunlar, sonunda ortaya çıktı, 17 Aralık'ta bütün foyaları ortaya çıktı."
"Vatandaşın yüreği soğusun"
Başbakan Binali Yıldırım, darbeye teşebbüs edenlerin yargılanmasına da değindi, "Görüntülerde insanları öldüren, insanlar üzerine bomba atanlar, bunu itiraf edenler, her türlü delili elde olanlar ayrı bir paket halinde niye yargılanmaz? Vatandaş bunu soruyor, ben de size soruyorum. Bunları ayrı yargılayın, bunlarla irtibatlı, bağlı olanları tekrar yargılayın. Vatandaşın yüreği soğusun" dedi.
"2010 referandumundan sonra…"
"2010 referandumundan sonra bu FETÖ'cüler su yüzüne çıktılar, kazık attılar size ve kendilerini ifşa ettiler" diyen Yıldırım, adalet sisteminin Gülen örgütü ile ilk mücadele edilen yer olduğunu söyledi:
"Adalette, kalkınmada çok daha fazla şeyi çok daha önce yaptık ama adaletteki yapacaklarımızda biraz geciktik. Çünkü maalesef ihanete uğradık. Artık bunlar da geride kaldı. İşte yargıdaki her türlü temizlik tüm hızıyla devam ediyor. Şunu büyük bir memnuniyetle sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu alçak FETÖ ile ilgili temizlikte yargıdaki başarımız diğer kurumlara göre çok daha iyi durumda. Bu tesadüfi değil. Çünkü siz en önce yüzleşen kurumsunuz. 2010 referandumundan sonra bu FETÖ'cüler su yüzüne çıktılar, kazık attılar size ve kendilerini ifşa ettiler. O kadar özgüven sahibiydiler ki 'Artık bize kimse bir şey yapamaz'… Orada listelerde ayıklama yaparken kendilerini ele verdiler ve günü geldiğinde de hepsini teker teker tespit edip, ayıkladınız. Bugün 3 bin 581 hain sizin aranızda artık yok. Bu önemli bir gelişme. Ayrıca yardımcı personelden 4 bin 235'ini yine sistemden temizlediniz. Fakat bunlarla yetinmeyin. Hala alt kademelerde mutlaka bu yapıya sahip olan, PDY ve FETÖ organizasyonuna sahip olan insanlar vardır. Bu konudaki çalışmalara rehavete düşmeden özellikle devam etmenizi bekliyorum."
Kaynak: AA