Gazeteci Serdar Akinan, KRT TV’de katıldığı bir programda, belgesel çekimi için gittiği güneydoğuda öğrendiklerini aktarırken şöyle demişti:
‘Çok ünlü bir gazetecinin eşi Suriye’yi yağmalamış’
“Ben bir belgeselle uğraşıyorum, IŞİD belgeseli, Türkiye’ye IŞİD saldırıları gibi bir şey. 15 gündür ben bölgede, Güneydoğu’da geziyorum. Öyle şeyler konuşuluyor ki… Araziye çıkınca görüyorsun. İnanamayacağınız isimler Suriye’nin yağmalanmasında, çok ünlü bir gazetecinin eşi olduğu söyleniyor. Fabrikayı yağmalamış. Gidiyorsun, çok üst düzey bir adamın oğlu, PKK’nın kontrol ettiği… (Araya girilip hangi gazeteci olduğu soruluyor). Bir kadın Ankara temsilcisinin eşi, Suriye’nin yağmalanmasındaki şirketin sahibi adam ya… Bir sanayi bölgesi, insanlığa karşı suçlarda yargılanacak boyutta. Bir ülkenin bir sanayi tesisini, ya İzmit bölgesini yağmalıyorsun… Suriye’nin en önemli sanayi tesislerinin bulunduğu bölge yağmalandı. Sökülüp fabrikalar getirildi. Bu operasyonu yapan firmanın sahibinden bahsediyorum. Bunun Ankara’daki ilişkileri kim? Bunun eşi, gazeteci hanımefendi kimlerle ne kadar ilişki içinde?”
Akinan’ın bu iddialarının ardından Hande Fırat ve eşi Murat Özvardar’dan açıklama geldi.
Hande Fırat: “15 Temmuz’a bağlayan çevrelerin kızgınlığını anlıyorum”
“Bir meslektaşımın ‘Bir kadın Ankara temsilcisinin eşi, Suriye’nin yağmalanmasındaki şirketin sahibi adam ya…’ iddiası ile sosyal medyada hakaret, yeni iddialar, değişik suçlamalarla karşı karşıya kaldım. Bir de haklı olarak açıklama isteyen bir kesim var. Söz konusu meslektaşımın bu iddiayı dile getirmesinden sonra adım Emre Uslu tarafından dolaşıma sokuldu. ‘Hande Fırat 15 Temmuz ödülünü Suriye’de almış’ ifadesiyle. Üzülerek takip ettiğim bu gelişmeler ışığında; 1997 yılından beri gazetecilik yapmaktayım. Başka herhangi bir işim olmadı.
“İş insanı bir babanın kızıyım. Fransız kolejinde okudum. Maddi sıkıntı çekmedim. Beni bilen bilir. Akçeli işlerle, tuhaf ilişkilerle beni yan yana getirme çabaları sonuç vermez. Eşim bir iş insanıdır. Ailesinden beri gelen kapsamlı iş birikimiyle benimle evlenmeden önce de iş insanıydı, şimdi de iş insanı. Benimle evlenene kadar yaklaşık 35 yıl yürüttüğü işlerinde nasıl bana ihtiyaç duymadıysa, evlendikten sonra da ihtiyaç duymadı.
“Kızgınlığınızı anlıyorum ama oradan da bir şey çıkmaz”
“Bu meslekte nasıl davranılması gerektiğini bilecek kadar uzun zaman geçirdiğimi düşünmekteyim. Her seferinde bir iddia ya da suçlamayı getirip 15 Temmuz’a bağlayan çevrelere gelince… Kızgınlığınızı anlıyorum. Ama oradan da bir şey çıkmaz. 15 Temmuz bir terör örgütünün darbe girişimiydi. Ben de bir gazeteci olarak mesleğimin gereği gibi hareket ettim. Bugün olsa yine aynı şekilde hareket ederim. Buradan prim yapmaya kalkanlara da, bunu bir senaryo gibi yansıtmaya çalışan yarası olanlara da sadece şunu söylüyorum; ‘Gerçekleri değiştiremezsiniz. Benim hiçbir şeyden korkum yok.’”
Murat Özvardar: “Türkiye düşmanlarının Hande Fırat’a olan kin ve nefreti kamuoyunun malumudur”
“Serdar Akinan isimli şahıs katıldığı TV programında Suriye’nin Türkiye tarafından yağmalandığını, fabrikaların sökülüp getirildiğini, insanlığa karşı suç işlendiğini, yağmalamadaki şirket sahibinin ise Ankara temsilcisi bir kadın gazetecinin eşi olduğunu iddia etmiştir. Değerli kamuoyu, Eşim Hande Fırat’ın Hürriyet Ankara Temsilcisi olması ve sosyal medyada hedef gösterilmesi nedeni ile bu mesnetsiz iddialara cevap verme gereği duydum. Gönül rahatlığı ile söylemek isterim ki; bugüne kadar Suriye’den ya da başka bir ülkeden bir fabrika ya da başka bir bina tesis vb söküp Türkiye’ye ya da herhangi bir ülkeye taşımadım.
“Bu deli saçması iddia kendini dezenformasyonun şehvetine kaptırmış bir gazetecinin hezeyanından ibarettir. Serdar Akinan’ın hayal ürünü iddialarına bölgedeki Türkiye düşmanı çevrelerin kaynaklık ettiği kesindir. Bu saçma iddiaları dile getirirken hangi iş adamından bahsettiğini mertçe söylemek yerine ‘eş’ üzerinden tanımlama yapmış olması da hem ahlaksızlık hem de operasyon gazeteciliğidir. Türkiye düşmanlarının Hande Fırat’a olan kin ve nefreti kamuoyunun malumudur. 10 yıldır dünya Suriye’deki katliamlara seyirci kalırken, bölgedeki hastaneler okullar bile bombalanmışken, Suriyeli mazlumlara elini uzatan ve orada güvenli yaşam alanları oluşturan tek ülke olan Türkiye’yi yağmacılıkla suçlayan ve absürt iddiasını renklendirmek için iftira atmaktan çekinmeyen bu şahısla yargı önünde hesaplaşacak olmakla birlikte müfteriyi öncelikle siz değerli kamuoyunun vicdanına havale ediyorum. Saygılarımla.”