CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin genel merkezinde Serbestiyet’in de aralarında olduğu internet medyası temsilcilerini kabul etti, gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Kılıçdaroğlu’na yöneltilen sorular ve yanıtları şöyle:
Altılı Masa cumhurbaşkanı adayını altı liderin mutlak onayıyla mı yoksa çoğunluğun kararına göre mi belirleyecek?
Altılı Masa’da ortak cumhurbaşkanı adaylığı konusu hiç konuşulmadı. Sizler sürekli sorduğunuz için biz size yanıt vermek zorunda kalıyoruz. Altılı Masa önce parlamenter sisteme geçişin yol haritasını, hükümet programını belirleyip açıklayacak. Masanın şimdiki gündeminde aday yok. Bugüne kadar tüm kararlarımızı oy birliğiyle oldu. Aday konusunu da oturup, konuşacağız. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi felaket getirdi. Biz, bu sistemi değiştireceğiz.
Halkın gündemi ve beklentisi cumhurbaşkanı adayı. Cumhur İttifakı da sizi sıkıştırıyor. Adayın belirlenmemesi bir handikap değil mi?
Bizi Erdoğan değil, medya sıkıştırıyor. Erdoğan, “liderlerin her biri ayrı bir şey söylüyor. Her kafadan ayrı ses çıkıyor” deme peşinde. Biz altı lider hep birlikte aynı şeyi söyleyeceğiz, aramızda bir farklılık olmayacak. Şimdi ayrı ayrı konuşursak Erdoğan’ın eline koz vermek olur. Altılı Masa’nın liderleri, genel başkan yardımcıları, komisyonlar sürekli görüşüyor.
Aday isminin belirlenmesi sürecinin uzamasının halkta negatif etki yarattığını düşünmüyor musunuz?
Negatif etki yaratan sizsiniz. Biz değiliz. Sarayın medya üzerindeki baskısı, sarayın baskısı yapıyor. Biz onlara göre mi belirleyeceğiz adayımızı? Türkiye bu algının içine özellikle sokuluyor.
“Akşener’le kavga etmedik ki, sorun olsun”
Saraçhane mitinginden sonra İyi Parti lideri Akşener’le bir görüşmeniz oldu mu? İyi Parti-CHP gerilimi Altılı Masa’ya zarar veriyor mu? Akşener, İmamoğlu ile Yavaş’ın kendi belediye başkanı olduğunu niye söylüyor?
Herhangi bir sorunumuz yok sayın Akşener’le. Görüşüyoruz tabii, kavga etmedik ki.
Belediye başkanlarına siz sadece CHP’nin değil Millet İttifakı’nın belediye başkanısınız diyorum.
“Erdoğan; kurşun askerlerini geri çek”
İmamoğlu ile ilgili yargı kararının seçimlerden önce netleşmesini bekliyor musunuz, belediyeye terör soruşturması da var. Özel bir eylem planınız var mı?
Erdoğan’a şu çağrıyı yapıyorum. -Eğer sen gerçekten millet iradesine ve demokrasiye inanıyorsan kurşun askerlerini geri çek. Etkilediğin yargıcından bürokratına. Gel, anayasayı değiştirelim. Biz size destek vereceğiz. Yüreğin varsa açıkça meydan okuyorum. İstanbul’daki belediye dahil, belediye başkanlıklarında yeniden seçime gidelim. Belediye başkanlarını gereksiz yere suçlamak istiyorsan hemen seçimleri yapalım. Aynı şeyi Yalova için de yapalım. Bilirkişi raporu var. Yalova’da seçilmiş belediye başkanı halen görevine başlamıyor. Cumhuriyet tarihinde bir ilktir. Hukukun askıya alındığı, yargının işlemediği bir dönem yaşanıyor?
Tüm yerel seçimi kastetmiyorum. İstanbul ve Yalova derhal. Hemen yapalım.
“Altılı Masa’nın dağılma şansı yok”
Altılı Masa’nın dağılmasına dönük endişe var mı sizde? Kazanacak aday siz misiniz?
Niye dağılsın? Dağılması için Erdoğan her şeyi yapıyor. Bunların hiçbirine inanmayın. Hepimiz gayet sağduyuyla hareket ediyoruz. Niye dağıtalım. Hepimiz demokrasi istiyoruz. Masanın dağılma şansı yok.
Bizim altı liderin göstereceği aday kazanacak. Sağduyuyla hareket edeceğiz ve bu aday kazanacak.
