Yasadışı bahis başta olmak üzere adı birçok kriminal faaliyetle anılan Kıbrıslı kumarhaneci Halil Falyalı suikastının şüphelilerinden ve aynı zamanda da Falyalı’nın eski finansçısı olan Cemil Önal’ın KKTC medyasında ortaya attığı iddialarla ilgili Türkiye Dışişleri Bakanlığı’ndan yalanlama açıklaması yapıldı.
Dışişleri: “Akıl ve mantık dışı kurgular…”
Dışişleri Bakanlığı’nın sitesinden “Bir Yayın Organında Bakanlığımıza ve Sayın Bakanımıza Yönelik Dile Getirilen Asılsız İddialar” başlığıyla paylaşılan açıklama şöyle:
“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti merkezli bir yayın organında yer alan bir haberde, Bakanlığımıza ve sayın Bakanımıza yönelik dile getirilen iddialar tamamıyla gerçek dışıdır.
Herhangi bir somut delile dayanmayan bu asılsız iddialar karşısında yasal yollara başvurulacaktır.
Devlet kurumlarının güvenilirliğini ve kişilerin itibarını zedelemeyi hedefleyen bu yalanların, bilahare bazı çevreler tarafından kamuoyu önünde tekrar edilmesi ise son derece sorumsuz bir tavırdır.
Akıl ve mantık dışı kurguları yinelemek suretiyle yürütülen bu sistematik iftira ve karalama kampanyasına itibar edilmemelidir.”
“5 kayıp kaset” iddiası
Halil Falyalı’nın eski finansçısı Cemil Önal, 8 Şubat 2022’deki Falyalı suikastının ardından KKTC’de gözaltına alınıp serbest bırakılmıştı.
Hakkında yeniden yakalama kararı çıkartılan Önal, Aralık 2023’te Hollanda’da yakalanarak tutuklandı. 16 ay tutuklu kaldıktan sonra serbest kalan Önal, Hollanda’da “Bugün Kıbrıs” gazetesi sahibi Ayşemden Akın’a verdiği mülakatta Türkiye’den bazı siyasetçiler ve bürokratlarla ilgili iddialarda bulundu. Türkiye’nin, Falyalı suikastıyla ilgili yargılamada dosyası ayrılan firari şüpheli Önal için başlattığı iade süreci devam ediyor.
Önal, Yasin Ekrem Serim’in Temmuz 2024’te Dışişleri Bakan Yardımcılığı’ndan KKTC Lefkoşa Büyükelçiliği’ne atanmasının arkasında “Falyalı’nın elindeki kaset arşivinin devletin eline geçmesi” planı olduğunu iddia etti.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın, Serim’i, kasetleri ele geçirmesi için KKTC’de büyükelçi olarak görevlendirdiğini iddia eden Önal, Serim’in bu kasetleri Falyalı’nın ailesinden alarak 40’ını Ankara’da devlet kurumlarına teslim ettiğini ancak beş tanesini vermediğini iddia etti.
Önal, bu nedenle hem Yasin Ekrem Serim’in Şubat ayında Lefkoşa Büyükelçiliği’nden alınarak merkeze çekildiğini hem de aynı zamanda babası Maksut Serim’in de aynı ay Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığı görevinden bu nedenle alındığını öne sürdü. Kendisinin, Yasin Ekrem Serim’in kardeşi Halil İbrahim Serim ile Falyalı’yı tanıştırdığını iddia eden Önal, “sonrasında aralarındaki ilişki ilerledi” diye konuştu.

Cemil Önal ile Ayşemden Akın.
“ABD ve Hollanda tarafından korumaya alındı” iddiası
Önal ile Hollanda’da görüşerek röportaj yapan Bugün Kıbrıs gazetesi sahibi Ayşemden Akın, gazeteci Serdar Akinan’ın Youtube kanalında yaptığı açıklamada, Önal’ın ABD ve Hollanda istihbarat birimleri tarafından korumaya alındığını, kendisinin de Hollanda birimlerinden aldığı izinle Önal’la röportaj yaptığını iddia etti.

Özel: “Kıbrıs kadar turp”
CHP lideri Özgür Özel de partisinin geçen haftaki grup toplantısında şunları söylemişti:
“Kıbrıs’ta bütün hepsi döküldü ortaya. İnanılmaz, inanılmaz ortaya dökülen, hani turpun büyüğü diyor ya, böyle neredeyse Kıbrıs kadar turp var. Ve içinde, içinde, içinde İbrahim Kalın’ın da bildiği 45 kayıtlı kaset, 40’ı elde, beşi bir yerde. Onun peşinde atanan büyükelçi. Ortaya dökülünce bunlar alınan büyükelçi.”
Soylu: “Ellerinde belge, kanıt varsa ortaya koymamaları namertliktir”
Eski İçişleri Bakanı ve AK Parti milletvekili Süleyman Soylu da Cemil Önal’ın bir yıl önce FETÖ kapsamında firari olan bir Youtuber aracılığıyla dile getirdiği “Operasyon yapılmaması için Falyalı’dan rüşvet aldı” iddiasının yeniden gündeme gelmesiyle ilgili açıklama yaptı.
Soylu, X hesabından şunları yazdı:
“Namussuzlara duyurulur: Bu ülkede, devletine ve milletine şerefle hizmet etmiş; görev süresi boyunca terörle, uyuşturucuyla, sanal kumarla ve Amerika’dan İngiltere’ye kadar uzanan her türlü suç şebekesiyle hiçbir şeyden korkmadan mücadele etmiş birine yönelik, iftira ve karalama amacıyla sistematik olarak yayılan, ‘ağıza dahi alınmayacak’ düzeydeki adice dedikodular, bu mücadeleyi hazmedemeyenlerin intikam çabasıdır. Bu iftiraları atan, yayan, karalayan herkes şerefsizdir. Bizi kendinizle karıştırmayın. Onursuz, hırsız, ahlaksız, katil suç şebekelerine karşı cesaret gösteremezsek… Vay adamlığımıza, vay kalıbımıza!
Yıllardır her fırsatta sistematik biçimde iftira atan ve karalama yapanlara, bugünkü yolsuzluğu örtme çabası içinde hedef saptırmaya çalışanlara sesleniyorum: Kuzey Kıbrıs’ta işlenen bir cinayeti, devletimiz tüm kurumlarıyla, KKTC makamlarıyla tam bir iş birliği içerisinde çok kısa sürede aydınlatmış ve adli makamlara intikal ettirmiştir. Bu cinayetin, başka bir ülkeye kaçan, hakkında kırmızı bülten çıkarılan ve iadesi beklenen bir numaralı şüphelisinin bir yıl önce ortaya attığı hayal ürünü iftiraları sürekli tekrar edenlere biz ‘operasyon çocuğu’ dedik, haklı çıktık.
Her türlü dış istihbaratın oyuncağı hâline gelen bu kişilerin, konu ne olursa olsun, ellerinde belge, bilgi ve kanıt varsa ortaya koymamaları namertliktir. Peşine düştüğümüz suçluların, devletimizin ve bu devlet için görev yapanların itibarlarını zedelemelerine asla izin vermeyiz. Bu yalan ve iftiraları yayanlar, hukuk önünde en ağır biçimde hesap vereceklerdir.
Çürümüşlüğünüzü, yolsuzluğunuzu iftira çamurlarıyla üzerimize sıçratamazsınız. Son söz: Namusumuzu yolda bulmadık. Hayatımın sonuna kadar bu namussuzların peşinde olacağımı herkes bilsin.”