İYİ Parti lideri Meral Akşener’in Altılı Masa’ya davet edeceğini duyurduğu Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş’ın ablası Emine Bayraktar’ın eşi Muharrem Bayraktar, kendi Youtube kanalından Hüseyin Baş hakkında açıklamalarda bulundu.
Muharrem Bayraktar, eşinin iki hafta önce sosyal medya hesabından Hüseyin Baş’a hitaben kullandığı “Bütün haklarımı gasp ettin. Elimi öpmezsen hiçbir hak sahibi olamazsın diye annemle bana haber gönderdiniz” şeklindeki ifadeleri hatırlatarak şunları söyledi:
“Bizi rahmetli Haydar Baş Bey’in cenazesine almadılar. Haydar Baş benim kayınpederim ve dayım. Ben cenaze namazına Trabzon Emniyeti’nin tahsis ettiği polislerle girebildim. Defnine de gelmeyin diye tehdit ettiler. ‘Kabristanda bizim orada olmamızdan dolayı bir kargaşa çıkacaksa gitmeyelim, rahat defnedilsin’ dedik. Cenazesinin defnine katılamadık.
“Hüseyin Baş, BTP’nin başına geldi, din ve siyaseti birbirine entegre etti, bambaşka bir yapı ortaya koydu. Tamamen bir tecrit kampanyasına girdi. ‘Kimse ablam Emine Bayraktar’la görüşmeyecek’ diye talimat verdi ve Emine Hanım’ın bütün arkadaşları aranarak onunla görüşülmemesi söylendi.
“Evimizin sokağının giriş ve çıkışına, evi gözetleyen nöbetçiler koydular, kimin girip çıktığını görmek için. Aynı şeyi kızımın, oğlumun arkadaşlarına yaptılar, ‘onlarla görüşmeyeceksiniz’ diyerek. Benim arkadaşlarıma; benimle görüşmemeleri, sosyal medya hesaplarımı takip etmemeleri, beğenmemeleri, retweet yapmamaları talimatları ilettiler.
“27 sene Yeni Mesaj Gazetesi’nde başyazı yazdım. Oradaki 5 bin köşe yazımı silip attılar. 30 sene televizyonda program yaptım. Rauf Denktaş’tan Aytunç Altındal’a, Oktay Sinanoğlu’ndan Atilla İlhan’a kadar 1800 konuk çıkarttım. Arşivden, Youtube’dan bütün programları silip attılar.
“Meltem TV’deki makam odamda iki bin tane kitabım vardı. Kitaplarımı alabilmek için uğraş verdim. Kitaplarımı kolilere koyup gasp ettiler.
“Televizyonda programa başlattığım Erol Mütercimler’e rica ettim. Onun dördüncü kez devreye girmesi sonucu kitaplarımın yarısını alabildim. Yarısını yok ettiler.
“Kendilerine biat etmeyen insanların yuvaları yıkılsın diye, kadınlar eşlerinden boşansın diye baskılar yaptılar. ‘Partiden ayrılan eşlerinizden ayrılın’ diye baskı uyguladılar.
“Benim kızımın eşine yapılan baskılardan dolayı kızımın bir yıldır boşanma davası devam ediyor. 30 aydan beri eşim annesiyle görüşemiyor. Annesini tecrit altına aldılar. Kendilerinden olmayanlara tekfir damgası vuruyorlar. Onların gözünde kâfir olduk, dinden çıktık. Benim durumumda olan birçok arkadaşıma da bu damgayı vurdular.
“Bardağı taşıran son noktaya geleyim. Lisede okuyan bir oğlum var. Dedesi Haydar Baş’ın açtığı okulda okuyor. Hüseyin Baş ekibini gönderip, 17 yaşındaki çocuğun arkadaşlarına ‘Muharrem Bayraktar’ın oğluyla görüşmeyeceksiniz’ diye baskı yapıyor. Bunu duyan oğlum da tepki gösteriyor.
“Çocuğum bunu annesine söyleyince, eşim de o tweet’leri atıyor. O tweet’ler ondan dolayı atıldı. Zamanlama diyorlar ya, zamanlaması bununla alakalı. Arkasında başka hiçbir şey aramayın.
