Geçtiğimiz hafta Soylu ve Peker arasında tartışma konusu olan, fakat daha ‘sert’ başlıklar arasında silikleşip ‘görünmeyen’ bir başlığa Serbestiyet’te şöyle dikkat çekmiştik:
“Hatırlanacağı üzere Habertürk’teki söyleşisinde, İçişleri Bakanı Soylu’nun yüzü en çok, mesele ‘madem Peker her türlü kirli işe bulaşmış biriydi, neden AK Parti onu el üstünde tuttu, saygın işadamı muamelesi yaptı, övdü? Akademisyenleri kanlarında banyo yapmakla tehdit ettiğinde AK Parti ne yapıyordu’ sorularına geldiğinde düşmüştü.
“Soylu bu soruları ‘genelleme yapmayalım’ klişesiyle savuşturamayınca, içlerinden ‘kan banyosu’ bölümünü seçti ve gazetecilere çok ilginç bir soru sordu: ‘Düşünün bakalım, o tehdit kimin işine yaramıştır o zaman?’
“Soylu’nun iması açıktı: İktidar kanadından biri muhalifleri kan banyosuyla tehdit ederse, bu iktidarın yararına değil zararına olur. Kan banyosuyla tehdit eden, korkutan bir iktidar tepki toplar.
“Sedat Peker Süleyman Soylu’nun bu sözlerinden hemen sonra şu tweeti attı: ‘Kanla ilgili söylemiş olduğum olayların hepsi söylendiği dönemde hükümetin lehinedir. Çünkü o zaman korku iklimi oluşturmak lazımdı.’”
Bu takdimden sonra, tartışmaya dair görüşümüzü şöyle ifade etmiştik:
“Sedat Peker’in o dönemde iktidar elitleriyle içli dışlı olduğunu, söz ve eylemlerini onların ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde düzenlediğini düşündüğümüzde, ona hak vermemek mümkün mü? İktidarın ihtiyacı korku salmak olmasaydı, bu Peker’e iletilmez, ‘yaptıkların bize zarar veriyor, yapma’ denmez miydi? Bu uyarıyı aldıktan sonra Peker’in korku salan söz ve eylemlerine son vermesi beklenmez miydi? Ayrıca: Peker’in ‘iktidarın aleyhine iş gören söz ve eylemlerinin’ o dönemde iktidar medyasında eleştirilmesi gerekmez miydi?”
Yukarıda gördüğünüz AHaber haberi, o dönemde iktidar medyasının “kan banyosu” tehdidi haberlerini nasıl gördüğünü açıkça ortaya koyuyor. Buradan da anlıyoruz ki bu tartışmanın galibi Süleyman Soylu değil Sedat Peker. Haberin tarihi 13 Ocak 2016.