Son dönemde birçok kiralık ev ilanlarında ‘fatura dahil’ deniliyor. İlk etapta avantaj gibi görünen bu durum kiracı aleyhine dönüşebiliyor. Kimi ev sahipleri kısa dönem kiralama yaptığı için elektrik, su ve doğalgaz aboneliğini kendi adına muhafaza ederken, kimi de bu yolla tahliye ve zam baskısı yapıyor. Yaşanan bu sorunun dava dosyalarına da konu olmaya başladığını belirten Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Avukat Ali Güvenç Kiraz, ev sahiplerinin bu yolu seçmesinin nedeninin uzun süren tahliyeler olduğunu belirtti ve şunları söyledi:
Yazlık modeli genele yayıldı
“Ev sahipleri kiracılarını tahliye etmek konusunda Borçlar Kanunu’nda sayılı haklı nedenlerden birisine sahip olmak zorunda. Dava açıldığı takdirde de dava sürecinin istinaf dahil tahminen 2-2.5 yıl sürüyor olması ‘kiracıyı daha kolay nasıl tahliye edebilirim’ düşüncesine yönlendirmiş durumda. Bu noktada aslında yıllardır yazlıklarda uygulanan, kısa süreli kiralamalarda var olan bir model uzun süreli kiralamalarda da uygulanır hale geldi.
“Yazlıklarda kiracı 1-3 ay arası kiraladığı taşınmazla ilgili olarak yazılı kira sözleşmesi yapmamakta ve elektrik, su var ise doğalgaz gibi temel hizmetlerin aboneliklerini üzerine almamakta ve tahliye anında herhangi bir şekilde bir sorun da çıkmamaktadır. Bunu gören mal sahipleri İstanbul veya büyükşehirlerdeki kiralamalarda bu modeli kullanmaya başladılar.
“Kiracı sözleşme yapmak istediğinde emlak danışmanı veya mal sahibi yazılı sözleşme yapılmadığını, kiracının abonelikleri üzerine almasını istemediğini veya yazılı sözleşme yapılsa bile bir örneğinin kiracıya verilmeyeceğini şart koşuyor.”
Emlak danışmalarının verdiği bilgiye göre, kimi ev sahipleri ‘fatura benim adıma kalsın, sen geldikçe ödeme yap’ derken, kimi de ortalama bir gider belirleyerek daha yolun başında kiraya ekliyor.
Nasıl kullanılıyor?
Avukat Kiraz, fatura oyunu ile neler yapıldığını şöyle anlattı:
“Mal sahibi kiracı ile olan sözlü kira sözleşmesinin veya kiracıya örneği verilmeyen yazılı kira sözleşmesinin uzama dönemi geldiğinde, yasal artış oranı kapsamındaki artışı kabul etmediğinde, yani daha fazla artış talep ettiğinde kiracısının temel hizmetlerini kapatabilir. Kiracı yaşayabilmek için su, elektrik ve doğalgaza ihtiyacı olduğu için de ya bu isteği kabul ediyor ya da tahliye ederek taşınmazı boşaltıyor. Mal sahibi kiracısının taşınmazı tahliyesini talep ettiğinde de yine aynı şekilde kiracı çıkmak istemediğinde aynı yöntemi kullanarak taşınmazın temel hizmetlerini kapatılıp taşınmazın kullanımı engelleyebiliyor.”
Peki kiracı bu kira sözleşmesine dayanarak bu hizmetlerin aboneliklerini kendi üzerine yapamaz mı? Kiraz şu yanıtı verdi:
“İşte bu noktada ise devreye yazılı kira sözleşmesinin olmaması veya kiracıya bir örneğinin verilmemesi, Dask poliçesi ve tapu belgesi zorunluluğu devreye giriyor. Tüm bu kurumlar kiracıya abonelik hizmeti verebilmek için bu belgelerin verilmesini şart koşuyorlar. Kiracıda bu belgeler olmadığı için bu nedenle de abonelikler kiracı üzerine yapılamıyor. Hukukun boşluk alanlarından birisi olduğu için de herhangi bir kurum veya mahkeme bu aboneliklerin tesisi yönünde karar da veremiyor.”
Kiraz, kiralama yapan vatandaşın mutlaka sözleşme imzalaması, imzalandığı gün de örneğini alması konusunda uyarıyor.