“Bir şey oldu diye kıyamet kopacak değil”
Masadan çoklu aday kararı çıkar mı? Milletvekili listeleri nasıl olacak?
Vekil listeleri konusunda kuracağımız özel bir komisyon karar verecek. Tek aday mı, çoklu aday mı? Görüşmedik o konuyu Altılı Masa’da ama her olasılık olabilir. Benim düşüncem böyle. Tek adayla seçime gitmek ve seçimi almak lazım. Ayrıca, bir şey oldu diye de kıyamet kopacak değil. Ben şimdi bir şey deyip de, masadakilerin iradesine ipotek koyamam.
Seçimin 18 Haziran’dan önce yapılmasına evet diyor musunuz?
(Bu soruya yanıt, Faik Öztrak’tan): 6 Nisan başına kadar yapılacak seçimi erken seçim görür, evet deriz. O tarihten sonra yapılacak seçim, tamamen AK Parti’nin siyaset mühendisliğinin sonucu olacak bir seçimdir. O zaman kendi göbeklerini kendi kessinler.
“Kurtarıcı kral aramıyoruz”
Erdoğan’dan sonra siz de bizi suçladınız. Anayasa değişikliği çok önemli. Herkeste tedirginlik var. Aday konusunda umut olacak karakterin önce açıklanması önemli değil mi?
Sistemi niye tartışmıyoruz? Altı lider -önce demokrasi- diyor.
Erdoğan ve onun yakın çevresi olayı kişi ekseninde götürmek istiyor. Bunun bilinçli bir yönlendirme olduğuna inanıyorum. Yani kendimize bir kral arıyoruz öyle mi, öyle değil? Ama biz kural istiyoruz.
Toplum doğal olarak aday noktasına itildi. Hangi kanalı açarsanız bu yönlendirmeyle o kanalların hareket ettiğini üzülerek görüyorum. Memleket batmış, kralı nerden bulabiliriz? Biz kurtarıcı kral aramıyoruz, biz demokrasi arıyoruz. Ya kurtaramazsa ne olacak? Demokrasi olduğu zaman kurtarıcı aramayacağız. Belçika’da gördük. Sisteme kilitlendi herkes orda.
Ama Belçika’da yargı çalışıyor bizde çalışmıyor. Halkta biraz Ekmeleddin İhsanoğlu tedirginliği de var?
Niye geçmişe takılıyoruz, geleceği düşünmüyoruz? Kaygıyı yaratan; kral arayışıdır. Ekmeleddin Bey döneminde biraz yargı vardı, bağımsızlık vardı. Şimdi hiçbir şey yok. Şu kapıdan çıkın sizi tutuklayabilirler. Türkiye yeni bir evrede artık. Bu evre içinde düşünmek lazım.
“Sandık başını tutacağız”
Kamu politikaları ne kadar etkili olacak? Seçime giderken demokrasi bandı daha da daralırsa ne yapacaksınız? Altılı Masa cumhurbaşkanlığını kazanır, mecliste çoğunluğu kazanamazsa ne yapacaksınız?
Türkiye’nin soyulmasına yol açan yap-işlet vs. gibi o konularla ilgili çalışmayı yapacağız. Hiçbir uluslarararası mahkeme bir devletin soyulmasına evet demez. Türkiye’de de yetkin hukukçular var. Onlarla da görüşüyoruz. Londra mahkemeleri devletin soyulması için bir güvence değil. Burda altı lider arasında bir sorun yok.
Erdoğan’ın kamu bürokrasisini ve yargıyı kullanarak demokrasiyi daralttığını biliyoruz. AK Partili il ve ilçe başkanları hükümete çalışıyor. AK Partililer artık evlere giremiyor. Seçim güvenliği için çok iyi hazırlıklar yapıyoruz. İller ve ilçelerden gelen sandık görevlileri listelerini kontrol edip, arıyoruz. Yerlerinde olup, olmadıklarına bakıyoruz. Onlara nasıl görev yapmaları gerektiğini anlatıyoruz. Büyük kentlerde barolarla da ortak bir çalışma yaptık. Okullarda bir sorun çıktığında avukatlar derhal müdahale edecek. Sandık başındaki arkadaş, tutanağın fotoğrafını çekecek ve bize gönderecek. Biz YSK’ya güvenmiyoruz.
