3 yıldır Habertürk’te yazan ve televizyon programları yapan eski Anadolu Ajansı Genel Müdürü Kemal Öztürk, 10 Kasım’da Habertürk’ten istifa ettiğini açıklamıştı.
Serbestiyet’in özel haberine göre Öztürk’ün istifasının ardında kanal yönetiminin Kemal Öztürk’ü ‘aşırı Filistin yanlısı’ bulması yatıyordu.
Öztürk, kanal yönetiminin bu tavrı sebebiyle günlerce televizyona çıkartılmamış ve bunun sonucunda istifa etmişti.
Kemal Öztürk’ün yeni adresi ise Katar merkezli Arapça yayın yapan Al Jazeera oldu.
Al Jazeera’nin Arapça haber sitesinde köşe yazarlığı ve sahada gazetecilik yapacak olan Kemal Öztürk’ün ilk yazısı da dün (7 Aralık) yayınlandı.
“Dünyada vicdan intifadası” başlığı taşıyan yazının Türkçesi ile şöyle:
“Nehirden, denize Filistin özgür olacak…”
Belki de Filistin için üretilmiş bu en güzel ve en etkili slogana benziyor şu anda dünyada yaşanan durum:
Pasifikten, Manş Denizine bir vicdan intifadası yaşanıyor dünyada.
Onlarca ülkede görülmemiş çeşitlikte, her milletten, her ırktan, her dinden, her renkten milyonlarca insan adeta sokaklara döküldü.
Bir vicdan intifadası bu. İsrail’e karşı, Filistin’in yanında…
Bundan 36 yıl önce Filistin’de, Cebaliye Mülteci Kampında başlayan ilk intifadada bile İsrail’e karşı dünya çapında bu denli güçlü bir protesto görülmemişti.
Şaşırtıcı olan şey, vicdan intifadasına katılanların çeşitliliği.
Bazen Bella Hadid gibi kahraman bir mankenin isyanında görüldü bu vicdan.
Bazen Amerika NBA liginde Avusturalyalı Basketbolcu Kyrine Irving gibi başına Filistin poşusu takan sporcuda gördük.
Bazen İspanya’nın yürekli Bakanı İona Bellera’nın tüm Avrupalı siyasetçileri yerin dibine sokan lirik isyanında görüldü o vicdan.
Bazen de meydanlara taşan yüzbinlerde görüyorduk o vicdanı.
Sanırım Martin Luther King’in siyahlara özgürlük feryadını dillendirdiği büyük Washington yürüyüşüne benziyordu son Filistin gösterisi. Öylesine kalabalık ve etkiliydi ki Washington’daki gösteri, Elon Mask drondan çekilmiş bu görüntüleri şaşkınlık ifadeleriyle paylaştı sosyal medya hesabından.
Çok geçmeden Washington’a nispet yapar gibi, Londra’da son yıllarda görülmüş en büyük Filistin mitingi düzenlendi. Big Bang Saat Kulesinin son 50 yılda böyle bir kalabalığı görmediği söylendi…
Malezya’da, Pakistan’da, İstanbul’da milyonluk mitingler eşlik etti bu gösterilere.
Ne oluyor?
Podyumları Filistin renkleriyle donatan modacılar,
Sahneleri Filistin şarkılarıyla coşturan müzisyenler,
Özgür değilim diye istifa eden ünlü gazeteciler,
Fenomenler, karikatüristler, komedyenler, akademisyenler, şoförler, sendikacılar…
Aklınıza gelecek her meslekten, her alandan insan isyan ediyor, feryat ediyor, ses veriyor dünyada…
Gazze insanlığın vicdanını uyanırdı adeta.
Daha dikkat çekici olan şey şudur: Bu insanlar devletlerinin İsrail yanlısı politikalarına karşı çıkıyor, itiraz ediyor.
Fransa Filistin bayrağını yasaklayınca Paris sokakları kırmızı, siyah, beyaz renklere boyandı adeta.
Almanya hükümeti Antisemitizm suçuyla tehdit edince göstericileri, Berlin’in ünlü Alexanderplatz meydanını “Özgür Filistin” diye inletti insanlar.
1970’lerde tüm dünyaya yayılan savaş karşıtı gösterilerden bu yana, dünyanın her yerine yayılmış bu denli ortak bir eylem, ortak bir isyan görülmemişti.
Bunun adı vicdan intifadasıdır.
Belki de İsrail tarihi boyunca bu kadar geniş bir coğrafyada, bu denli farklı milletler ve bu denli büyük kalabalıklar tarafından protesto edilmedi.
1948 yılından bu yana acı çeken Filistin halkı da tarihi boyunca böylesine dünya çapında destek görmedi.
Bu gösteriler bazı devletlerin milletleri kadar cesur, onlar gibi vicdan sahibi olmadığını ortaya çıkardı.
Artık Filistin davası sadece Müslümanların değil, her dinden ve her milletten insanın sahiplenildiği bir vicdan meselesidir.
Bunun nereye evrileceğini tam olarak bilmiyoruz.
Fakat hiçbir şeyin dünyada eskisi gibi olmayacağına eminiz.