Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu’nun bugünkü (2 Ocak) yazısının bir bölümü şöyle:
İmamoğlu’na, ahmak davasında iki yılın üstünde ceza verilmesi telkinini kabul etmeyince sürülen hâkim Hüseyin Zengin’in hikâyesini anlatmıştım. 6 Kasım tarihli o yazıda, daha fazlasını öğrenmek için bir öneride bulunmuştum: “Hâkimlerin siyasi cinayet işlediği bu senaryoda, muhalefetin rıza göstermekten daha fazla yapabilecekleri var. En basiti, HSK’de Millet İttifakı’nın üç üyesi var. Bu yazı bile, konu üzerine müfettiş görevlendirilmesi için gerekçe yapılabilir. İddiaları inceleyen müfettişler, sürecin tüm aktörleri ile görüşebilir.”
Önerim gerçekleşmedi. HSK, Hüseyin Zengin’in baskı altında kalması sürecini aydınlatmaya, hepimizin bildiği nedenlerle yanaşmadı. HSK’ye muhalefet kontenjanından seçilen üyeler ise “hepimiz gibi” süreci izledi!
Peki HSK müfettişleri, hâkim Hüseyin Zengin’e sorsa Zengin ne diyecekti? İşte hâkim Zengin’e yakın bir kaynağa bunu sordum. Meğer Zengin, hakkında inceleme yapılacağını öngörerek süreci anlatmaya hazırlanmış. Daha önceki yazdıklarıma ek olarak söyleyecekleri arasında bir ifade dikkatimi çekti:
“Anadolu Adliyesi Başsavcısı İ.U. bana, Ekrem İmamoğlu’na ceza verirsen biz istinaf mahkemesini de çözdük. Tüm istinafların başkanı M.B. cezayı onatacak. Yargıtay sürecini de çözmek için çalışıyoruz. Yani senin kararın üst mahkemelerde de onaylanacağı için sorun yaşamayacaksın.”
Hani, İmamoğlu’nun ahmak davası İstinaf’a gidiyor, birileri “Orada bozulur herhalde” diyor ya… Hüseyin Zengin’e yapılan telkine bakarsanız sadece yerel mahkeme değil, yukarısı da ayarlanmış! İmamoğlu’na ceza isteyen savcı Furkan Okudan’a, cezadan sonra terfi gibi bir görev verilmesi, ayarlama işini neredeyse gözümüze sokuyor.