Seçim güvenliği konusunda karnemizin çok iyi olduğunu söylemedim. Biz Şanlıurfa’nın bazı ilçelerine giremedik 2014’te. Kaymakam, vali, ‘hayatı tehlike’ var dedi. O dönem CHP’nin o bölgedeki algısı farklıydı. Ama bugün farklı. Bugün geçmişle mukayese edilmeyecek kadar güzel bir çalışma yapıyoruz. Sandıktaki arkadaşların görevlerine gidip gitmediklerini de saptadık.
“Erdoğan seçime bile girmeyebilir”
Cumhurbaşkanlığını kazanıp, meclis başkanlığını kazanamama da dahil her olasılığı düşünüyoruz. Ama her seçenekte biz kazanıyoruz. Parlamentoda çoğunluğu kaybedeceğini Erdoğan da görüyor. Onun bütün hedefi cumhurbaşkanlığı. Orda da kaybedecek. Ama orda kaybedeceğine inanırsa Erdoğan seçime bile girmeyebilir. YSK’dan istediği kararı çıkartabilir. YSK kararıyla aday olmayabilir. Bu ülkede yargı kalmadı. Erdoğan’ın derdi demokrasi mi, değil.
Erdoğan seçim kaybetmek istemez. Kaybettiğini anladığı an -ben seçime girecektim ama YSK izin vermedi- diyecek. Ama halk nezdinde bir mağduriyet yaratamayacak çünkü YSK’nın onun emrinde olduğunu hepimiz biliyoruz.
“AYM’ye mektup yazacağım”
Sansür yasasına karşı AYM’ye bir çağrınız olacak mı, perşembe günü ilk incelemesini yapacak?
Yüksek mahkemenin demokratik standartlarla ilgili açılan davalara, insan hakkı ihlallerine öncelik vermesi lazım. Öncelik vermiyorsa görevini yapmıyor demektir. Parlamentodan TMSF ile ilgili konular dahil, yolsuzluklar hakkında yasalar geçiyor. Yasalarla yolsuzlukların önüne geçilmiyor. Bu konuda da bir mektup hazırlıyorum, AYM’ye göndermek üzere. Yolsuzluğun üstünü kapatan meclis, 15 Temmuz gazilerinin parasını yiyenleri soruşturmayan meclis olur mu?
Ombudsman kurumu falan hepsi hikâye. Biz, AB’nin öngördüğü tüm demokratik standartları ülkemize getireceğiz. Onların yeni bir fasıl açmalarını beklemeden biz bunu yapacağız. Kararlıyız.
HDP’nin masada olmaması oy almak için sorun olmaz mı?
Çıtayı demokrasi üzerine oturtursak bir sorun olmaz. Demokrasiden yana olanlar gelip oy verecekler. ‘Bizim kralımız çok iyi’ diyenler de gidip öbür tarafa oy verebilirler.
“Başörtüsü konusunda kendi kalemize gol atmadık”
Başörtüsü için anayasa değişikliğine ne diyeceksiniz?
Başörtüsü konusunda kendi kalemize gol attığımız gibi bir düşünce asla söz konusu değil. Teklifimiz gayet açık. Kadının kılık kıyafetiyle ilgili karar siyasetçiler tarafından verilemez. Bunu Erdoğan yeniden başörtüsünü istismar edecek sürece sokmak istiyor, biz buna asla izin vermeyeceğiz. AK Parti yeniden partilerin nabzını yoklayacak. Biz de Altılı Masa’da ortak karar vereceğiz, tavrımızla ilgili.
Erdoğan’ın Esad’la yeniden görüşebileceğini açıklamasına ne diyorsunuz?
Erdoğan omurgası çok esnek olan kişidir. Düne kadar hakaret ettiğini koşa koşa gidip kucaklayabilir. Onun için önemli olan paradır. Sarayın itibarıdır. Arjantin şampiyonluk maçı oynuyor, devlet başkanı ülkenin sorunları varken maç izlemeye gidemiyor. Erdoğan gidebiliyor. Gerçeklikten kopmuş bir liderdir. Türkiye’nin gerçekleri onu ilgilendirmiyor. ‘CHP’liler gelirse bizim yaptıklarımızı yıkacaklar’ diyor. Biz köprüyü, yolu niye yıkalım. Erdoğan’ın eleştirilerini tebessümle, biraz da acıyarak okuyorum.
Kılıçdaroğlu gazetecilerle söyleşisini “Sizi incittiysem özür dilerim” sözleriyle bitirdi.