İktidar ile muhalefet arasındaki seçim güvenliği çekişmesi büyüyor. İl ve ilçe seçim kurullarına en kıdemli hâkimin başkanlık edeceği hükmünün yerine başkanın kurayla belirleneceği hükmünü getiren iktidar, Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun (HSK) tepki çeken yaz kararnamesinden sonra kararları denetime kapalı Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) başkan ve üyelerinin görev süresini de uzatma arayışına girdi.
İktidarın bu arayışını seçim sürecini kontrol altına alma çabası olarak gören muhalefet, altılı masanın oluşturduğu seçim güvenliği komisyonunun çalışmalarını daha da genişletme kararı aldı.
“Biz YSK eliyle yapılabilecek olası her operasyonun farkındayız. Her operasyona dönük mücadele seçeneğimiz de hazır” diyen CHP Meclis Adalet Komisyonu üyesi avukat Alpay Antmen, yakında görev süreleri dolacak olan YSK Başkanı Muharrem Akkaya ile dört üyenin yerlerine Yargıtay ve Danıştay’dan yüksek yargıçların atanması gerektiği koşulunu hatırlatıyor:
“İktidar; YSK başkanı ile üyelerin yerine gelecek kişileri tam olarak kestiremediğinden, dahası bu kişilerin iktidarın uygulamalarına, talimatlarına direnç gösterebileceği ihtimali olduğundan, seçime mevcut YSK kadrosuyla gidip ellerini rahatlatmak istiyorlar. Seçimlerde birçok itirazın olacağını, bu itirazları YSK’nın karara bağlayacağını ve YSK kararlarına da kimsenin itiraz hakkı olmadığını herkes biliyor. Böyle hukuksuz bir seçim hazırlığı var.”
Antmen; muhalefetin seçim güvenliğini sağlamak için yürüttüğü çalışmaların daha da artırıldığını anlatırken, altılı masanın oluşturduğu seçim komisyonunun il ve ilçe seçim kurullarını yakın takibe alacağının bilinmesini istiyor.
Antmen, “İktidar, muhalefetin her bir parçasının seçime dönük her işlemi gözden geçireceğini biliyor. Telaş içinde. Biz, hukuksuzluklar zinciri daha YSK’ya ulaşmadan yani daha ilk oluşum aşamasında o hukuksuzlukları gidereceğiz” diyor.
Altılı masanın gündeminde
İktidarın YSK başkanı ile dört üyesinin görev süresini uzatma girişimi altılı masanın 3 Temmuz’da İyi Parti lideri Meral Akşener’in ev sahipliğinde yapacağı buluşmanın da gündem maddeleri arasında.
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, iktidarın sadece YSK’nın üye yapısını korumakla kalmadığını, Yargıtay’ın ve Danıştay’ın idari daire kurulları başkanlarının 2022’de biten görev sürelerini 2026’ya kadar uzatma kararında olduğunu söylüyor:
“6. yargı paketiyle Yargıtay ve Danıştay’da kendi atadıkları kadroların 2026’ya kadar görevde kalmasını sağlayacaklar. Kendi istedikleri kararları veren hâkimler ve savcılarla çalışacaklarını HSK’nın yaz kararnamesinde gördük. Hukuki işlem değil partizanlık yapılıyor. Bu partizanlığa karşı alacağımız yeni önlemler olacak. YSK’yı tamamen iktidarın kontrolüne sokmanın ülkede seçim güvenliğini tamamen ortadan kaldırmak olacağını halka çok net anlatacağız.”
“Hukuki değil siyasi işlem”
Hukukçular da YSK başkanı ile dört üyenin görev süresini uzatmayı, Türkiye’nin “yasa dışı bir seçim ortamı yaşayacağının habercisi” sayıyor.
“YSK Başkanı Muharrem Akkaya’yı tanırım. Dışardan bakınca liberal görürsünüz ama o iktidara yakındır. HSK üyesiydi, oradan Danıştay’a seçilmişti. Hadi şimdi Akkaya’yı geçelim de hükümete bakalım” diyen idare hukukçusu Prof. Metin Günday, hükümete “Neden görev süresi dolmuş bir YSK başkanının görev süresini uzatmaya çalışıyorsunuz” sorusunu yöneltiyor:
“Hükümet görev süresi dolmuş bir YSK başkanının görev süresini uzatırsa, bunun nedenini açıklamak zorundadır. Çünkü yapılacak olan; hukuki değil siyasi bir işlem olur. YSK kararları kesin, yargıya götürülemiyor. Seçimler olacak, birçok itiraz olacak ve o itirazları YSK karara bağlayacak. Hükümet, eğer hukuku halen ciddiye alıyorsa, şimdiden kendine göre bir seçim düzeni oluşturmaya çalışmaktan uzak durmalıdır. Ülkede başka yüksek yargıç mı yok? Var. Biz biliyoruz var.”
“Demokrasi ayıbı”
Avukat Turgut Kazan, hükümete “Seçim güvenliği açısından yeni tehlike ve risk yaratan arayışlardan vazgeçin. Seçim sürecinde YSK’da teslim alınmışların devamı sağlanamaz” çağrısı yapıyor.
Kazan, mevcut YSK’nın hükümetin isteği doğrultusunda İstanbul seçimini iptal edip yenisini yaptıran kadro olduğunu hatırlatıyor, aynı kadroyla cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimini yapmaya çalışmanın hukukun üstünlüğünü hiçe saymanın yeni bir ilanı olduğunu söylüyor:
“Türkiye ne yazık ki, seçimler öncesi yine bir demokrasi ayıbıyla karşı karşıya. Seçim süreçlerinde Yargıtay, Danıştay ve YSK’ya karşı siyasi yaklaşımlar sergilemek bugün her demokraside iktidarın zayıflığı sayılır. AKP iktidarının kendi zayıflığını böylesine açıkça sergilemesi de, bizde demokrasinin düştüğü durumu göstermesi açısından üzücüdür.”