Pervin Buldan’ın HDP grup toplantısında dile getirdiği görüşlerinin bir bölümü şöyle:
“HDP’nin mücadele geleneğini ortadan kaldırmaya gücünüz yetmeyecektir. Newroz’a bir kez daha bakın, milyonlar ne dedi ne mesaj verdi bir kez daha dinleyin. Halk benim irademi durduramazsın, buna izin vermem dedi. Boş yere HDP’siz Türkiye, HDP’siz Meclis hayali kurmayın. Kapatma davasından size iktidar çıkmayacaktır, bu davanın sonucunda en büyük kaybeden ve devranı kapanacak olan sizin iktidarınız olacaktır. HDP, milyonların destek ve gücüyle dünden daha fazla büyüyecek ve güçlenecek. Bizler pes etmeyeceğiz, yolumuzdan dönmeyeceğiz, sonuna kadar mücadele edeceğiz. Türkiye halklarını HDP’siz bırakmayacağız. “
“Açılan dava siyasi bir intikam davasıdır”
“İktidar, adaletsizlik ve talan düzenini sürdürebilmek için yüz yıllık demokrasi mücadelesinin temel birikimlerini taşıyan HDP’yi siyaset dışına itmeye çalışmaktadır. Çünkü siyasi hesaplarının önündeki tek engel HDP’dir. Kapatma davası kararını büyükşehir belediyelerini kaybettikleri 31 Mart akşamı verdiler. 23 Haziran akşamı da kapatma davasını planlayarak ve takvime bağlayarak düğmeye bastılar. Açılan dava siyasi bir intikam davasıdır. Bu dava hukuki bir dava değil, siyasi bir davadır ve sandıkta kaybetme davasıdır. Halkın iradesine karşı açılan bir kumpas davasıdır.”
“Tabelamızı bile size vermeyeceğiz”
“Bu davanın kararını ve talimatını veren sarayın iki ortağıdır. Küçük ortak davanın savcısı, büyük ortak davanın başsavcısıdır. Her şey açık ve nettir: AKP-MHP ikilisi seçim kazanmak için HDP’yi kapatmak istemektedir. İki ortak sarayda bize karşı bir kurtlar sofrası kurdular, bu sofrada HDP’yi bitirmeyi planlıyorlar. HDP öyle sandığınız gibi kolay bir lokma değildir, boğazınızda kalır, düğümlenir ve tıkanırsınız. Kapatma davasıyla sizin HDP’den koparabileceğiniz tek bir parça olsa olsa HDP’nin tabelası olabilir, onu da alamazsınız. Tabelamızı bile size vermeyeceğiz!”
“Halk, bu iktidardan bir an önce kurtulmak için seçim istiyor”
“Halk, bu iktidardan bir an önce kurtulmak için seçim sandığını istemektedir ve bunu talep etmektedir. Biz de bir kez daha çağrı yapıyoruz, çözüm erken seçimdedir diyoruz. Tek adam yönetiminin özeti biraz önce saydığım haksızlık ve hukuksuzluklardır. Tek icraatları, huzur ve refah isteyen halka umudun, demokrasi isteyenlere siyasetin, adalet isteyenlere adaletin yolunu kapatmak olmuştur.
“AKP-MHP iktidarı sürdükçe bu ülkede hiç kimse güvende değildir. Ne toplumun, ne kadınların, ne emekçilerin ne kimlik ve inançların bugünü ve yarını güvendedir. Bu kriz ve çöküş sistemi ekonomik krizden her anlayışa yönelik şiddete kadar, toplumsal, siyasi ve iktisadi alana kadar her sorunu derinleştiriyor. Parlamento üzerinde, yürütmenin vesayetini kurdular. Meclis’in denetim yetkisini bu iktidar kaldırdı. Kuvvetler ayrılığını sonlandırıp tek adamın kuvvetler birliğine dönüştürdüler parlamentoyu. Yargıyı sarayın sopası haline getirdiler. Anayasayı ve yasaları rafa kaldırdılar. Kararlar artık anayasa ve hukuka göre değil, tek adamın iki dudağı arasından çıkacak fermana göre alınmaktadır. Demokrasinin vazgeçilmez unsuru olan muhalefeti dinleme ve ortak akıl oluşturma yerine muhalefete savaş açmış durumdalar. “
“İstanbul Sözleşmesi artık kadınlar için bir mücadele ortaklığıdır”
“Tek adamın kararıyla milyonlarca kadının hayatını ilgilendiren İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıldı. 3-5 oy fazla alabilir miyiz diye verilen bu karar, erkek şiddetiyle mücadeleden çekilmektir. Erkek yargıyı cesaretlendirmektir. Bu karardan sonra 2 kadın hunharca katledildi. Sokakları kadınların can verdiği vahşet yoluna çevirdiniz. Her türlü erkek şiddetinde, failin biri cinayeti işleyense diğeri de İstanbul Sözleşmesi’ni ortadan kaldıran zihniyettir. Kadın düşmanı iktidar, bundan sonra her kadın cinayetinin suç ortağıdır, faili ve sorumlusudur. İstanbul Sözleşmesi artık kadınlar için bir mücadele ortaklığıdır. Sözleşmeyi savunmak, milyonlarca kadının yaşamını da savunmak anlamına gelmektedir. İstanbul Sözleşmesi’ni kaldıran erkek kararı, biz kadınların nezdinde yok hükmündedir. Kararı tanımıyoruz, haklarımızın kaldırılmasına izin vermeyeceğiz.”