İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Boğaziçi Üniversitesi’ne Melih Bulu’nun rektör olarak atanmasına karşı öğrencilerin açtığı sergi için resen soruşturma başlatmıştı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, önceki gün (29 Ocak) akşam saatlerinde sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “”Boğaziçi Üniversitesi’nde Kabe-i Muazzama’ya yapılan saygısızlığı gerçekleştiren 4 LGBT sapkını gözaltına alındı!” ifadelerini kullanmıştı.
Gözaltına alınan 4 öğrenciden 2’si dün savcılığa sevk edilmelerinin ardından hapis cezasıyla tutuklanırken, 2 öğrenciye ise ev hapsi cezası verildi.
Gelişmeyi duyuran Boğaziçi Dayanışması twitter hesabının paylaşımında “Savcılığa sevk edilen iki arkadaşımız tutuklandı. Mücadeleleye devam edeceğiz! Gözaltılar, tutuklamalar, baskılar bizi yıldıramaz!” ifadeleri kullanıldı.
Öğrencilerin Türk Ceza Kanunu’nun 216/3 numaralı “Dini değerleri aşağılama suçu”ndan yargılanması beklenirken, kararın TCK’nın 216/1 numaralı “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu”ndan verilmiş olması ise dikkat çekti.
Neden TCK 216/1?
İnsan hakları hukukçusu Kerem Altıparmak’a göre bunun sebebi tutuklama kararı verebilmek:
“TCK 216/3’e göre dini değerleri aşağılama suçunun cezası 6 ay ile 1 yıl. Bu kadar basit bir suç için Adalet ve İçişleri Bakanları, Cumhurbaşkanı Yardımcısı, Diyanet İşleri Başkanı, İletişim Başkanı, TİHEK Başkanı, İstanbul Valisi, YÖK Başkanı, üniversite rektörleri açıklama yaptı
“Tabii o kadar basit bir suçtan tutuklama kararı da verilemiyor CMK 100. madde gereğince. E ne yapalım bu kadar devlet büyüğümüz boşuna mı açıklama yaptı? O zaman başka bir suç bulalım ki tutuklama talep edelim. Ne yapalım? Hooop 216/1’den, kin ve düşmanlığa tahrikten suçlayalım.”
Tutuklanan Boğaziçililerden mesaj: Bizi destekleyin, bundan sonrası sizde
Tutuklanan Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri videolu mesaj gönderdi:
“Moralimiz çok kötü değil, itirazlar edilecek. Bizim için çok endişelenmeyin, destekleyin. Bundan sonrası sizde.”
Yeneroğlu: “Sizin derdiniz size karşı itirazları değersizleştirmek ve toplumu germek“
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu da karara tepki gösterenlerdendi. Yeneroğlu sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarda şöyle dedi:
“İnsanların kutsallarını alaya almak inançlı bir insan açısından gerçekten çirkin bir davranıştır.
“Ancak iktidar nasıl bir akıl tutulması içinde ki aklı başında hiç kimsenin ciddiye alıp tasvip etmeyeceği bir ergen eylemini kamuoyuna ulusal bir kriz olarak takdim edebiliyor.
“İktidardakiler İslam’ın kutsallarına saldırılar konusunda gerçekten bir hassasiyet taşıyorlarsa, yeri göğü inleten adaletsizlikler, vicdanları yaralayan yolsuzluklar ve sokaklarda aç dolaşan insanlarımızın gerçeği karşısında yapacakları, aynaya bakıp biraz utanmaktır.
“20’li yaşlarındaki gençlerin yaptığı bu provokatif eylem karşısında bir Müslüman olarak aklıma gelebilecek tek tepki, Hz. Peygamberin her şeye rağmen, ‘bilmiyorlar, bilselerdi yapmazlardı’ yakarışını kuşanarak kendilerine nasihatte bulunmak olurdu.
“Ülkeyi idare edenlerin görevi, milletimizin dini duygularını ve hukuku araçsallaştırıp toplumu germek değildir.
“Lakin sizin derdiniz, aklı selim yerine elverişli bulduğunuz en ufak kargaşa potansiyeline yancı olup size karşı itirazları değersizleştirmek ve toplumu germek. Yazık!