İsveç’te son beş haftada işlenen altı cinayetin kurbanları üç farklı kuşaktan kadınlar; hepsindeki ortak unsur, yakın ilişkide oldukları bir erkeğin tutuklanmış olması. Cinayetlerin ikisi gündüz vakti, sokak ortasında işlendi. Biri, ülkenin güneyindeki kırsal kesimde yer alan bir kasabanın merkezinde, diğeri ise başkent Stockholm’un güneyindeki üniversite kenti Linkoping’de, bir otobüs garajında.
Stockholm’ün dar gelirlilerin yaşadığı, yüksek katlı binalarla dolu dış mahallesi Flemingsberg’te bir kadın, dört küçük çocuğuyla birlikte yaşadığı apartman dairesinde bıçaklandı. Cinayet şüphesiyle tutuklanan erkeğin, kurbanın iyi tanıdığı biri olduğu belirtiliyor.
“Çok da güvende değilim”
18 yaşındaki kızı Emma-Louise ile birlikte Flemingsberg’te alışveriş yapan 51 yaşındaki Kristian Jansson, “Kadınlara yönelik bu şiddetin daha fazla yüzeye çıkarılması gerektiğini düşünüyorum, çünkü normal değil” diyor.
Gençlerden biri son cinayetlerin, kadınların nadiren tek başına dışarı çıktığı bölgede güvenlik endişelerini artırdığını söylüyor: “Yeterince güvende değilim… Çünkü buralarda o kadar çok insan öldürüyor ki…”
Son cinayet dalgası, uzun süredir dünyanın en güvenli ve cinsiyet eşitliği en ileri ülkelerinden biri olarak tanınan İsveç’te, kadına yönelik şiddetle ilgili artan endişelerin ortasında gelişiyor.
İsveç Ulusal Kadın Sığınma Evleri Örgütü’nün Stockholm genel merkezinde çalışan Jenny Westerstrand, “Şiddet her zaman gündemdeydi ama hiçbir zaman tam ve gerektiği gibi ele alınmadığı için İsveç’teki pek çok insan şiddet hakkında konuşmaktan neredeyse biraz yoruldu” diyor. Ancak son cinayetlere karşı siyasetçilerin ve halkın tepkisinin bir dönüm noktası oluşturacağını umuyor ve ekliyor: “Şimdiye kadar konuşmaktan başka bir şey yapılmadı ama sarınım kelimeler şimdi eskisinden daha güçlü.”
İsveç’te Ulusal Suç Önleme Konseyi 2019’da 14 bin 261 kadına şiddet/saldırı vakası bildirirken bu rakam 2020’de yüzde 15.4’lük artışla 16 bin 461’e çıktı.
Kaynak: Maddy Savage / BBC News