Küba’da son yılların en büyük gösterilerinde binlerce kişi, ekonomik krizle gelen elektrik kesintileri ve gıda sıkıntısını protesto etti. Başkent Havana’da toplanan yüzlerce kişi “Özgürlük istiyoruz” sloganları atarken göstericilere göz yaşartıcı gaz ve copla müdahale eden polis en az on kişiyi gözaltına aldı.
Havana’ya 30 kilometre mesafedeki San Antonio de los Baños kentinde de çoğunu gençlerin oluşturduğu binlerce gösterici yaşam koşullarını protesto etti. Holguín, Matanzas, Camagüey ve Santiago de Cuba kentlerinde de göstericiler sokağa çıktı.
Küba Devlet Başkanı Miguel Díaz-Canel, protestoların merkezi durumundaki San Antonio de los Baños kentine giderek televizyondan halka seslendi. “Bu ulusun egemenliği ve bağımsızlığından vazgeçmeyeceğiz. Devrim dikte etmeye çalışıyorsanız cesedimizi çiğnemeniz gerekecek” diyen Díaz-Canel, Kübalıları sokağa çıkarak karşı gösteriler düzenlemeye çağırdı. Devlet Başkanı, “Ülkenin tüm devrimcilerini, tüm komünistleri sokağa çıkmaya, provokasyonlara kararlı ve cesur bir şekilde karşı koymaya, devrimi savunmaya çağırıyoruz” dedi.
Küba’daki gösterilere Amerika Birleşik Devletleri’nden (ABD) üst düzey tepki geldi. ABD Başkanı Joe Biden’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, twitter hesabından yaptığı paylaşımda “ABD’nin Küba’nın tamamında düşünce ve toplanma özgürlüğünü desteklediğini, haklarını kullanan barışçı göstericilere yönelik her türlü şiddet ve saldırıyı en şiddetli bir şekilde kınadıklarını” kaydetti.
ABD yaptırımlarının da etkisiyle ekonomik kriz içinde bulunan Küba, koronavirüs pandemisinin şiddetlenmesi nedeniyle zor durumda. Pazar günü ülkedeki vaka ve ölüm sayısı yeni bir zirveye ulaştı; yetkililer 6 bin 923 yeni vaka ve 47 ölüm kaydedildiğini duyurdu.
Protesto gösterilerine çok ender rastlanan Küba’da genelde sadece Komünist Parti etkinliklerine izin veriliyor.
Miguel Díaz-Canel, nisan ayında Komünist Parti yönetimini Raúl Castro’dan devralmış, 1959 yılında Fidel Castro’nun sosyalist devriminin ardından ilk kez iktidar, soyadı Castro olmayan birine geçmişti.