“Bu bir insan hakları ihlalidir, kadın hakları ihlalidir, çocuk hakları ihlalidir. Bir aileye saldırıdır. Bir ailenin onurunun, şerefinin ayaklar altına alınmasıdır.
“30 aydan beri benzeri saldırılara maruz kalıyoruz. Sustuk sustuk artık yeter. Kamuoyu önünde siyaset yapan bir insanın gerçek yüzünü insanlar bilsin. Ablasına bunu yapıyor, bir de ‘Atatürkçüyüm’ diyerek yapıyor.
“Ben 30 seneden beri Atatürkçü, ulusalcı, vatansever bir yapının içindeyim. Böyle bir şey ne gördük ne duyduk. Atatürkçülük bu mu?
“Hüseyin Baş’ın Atatürkçülüğü ablaya zulüm mü, ablanın hakkını gasp etmek mi?
“Bu tweet’in arkasından ‘zamanlamaya bak, arkanızda hangi güçler var’ dediler. Yorumlara bakarsanız, bizim arkamızda Amerika varmış, Fetullah varmış, iktidar varmış, PKK bile varmış. Neresine cevap verelim bunların?
“Bana zulmettiniz diyen bir ablaya karşı teşkilatınızın attığı bu iftiralara karşı hiç mi yüzünüz kızarmıyor?”
Emine Bayraktar’ın paylaşımları
Emine Bayraktar iki hafta önce sosyal medya hesabından şu açıklamaları yapmıştı:
“BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş’a sesleniyorum! Ben Haydar Baş’ın en büyük kızı Emine Bayraktar, senin ablan! Bugüne kadar sustum, rahmetli babam vefat ettikten sonra bana yaşattığın ve yaşattığınız zulmü artık kamuoyuna aktarma vakti geldi.
“Anlatayım ki kamuoyu karşılarında nasıl bir insan olduğunu, nasıl kul hakkı yediğini, nasıl kardeşinin haklarını gasp ettiğini, kendi zihniyetini kabul ettirmek için nasıl insanları dövdürdüğünüzü, nasıl yuvaları ve öz yeğeninin yuvasını dağıttığını, size biat etmeyenlerin nasıl yuvalarını yıktırdığınızı herkes bilsin. Beni babamın cenazesine dahi koymadın, beni annemle 30 aydır görüştürmediniz. Sebebi ben sana biat etmedim, elini öpmedim. Elini öpmezsem hiçbir hak sahibi olamazsın diye annemle bana haber gönderdiniz. Sen kimsin peygamber misin? Kimin intikamını alıyorsun benden? Bir insan kendisinden 20 yaş büyük ablasına gel benim elimi öp bana biat et deyip kendisinin hakkını gasp etmeyi kendine hak görür mü? Ablasına bunu yapan millete ne yapar?
“Vefatından sonra babamdan kalan haklarımdan bana tek kuruş dahi vermediniz. Sen önce ablanın ve zulüm ettiğin yeğenlerinin haklarını teslim et sonra konuş. Yoksa seni hiçbir milletvekilliği aklayamaz. Allah’ın tokatını da yersin. Babamın tokadını da yersin.
“Bu zihniyette olan herkes gaspcıdır, hırsızdır, değil ablasına hiç kimseye faydası olmaz, sözleri lafı güzaftan öteye geçmez. Kamuoyuna duyurumdur, kardeşim Hüseyin Baş maalesef budur takdir sizlerin. Söylenen sözlere ve görünüşüne aldanmayın bana yapılanlar herkesçe malumdur.
“Bunu kamuoyunu açıklama sebebim insanlara karşı sorumluluk duygusundan ve vicdani bir borç hissettiğim içindir saygılarımla kamuoyuna arz ederim.’’
Emine Bayraktar’ın bu paylaşımları üzerine BTP destekçisi sosyal medya kullanıcıları, Bayraktar ve ailesinin partinin Altılı Masa’ya dahil edilmesi sürecini engellemek için hareket ettiklerini öne süren paylaşımlar yapmıştı.