Kanal D’de yayınlanan “Neler Oluyor Hayatta?” programıyla tanınan sinema oyuncusu ve magazin yorumcusu Hakan Ural bugün (23 Ocak) Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının düzenlediği “Çevre ve Medya Üzerine Söyleşi” adlı etkinliğe konuşmacı olarak katıldı.
Hakan Ural’ın Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının düzenlediği söyleşiye katılması, söyleşinin Ural’ın alanı dışında bir konuda olması gerekçesiyle sosyal medyada tepki çekmişti.
Söyleşi için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının Konferans Salonu’na gittiğimde kapıda bekleyen güvenlik görevlileri Bakanlık personeli dışında söyleşiye katılım olup olmayacağına ilişkin kendilerine bilgi verilmediğini söylediler. Yaklaşık yarım saatlik telefon trafiğinin ardından izin geldi, söyleşiye katılmak için bekleyen başka bir muhabir ile konferans salonuna girdik.
“Hiç izlemedim. Gelmemizi istediler, geldim”
İçeri girmemizle birlikte salon kısa sürede doldu. Çünkü mesai saatleri içinde (14.30) düzenlenen söyleşi için bakanlık çalışanlarına izin verilmişti.
Salonda Hakan Ural’ı beklerken önümde oturan bir kişiye niye geldiğini sordum: “Bu adamı hiç izlemedim. Bizden gelmemizi istediler, geldim” dedi.
Söyleşiden birkaç gün önce Bakanlık personelinin SMS ile söyleşiye davet edildiği ortaya çıkmıştı.
Hakan Ural, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Mehmet Demirtaş ve “Neler Oluyor Hayatta?” programından partneri Nur Tuğba Namlı ile birlikte söyleşinin yapıldığı salona geldi.
Sahneye partneriyle birlikte çıkan Ural, konuşmasına eleştirilere yanıt vererek başladı:
“Ben devletimi çok seviyorum”
“Şimdi bakın ben devletimi çok seviyorum. Zaten aidiyet duygusu olan insanın bunu yapması gerekiyor. Hiçbir zaman bir konuda ‘hata yapmadım’ demedim. Fakat velhasılkelam bugün benim devletimin personeli beni buraya davet etmiş. Müthiş bir memnuniyetle, heyecanla, mutlu olarak, sizlerin içinden çıkmış birisi olarak bu anı yaşamak beni heyecanlandırdı.”
“Sosyal medya bana göre terör örgütünden daha tehlikeli”
“Ben bu coğrafyada yetişmiş bir insan olarak yetmiş tane film çektim, dizi çektim, farkındalıklarımla hayatı yorumluyorum. Siz de buna teveccüh gösteriyorsunuz. Bakanlığımızın daveti üzerine buraya sosyal medyayı konuşmak için geldim. Hepimizin hayatında müthiş bir algı kirliliği yaratan bir alan bu. Bana göre bir terör örgütünden daha da tehlikeli. Bizler önyargılarımızla yaşıyoruz. Demişler ki ‘Hakan Ural Bakanlığa seminere gitti. Hakan Ural eğitime gitti’. Bunu bilerek ve isteyerek, bu oluşumu manipüle etmek isteyen insanlar, kendileri çalmış, kendileri söylemiş. Bunun üzerinden belki beni küçümsüyor, belki de bakanlığı eleştirmek için, belki de sizleri de ikilemde bulundurarak kutuplaştırarak bir tavır koymanızı sağlama çabası içerisinde bunu yaptılar.”
“En az 26 şehirden büyüklerimiz tarafından bu tip oluşumlara davet var. Uçağa binemediğim için gidemiyorum”
“Bir kere bizim inancımızda insan aşağılama yok. Birisiyle bir husumetim olsa yere düşse vurmam. Karısına, kızına, namusuna zarar vermem. Düşmanlığımız bile yiğitçe olur. Fakat öyle bir zihin yapısı var ki hiçbir füturu yok. Halkın tercihlerini aşağılıyorlar. Olmayan bir şeyi yaratıyor ve onu aşağılıyor. Seni de buna karşı kışkırtıyor. Buna neden olduysam özür diliyorum. Ben sizinle olmak için geldim. Haddim değil seminer, eğitim vermeye gelmedim. Bana şu an en az 26 şehirden büyüklerimiz tarafından bu tip oluşumlara davet var. Uçağa binemediğim için gidemiyorum. Bundan doğal ne olabilir?”
“Hizmet varsa ‘Allah razı olsun’ deriz. Bana ne lan kimin yaptığından?”
“Bunun CHP’si, MHP’si, İYİ Partisi, AK Partisi olur mu ya? Memleket hepimizin. Var olan bir hizmet varsa ‘Allah razı olsun’ deriz. Bana ne lan kimin yaptığından? Birçok sanatçı arkadaşımız niye gelmiyor biliyor musunuz? Tevazulu olamayacağım, 37 yıl 70 dizi ve filmde oynadım. Tanımadığım sanatçı yok. Hepsiyle arkadaşım. Tarkan’ından Sezen Aksu’suna, Burak Özçivit’inden Kıvanç’ına kadar arkadaşım. 7/24 beraberiz. Linç olacağız diye korkuyorlar.”
“Bizim adımız ne biliyor musunuz? Yalaka”
Kendisine sosyal medyada edilen hakaretlere tazminat davası açtığını belirten Ural, ona “yalaka” diyenlerin ceza almamasından yakındı.
“Bizim adımız ne biliyor musunuz? Yalaka. Avukatım var benim. Bu hakaretlerden iyi para topluyorum. Bir iki kişiyi mahkemeye verdim. Ne oldu biliyor musunuz? Yalaka hakaret sayılmıyormuş. Savcıya dedim ki, ‘Bu hayatın doğal akışına aykırı’. Çok üzülüyorum. Hepimizin çocuğu çoluğu var. Bu nefretle ne yapacağız?”
Hakan Ural’ın konuşmasının ardından soru-cevap aşamasına geçildi. Ama mikrofonu alanlar Ural’a soru sormak yerine “Sizi çok seviyoruz” gibi iltifatlar etti.
Bir saat süren söyleşinin sonunda Bakan Yardımcısı Mehmet Demirtaş, Hakan Ural ve Nur Tuğba Namlı’ya çiçek takdim etti ve etkinlik sona erdi.